Danıştay Kararı 3. Daire 1998/1581 E. 1999/2041 K. 21.05.1999 T.

3. Daire         1998/1581 E.  ,  1999/2041 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1999
Karar No : 2041
Esas Yılı : 1998
Esas No : 1581
Karar Tarihi : 21/05/999

NAKLİYECİLİK YAPAN YÜKÜMLÜNÜN ARACININ 1.3.1995 TARİHİNDEN İTİBAREN İRADESİ DIŞINDA ELİNDEN ÇIKTIĞI BELGELERLE KANITLANDIĞINDAN VE BU TARİHTEN SONRA ARACI YENİDEN TASARRUFU ALTINA ALARAK NAKLİYECİLİK YAPTIĞI TESPİT EDİLMEDİĞİNDEN TİCARİ FAALİYETİ BULUNMADIĞININ KABULÜNÜN ZORUNLU OLDUĞU HK.

… tarihinden itibaren nakliyecilik faaliyetinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olan ancak 1996 takvim yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesini 1997 yılında aldığı çağrı yazısı üzerine boş olarak hayat standardı üzerinden ihtirazi kayıtla veren davacı adına takdir komisyonu kararına dayanılarak salınan gelir vergisi, fon payı, geçici gelir vergisi ile bunlara bağlı olarak kesilen ağır kusur cezalarına ve ayrıca hesaplanan gecikme faizine karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden davacının … tarihinde satın aldığı kamyonu ile nakliyecilik faaliyetinde bulunmak üzere gerçek usulde mükellefiyet kaydını yaptırdığı, ancak aracın … tarihinde kaza yaparak hasara uğradığı, bir süre sonra tamir ettirilerek … tarihinde satması için bir şahsa vekalet verildiği ancak bazı kuşkular nedeniyle aynı gün içinde bu şahsın vekaletten azledildiği, fakat bu arada aracın elden çıktığı, dolayısıyla faaliyeti olmadığı gerekçesiyle 1994 ve sonraki dönemlere ait beyannamelerin ancak çağrı yazısı üzerine 1997 yılında boş olarak ihtirazi kayıtla verildiği anlaşılmakta olup, dava konusu tarhiyat süresinden sonra ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine re’sen yapıldığından ve süresinde beyanname verilmemesi re’sen takdir nedeni olduğundan yapılan işlemde bu yönden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı herne kadar hayat standardı esasının uygulanmasının ancak faaliyette bulunması halinde mümkün olduğunu, oysa 1994 yılında kaza nedeniyle 1995 yılı ve sonrasında da arabasının iradesi dışında elinden çıkması nedeniyle nakliyecilik faaliyetinde bulunamadığını iddia etmekte ise de, aracının … günlü kazadan sonra ne kadar faaliyet dışı kaldığını ve tamirinin ne zaman bittiğini belgeleyemediği, iddia sahibi iddiasını isbat zorunda olduğundan aracın 1994 yılı içinde kısmen faal olduğunun kabul edilmesi gerektiği, geçici durumların işi bırakma sayılamayacağı yasada açıklandığından ve hayat standardı esasının hiç kazanç gösterilmemesi yada zarar beyanı hallerinde dahi uygulanması gerekli olduğundan tarh işleminde yasaya aykırılık bulunmadığı, aracın tamirat sonunda … günü iradesi dışında elinden çıktığı ve halen kayıp olduğu iddiasına gelince, olayın hemen akabinde derhal resmi mercilere başvurularak elde edilecek olumsuz sonuca göre durumun saptanarak belgelenmesi mümkün iken bu yola gidilmediği, ayrıca davacı tarafından aracın elinden çıktığı dolayısıyla taşımacılık işini fiilen ve tümüyle bıraktığı beyan edilerek vergi kaydının sildirilmesi mümkün iken bunun da yapılmadığı, sonuç olarak kaza, çalınma gibi arızi durumlar tek başına işin terk edildiğini gösteremeyeceğinden mükellefin faaliyetine devam ettiğinin kabulünün zorunlu olduğu, süresinde beyanname verilmemesi nedeniyle re’sen gelir vergisi tarh olunmasında yasaya aykırılık görülmediği, fon payının ancak beyannameye göre yapılan tahakkuklarda uygulanması gerektiğinden terkini gerektiği, geçmiş dönemlerle ilgili geçici verginin aslının aranamayacağı ancak bu vergiye gecikme faizi ve ceza uygulanması gerektiği, gelir vergisi ve geçici gelir vergisine bağlı olarak kesilen ağır kusur cezalarında yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle kısmen kabul ederek tahakkuk eden gelir vergisi ile buna uygulanan ağır kusur cezasını aynen onayan, ağır kusur cezalı fon payı ile geçici gelir vergisi aslını kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; vergi dairesi tarafından cezalı geçici vergi ve fon payının aynen onanması gerektiği, davacı tarafından ise aracın 1994 yılında kaza nedeniyle, 1995 ve 1996 yılında ise zorunlu olarak elinden çıkması nedeniyle nakliyecilik faaliyetinde kullanılamadığı, sözkonusu aracı satması için … tarihinde vekalet verdiği şahsı aynı gün vekaletten azletmekle birlikte aracın geri alınamadığı, … tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikayet başvurusu üzerine aracın başka bir şahsa satılmış olduğunun öğrenildiği, dolayısıyla ticari faaliyeti olmaması nedeniyle hakkında hayat standardı esasının uygulanamayacağı ileri sürülerek bozulması istemleridir.
Davacının 1996 yılı gelir vergisi beyannamesini vermemiş olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30.maddesinin 2.fıkrasının 1.bendine göre re’sen takdir sebebi ise de; takdir komisyonlarınca matrah takdiri yapılırken inceleme ve araştırma yapılarak takdirin somut dayanaklarının gösterilmesi de gerekmektedir.
Öte yandan Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116.maddesinde belirtilen hayat standardı esasına göre tarhiyat yapılabilmesi için mükelleflerin ticari, zırai veya mesleki faaliyetleri sonucunda bir kar elde etmeleri yada bu faaliyetleri nedeniyle zararlı bulunmaları gerekmekte olup, hiçbir ticari, zirai ve mesleki faaliyette bulunmamasına karşın vergi dairesindeki mükellefiyet kaydı herhangi bir nedenle silinmeyen mükellefler adına bu esasa göre tarhiyet yapılması mümkün değildir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının 1994 yılında kaza yapan aracının tamirini müteakiben motorunun satılması için bir şahsa … tarihinde vekalet verdiği ancak birtakım şüpheler nedeniyle bu şahsı aynı gün vekillikten azlettiği, fakat buna rağmen aracını geri alamaması üzerine … tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verdiği, savcılığın … tarihli takipsizlik kararında belirtildiği üzere sözkonusu aracın motorunun vekalet verilen kişi tarafından … tarihinde noterde düzenlenen satış senediyle satıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tarafından, sözkonusu aracın … tarihinden itibaren iradesi dışında elinden çıktığı belgelerle kanıtlandığından ve davalı idare tarafından davacının bu tarihten sonra aracı yeniden tasarrufu altına alarak nakliyecilik faaliyetine devam ettiği yönünde herhangi bir tesbit yapılmadığından, davacının 1995 ve 1996 yıllarında nakliyecilikten dolayı ticari faaliyetinin bulunmadığının kabulü zorunludur.
Bu nedenle dayanağı bulunmayan takdir komisyonu kararına göre yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının bozulmasına karar Verildi.