Danıştay Kararı 3. Daire 1999/2680 E. 2000/2494 K. 28.06.2000 T.

3. Daire         1999/2680 E.  ,  2000/2494 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 1999/2680
Karar No: 2000/2494

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : Suburcu Vergi Dairesi Müdürlüğü-GAZİANTEP
İstemin Özeti : Davacı adına tarhiyat öncesi uzlaşma üzerine tahakkuk eden gelir vergisi ve fon payı ile bunlara ilişkin olarak hesaplanan gecikme faizlerinin ödenmemesi üzerine tesis edilen 9.9.1998 günlü haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Yasanın 54.maddesinde, ödeme süresi içinde ödenmeyen amme alacağının, amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallar haczedilerek cebren tahsil olunacağının belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, tarhiyat öncesi uzlaşılan vergiler için düzenlenen ödeme emirlerine rağmen ödenmeyen amme alacağının tahsili amacıyla davacının gayrimenkullerine 1996 yılında haciz konulmuş ise de haciz sırasında bu gayrimenkullerin rayiç değerinin bilinmemesi karşısında menkul malların haczine ilişkin olarak tesis edilen uyuşmazlık konusu haciz işleminde yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; uyuşmazlık konusu haciz işleminde yasaya uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacının, kesinleşen vergi borçları nedeniyle 1996 yılında haczedilen gayrimenkulleri satılıp paraya çevrilmeden, menkul malları üzerine 2.kez uygulanan haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı görüşüyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz istemi, Davacının kesinleşen vergi borcunun tahsili amacıyla iş yerindeki altı parça taşınır malının haczi işlemine karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 62. maddesinin 1. fıkrasında; borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tesbit edilen borçlu veya üçüncü şahısların elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklardan amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı öngörülmüş, olup aynı kanun maddesinin 5. fıkrasında da haciz uygulamasında tahsil dairesinin alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükellef olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 4.230.306.000,- lira vergi borcu nedeniyle 9.10.1996 tarih ve …, … ve … sıra nolu haciz bildirisiyle yedi parça taşınmaz üzerine haciz uygulandığı, haciz uygulanan bu taşınmazların açık artırma ile satışı yapılarak amme alacağının tahsili yoluna gidilmeksizin 9.9.1998 tarihli haciz tutanağı ile davacının iş yerindeki altı parça taşınır malının haczedildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; alacaklı idarece haciz uygulanan taşınmazların hacze neden olan amme alacağnı karşılamaya yeterli olup olmadığı yolunda davacınında menfaatini gözetecek biçimde herhangi bir araştırma ve tesbitte bulunulmaksızın ikinci kez mesleğin icrasında kullanılan menkul malların hacz yolunda tesis edilen işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62/1 maddesinde; borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairelerince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahısların elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklardan amme alacağına yetecek miktarlarının tahsil dairesince haczolunacağı öngörülmüş olup, aynı maddenin 3.fıkrasında da haciz uygulanmasında tahsil dairesinin, alacaklı amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükellef olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının kesinleşen vergi borcu nedeniyle … tarih ve …, … ve … sıra nolu haciz bildirileriyle yedi parça taşınmazı üzerine haciz uygulandığı, ancak haczedilen bu taşınmazların açık arttırma ile satışı yapılarak paraya çevrilmediği gibi bilirkişi marifetiyle rayiç bedellerinin tespiti yoluna da gidilmeden, 9.9.1998 tarihli haciz tutanağı ile davacının işyerindeki menkul mallarının haczedildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, alacaklı idarece, haciz uygulanan taşınmazların haczin dayanağını oluşturan amme alacağını karşılamaya yeterli olup olmadığı yolunda herhangi bir araştırma ve tespit yapılmaksızın davacının menfaatine aykırı şekilde menkul malları üzerine ikinci kez tesis edilen haciz işleminde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:…. sayılı kararının bozulmasına, … lira temyiz yargılama giderinin vergi dairesi müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine 28.6.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.