Danıştay Kararı 3. Daire 2000/2255 E. 2003/903 K. 20.02.2003 T.

3. Daire         2000/2255 E.  ,  2003/903 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2000/2255
Karar No: 2003/903

Temyiz Eden : Süleyman Nazif Vergi Dairesi Müdürlüğü-DİYARBAKIR
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Yolcu taşımacılığı yaptığı otobüsü piyasa kıymetinden düşük fiyatla sattığı görüşüyle takdir komisyonu kararına dayanılarak davacı adına 1994 takvim yılı için re’sen salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisi ve fon payı ile geçici vergi üzerinden kesilen kaçakçılık cezasını; motorlu kara taşıtlarının satış bedellerinin emsallerine uygunluğunun kasko değerinden de yararlanılarak saptanması 170 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde duyurulduğundan, davacı tarafından 13.6.1994 tarihinde 170.000.000.- liraya satılan otobüsün satış tarihindeki gerçek piyasa kıymetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılarak … Ticaret ve Sanayi Odasından bilgi istendiği, sözü edilen kurumun 24.12.1999 günlü yazısında 575.000.000.- lira civarında olabileceği bildirildiğinden mahkemelerince de bu değerin benimsendiği ve noterde yapılan satış sözleşmeleri vergi idaresinin bilgisi dışında kalamayacağından yol açılan vergi kaybından dolayı kaçakçılık cezası kesilemiyeceği gerekçesiyle matrahı azaltmak, cezaları kusura çevirmek suretiyle değiştiren … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Yolcu taşımacılığı yaptığı otobüsü piyasa kıymetinden düşük fiyatla satması nedeniyle davacı adına yapılan tarhiyatı matrahı azaltmak ve cezaları kusura çevirmek suretiyle değiştiren vergi mahkemesi kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) bendinin birinci fıkrasında vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olacağı hükmüne yer verilmiştir. Aynı bendin ikinci fıkrasında ise gerçek mahiyetin yemin dışındaki her türlü delille ispatlanabileceğine değinildikten sonra iktisadi, ticari ve teknik gereklere uymayan ve olayın özelliğine göre olağan dışı veya alışılmamış bir durumun, iddia eden tarafından ispatlanması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Vergilendirme, aktifinde kayıtlı otobüsü 170.000.000.- liraya satan davacının faturada gösterdiği bu değerin gerçek piyasa kıymetinden düşük görülmesi nedeniyle yapılmıştır. Aynı yaştaki ve aynı model otobüslerin 851.000.000.- lira kasko sigorta kıymeti üzerinden sigortalandığı da tartışmasızdır. Vergilendirme döneminde kasko sigorta kıymetinden yaklaşık 600.000.000.- lira ve aynı değerden beş kat daha düşük fiyatla satış ekonomik ve ticari gereklere uygun düşmeyen bir durumdur. Bu nedenle faturada gösterilen değerin gerçek piyasa kıymeti olduğu veya bu kıymeti varsa düşüren haklı nedenleri ispat külfeti davacıya düşer
Davacının bu konudaki iddiaları takdir komisyonu kararının yeterli dayanaktan yoksun kaldığı yönünde olup satış değerinin hangi nedenle gerçek piyasa kıymeti olduğu yolunda herhangi bir iddia ve belge sunulmamıştır.
Tarhiyat ise takdir komisyonunca satış senedine göre takografıyla birlikte satıldığı anlaşılan otobüsün, 894.000.000.- liraya satılmış olabileceğini takdir eden takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılmıştır. Vergi Usul Kanununun 31’inci maddesinin ikinci fıkrasının (8) işaretli bendinde, matrah takdirine ilişkin takdir komisyonu kararlarında matrahın dayanaklarının gösterilmesi aranmıştır. Vergilendirmeye ilişkin takdir komisyonu kararı taraflar arasında ihtilafsız olan kasko sigorta kıymeti ve satış sözleşmesinde taşıtın takograf ile birlikte satıldığına ilişkin tarafların beyanına dayanmaktadır.
Tarafların iddiaları ve dosyadaki belgeler karşısında re’sen tarh nedeni gören vergi mahkemesine tarh matrahının gerçeğe uygunluğu araştırılmak üzere … Ticaret ve Sanayi Odasından, değeri tartışmalı otobüsün satış tarihindeki fiyatı sorulmuştur.
Bakılan davalarla ilgili her türlü incelemeyi kendiliğinden yapması 2577 sayılı Yasanın 20’nci maddesinde öngörülen idari yargı yerlerinin, taraflardan ya da ilgili diğer yerlerden gerek görülen belge ve bilgiyi istemelerine olanak tanınmıştır. Ancak verilen bilginin hükme esas alınabilmesi için bilgisine başvurulanın o konuda görevli ve yetkili kılınması veya bilgi istenen konunun olağan faaliyetleri kapsamına girmesi, verilen bilgi ve yanıttan sorumluluğunun bulunması gerektiği gibi verilen bilginin dayanaklarının gösterilmesi gerekir.
Vergi mahkemesinin bu konudaki ara kararı uyarınca; piyasa şartlarında otobüsün satış tarihindeki değerinin yapılan piyasa araştırmasına göre edinilen kanaat uyarınca 575.000.000.- TL civarında olduğu bildirilmiştir. … Ticaret ve Sanayi Odası yolcu taşımacılığında kullanılan motorlu taşıtların ticaretini yapmadığı, üyelerinin bu tür işleri ile
doğrudan bir ilgisi bulunmadığı gibi vergi mahkemesine gönderilen yazıda belirtilen piyasa kıymetinin ne şekilde saptandığı da belirsiz kalmıştır.
Tarh matrahının, bilgi istenen konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunmayan bir kuruluşun hükme yeter dayanak da gösterilmemiş bildirimine göre değiştirilmesi hukuka uygun düşmemiştir.
Vergilendirmede kısmen esas alınan değer ise kasko sigortasına esas değerdir. .. şirketlerince belirlenen kasko sigortasına esas değerler motorlu kara taşıtlarının imalat özellikleri, modelleri ve üretildikleri yıla göre yaşları gözönüne alınarak belirlenmektedir. Diğer yönden bu değerler sigortacıların üstleneceği riske esas oluşturduğundan en gerçekçi piyasa kıymetlerini ifade etmektedir. Bu nedenlerle, otobüsün kasko sigortasına yaklaşık fiyatla satılmış olabileceğine ilişkin takdir komisyonu kararına göre yapılan vergilemede yasaya aykırı başka bir yön saptanmadan, hangi veriye dayandığı belirsiz yazıya göre verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13’üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 20.2.2003 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

X.K A R Ş I O Y:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda kasko sigorta bedelinin kanuni ölçü olduğu ve bu bedelin altında araç satışı yapılamayacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamıştır.
Serbest piyasa koşullarında ikinci el araçların kasko sigorta bedelinden aşağı veya yukarı bedelle satılması mümkündür. Ayrıca gelir vergisi yönünden bir aracın emsal bedelinden aşağı satılamayacağı yolunda da herhangi bir kural bulunmamaktadır.
Bu bakımdan kasko sigorta bedelinden aşağı bedelle araç satıldığı veya emsalinden düşük bedelle satış yapıldığından söz edilerek re’sen tarh yoluna gidilemez.
İşletmenin aktifine kayıtlı bir aracın emsalinden düşük bedelle satıldığı kabul edilerek emsal bedel takdirine gidilemez. Satış bedeli bilinmeyen veya tespit edilemeyen iktisadi değerler için emsal bedel tayini yoluna gidilebilir.
Olayda satışı yapılan taşıtın satış bedeli bellidir. Satış bedelinin gerçek olmadığı yolunda yapılmış karşıt inceleme de yoktur.
Bu nedenle olayda re’sen tarh nedeni olmamasına karşın, emsal bedel takdiri yoluna gidilerek re’sen tarhiyat yapılmasında hukuka uygunluk mevcut değildir.
Öte yandan emsal bedel tayin edilirken 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267’nci maddesindeki sırasıyla uygulanması gereken ortalama fiyat esası maliyet bedeli esası gibi iki esas uygulanmadan üçüncü sıradaki takdir esası uygulanarak emsal bedel tayini yoluna da gidilmesi yasaya aykırıdır.
Olayda satışı yapılan aracın maliyet bedelinin davacının kayıtlarından çıkarılması mümkün iken ve maliyet bedeli esasına göre emsal bedel belirlenmesi gerekirken, bu esas uygulanmadan doğrudan takdir esasına göre emsal bedel tayini ve matrah takdiri yasaya uygun olmadığından cezalı tarhiyatın kaldırılması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

XX.K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar dayandığı hukuki nedenler ve gerekçe uyarınca vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.