Danıştay Kararı 3. Daire 2000/2018 E. 2002/3293 K. 17.10.2002 T.

3. Daire         2000/2018 E.  ,  2002/3293 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2000/2018
Karar No: 2002/3293

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Gaziler Vergi Dairesi Müdürlüğü-SAMSUN
İstemin Özeti : … işleten davacının İşletme Sahibinden Alacaklar Hesabında izlediği işletmeden çektiği paralar karşılığında elde ettiği faiz gelirinin ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerektiği görüşüyle adına 1998 takvim yılı için re’sen salınan ağır kusur cezalı gelir vergisi ve vergi ziyaı cezalı fon payına karşı açılan davayı; bilanço esasına göre defter tutan davacının ticari kazancının Gelir Vergisi Kanununun 38’inci ve 41’inci maddeleri çerçevesinde tespit edilmesi gerekmekte olup, söz konusu maddelerde de işletme sahibinin ticari ve özel mameleki arasında tam bir ayrım yapılıp, işletme sahibinin işletmeden çektiği kıymetlerin özel tasarrufunda kullanılması halinde ticari kazanca eklenmesi öngörüldüğünden davacının, şahsi işletmelerde ortaklar cari hesabı ile sermayenin bütün olduğu yolundaki iddiasına itibar edilemeyeceği, vergisi ihtilaflı yılda işletmenin 21.935.129.847.-lira finansman gideri varken, davacının işletmeden para çekmesi nedeniyle İşletme Sahibinden Alacaklar Hesabının borç bakiyesi vermesi ve İşletme Sahibinden Borçlar Hesabının bulunmaması mali, ekonomik ve teknik icaplara uymadığı gibi defter ve belgelerin noksanlığının da bir kanıtı olarak olayda re’sen tarh sebebinin varlığını gösterdiği, işletmeden çektiği paraları bankada kullandığını beyan eden davacının elde ettiği faiz gelirinin ticari kazanç olduğunun kabulü gerektiğinden, sözü edilen hesaba kaydedilen tutarların adatlandırılması ve adat bakiyesine %67 reeskont oranı uygulanması sonucu saptanan ticari kazançtan, davacı tarafından faiz ve repo geliri olarak beyan edilen tutarın düşülmesi suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; işletmeden çekilen paranın 1997 yılı dönem sonu karı olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Uyuşmazlık, yükümlünün şahsi işletmesinden dönem içerisinde çekmiş olduğu paradan elde edilmesi gereken faiz gelirinin dönem kazancına ilavesiyle tarhiyat yapılmasına ilişkin olup olmadığı hususundan doğmaktadır.
Mahkeme kararında yükümlünün ticari ve özel mameleki arasında tam bir ayrım yapılması suretiyle işletmeden çektiği kıymetlerin özel tasarrufunda kullanılması halinde ticari
kazanca ilavesinin kanuni zorunluluk olduğu, bu haliyle yükümlünün işletmeden çektiği yüksek tutardaki paradan hesaplanan faiz gelirinin matraha ilavesi gerektiği sonucuna varılmış ise de, yükümlünün söz konusu işletmenin 1997 yılı karının çekilmeksizin işletme bünyesinde kaldığı ve ihtilaflı dönemde çekilen paraların söz konuru karın çekilmesinden ibaret olduğu yolundaki iddiasının yaptırılacak bilirkişi marifetiyle incelettirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle yükümlü temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 17.10.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X.K A R Ş I O Y:
Dosyanın incelenmesinde; ecza deposu işleten mükellefin şahsi işletmesinden çekmiş olduğu paralar için faiz geliri tahakkuk ettirmediği ve fatura düzenlemediğinin tespit edildiği, Kurumlar Vergisi Kanununda düzenlenmiş olan “örtülü kazanç dağıtımı” müessesesinin Gelir Vergisi Kanununda karşılığı olmasa da işletme sahibi ile işletmenin ayrı birer kişilik olarak dikkate alınması ve bu nedenle işletmeden çekilen paralar için faiz geliri hesaplanarak matraha ilave edilmesi gerektiği görüşüyle tarhiyat yapılmış ve Vergi Mahkemesince bu tarhiyata karşı açılan dava reddedilmiş ise de; davacı dava dilekçesinde şahsi işletmesinden çektiği paranın işletmeyle ilgili olmadığını, 1997 yılında elde ettiği kardan ibaret olduğunu iddia ettiğinden, bu iddianın davacının defter ve belgeleri üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi suretiyle açıklığa kavuşturulması gerekirken, bu inceleme yapılmaksızın verilen noksan incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatında olduğumdan karara katılmıyorum.