Danıştay Kararı 3. Daire 1998/1779 E. 1999/1696 K. 04.05.1999 T.

3. Daire         1998/1779 E.  ,  1999/1696 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1999
Karar No : 1696
Esas Yılı : 1998
Esas No : 1779
Karar Tarihi : 04/05/999

TİCARİ NİTELİK TAŞIYAN FAALİYETLERİ İLE TEDAVÜL EKONOMİSİNE KATILAN, DOLAYISIYLA ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEN GELİR SAĞLADIĞI ANLAŞILAN DERNEĞİN DEVAMLILIK ARZEDEN BU FAALİYETLERİNİN İKTİSADİ İŞLETME SAYILMASI, ELDE ETTİĞİ GELİRİN KURUMLAR VERGİSİNE TABİ TUTULMASI GEREKTİĞİ HK.
Davacı derneğin hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak tesis edilen kurumlar vergisi mükellefiyeti işlemine ve 1996 dönemi için adına re’sen salınan geçici kurumlar vergisi ile bu vergiye bağlı olarak kesilen ağır kusur cezasına karşı açılan davayı; 2908 sayılı Dernekler Kanununun 1.maddesinde, kazanç paylaşma amacı dışında kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek kişinin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak bir araya getirmek suretiyle oluşturulan kuruluşların dernek olarak tanımlandığı, davacı derneğin tüzüğünün 3.maddesinde amacının, bölge ve ülke turizminin gelişmesinde her türlü hizmet ve girişimde bulunmak, turizmci işletmeler arasında işbirliği yaparak, tesislerin sorunlarını asgariye indirmek, altyapı tesisi yapmak, iç turizmi teşvik etmek, enternasyonal fuar ve sergilere katılmak olarak belirtildiği, davacı derneğin sahil bandını temizlemek için belediyeler ile protokol imzalamasının, sahil bandında yapılacak büfe yerlerini tespit etmesinin, belediyeye bağışta bulunmasının, büfelerden teberru olarak para toplanmasının, toplanan bu paraların yine turizmi geliştirmeye yönelik alanlara harcanmasının ticari amaçla yapıldığının kabul edildiği, oysa bir faaliyetin ticari olması için faaliyetin kar elde etmek amacına yönelik olması, elde edilen karın elde edenlerce paylaşılması ve bu faaliyetin ticari bir organizasyon içinde yapılması gerektiği, derneğin teberru veya aidat adı altında elde ettiği gelirlerin dernek üyeleri arasında paylaşılmadığı, tamamen turizmi geliştirmek amacıyla harcandığı, dolayısıyla sözü edilen derneğin Kurumlar Vergisi Kanununun 5.maddesi kapsamında iktisadi işletme niteliğini taşımadığı sonucuna ulaşıldığından, derneğin iktisadi işletme gibi faaliyette bulunduğu görüşüyle kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilerek yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı terkin eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; davacı derneğin Kurumlar Vergisi Kanununun 5.maddesinde tanımlanan iktisadi işletme gibi faaliyette bulunduğu, düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta yasalara aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2362 sayılı Kanunla değişik (D) bendinde, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisine tabi olduğu belirtilmiş, maddenin son fıkrasında da kurum kazancının, gelir vergisi mevzuuna giren gelir unsurlarından terekküp edeceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı kanunun 5.maddesinde, derneklere ait veya bağlı olup, 4.maddede yazılı şartları haiz bulunan işletmeler ile aynı mahiyetteki yabancı işletmelerin, derneklerin iktisadi işletmeleri olduğu belirtilmek suretiyle derneklere ait veya bağlı olan iktisadi işletmelerin vergilendirilmesi için gerekli olan koşulların neler olduğu, Kanunun iktisadi kamu müesseselerinin vergilendirilmesi için gerekli koşulları düzenleyen 4.maddesine atıf yapılmak suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır.
Atıfta bulunulan 4.maddede bu koşullar, iktisadi işletmenin derneğe ait veya bağlı olması, faaliyetinde devamlılık bulunması, faaliyetin ticari, sınai ve zirai nitelikte olması, sermaye şirketi ve kooperatif statüsünde bulunmaması şeklinde belirtilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında da bu işletmelerin kazanç gayesi gütmemelerinin, faaliyetin kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunmasının, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceği açıklanmıştır.
Belirtilen kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden derneklere ait yada bağlı olan sermaye şirketi ve kooperatif statüsü dışındaki iktisadi işletmelerin kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için, bu işletmelerin faaliyetlerinin sürekli olması ve faaliyetlerinin ticari, sınai ve zirai nitelik taşıması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı derneğin belediyelere tahsis edilen kıyı şeridi üzerinde, belediyelerle yaptığı protokol uyarınca, plajlarda su sporları istasyonları, büfe ve büfe önü tahsisleri yaptığı, park, duş kabini, oturma yerleri oluşturduğu, ayrıca plajlara yönelik temizlik güvenlik gibi bir takım hizmetler sunduğu, yapılan tüm bu faaliyetler karşılığında da teberru adı altında belli bir bedel aldığı, bu bedellerin bir kısmını belediyelere aktardığı ve bu faaliyetlerine ilişkin hesap ve işlemlerini bilanço esasına göre tuttuğu defterlerinde muhasebeleştirdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda ticari nitelik taşıyan faaliyetleri ile tedavül ekonomisine katılan, dolayısıyla üçüncü kişilerden gelir sağladığı anlaşılan davacı derneğin devamlılık arzeden bu faaliyetlerinin iktisadi işletme sayılması,bu nedenle elde ettiği gelirin kurumlar vergisine tabi tutulması gerektiğinden aksi yolda verilen mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, dernek tüzel kişiliğine ait gelirler ile derneğe bağlı iktisadi işletmenin kurumlar vergisine tabi tutulacak kazancının birbirinden ayrılması gerektiği hususu da gözönünde bulundurulmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.