Danıştay Kararı 3. Daire 1997/671 E. 1998/2125 K. 04.06.1998 T.

3. Daire         1997/671 E.  ,  1998/2125 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1998
Karar No : 2125
Esas Yılı : 1997
Esas No : 671
Karar Tarihi : 04/06/998

VADELİ OLARAK DÜZENLENEN VE VADE TARİHİNDEN ÖNCE DE TAHSİL EDİLMEDİĞİ İHTİLAFSIZ OLAN ÇEKLERİN ALACAK SENEDİ GİBİ REESKONTA TABU TUTULMASINDA YASANIN RUHUNA AYKIRILIK GÖRÜLMEDİĞİ; MÜŞTERİLERİNE SATIP BİR KISMINI GERİ ALDIĞI KASA VE ŞİŞELERE AİT KDV SİNİN GİDER OLARAK MATRAHTAN İNDİRİLEBİLECEĞİNDEN, KENDİ ADINA DÜZENLEDİĞİ BELGELERİN KABULÜ GEREKTİĞİ HK.

Tüketim malları pazarlayan yükümlü şirketin 1992 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi üzerine düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak ikmalen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kusur cezasına karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin vadeli çekler üzerinden hesaplayıp kurum kazancından indirdiği … lira tutarındaki reeskont’un tamamen kanunen kabul edilemeyen gider olduğu ve kurum kazancına eklenmesi gerektiği, … lira tutarındaki katma değer vergisinin yıl içi muhasebe kayıtlarında “yasalarca kabul edilmeyen ödemeler katma değer vergisi” hesabında izlenerek … tarihinde bu hesaptan çıkarıldığı ve dönem kazancının hesaplanmasında gider unsuru olarak dikkate alındığı, bununda kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınıp kurum kazancına eklenmesi sonucu toplam … lira matrah farkı tesbit edilerek cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, Türk Ticaret Kanununun 707.maddesine göre çekin görüldüğünde ödenmek üzere düzenleneceği, çekte vadeden ziyade ibraz müddetinden bahsedilebileceği, çekin bir ödeme emri olduğu ve nakit gibi işlem göreceği, uygulamada vadeli düzenlenmiş olsalar bile bono veya poliçe gibi değerlendirilemiyeceği, yükümlü şirketin değerleme gününde portföyünde bulunan vadeli çekleri Vergi Usul Kanununun 281. maddesine göre reeskonta tabi tutmak suretiyle kar tesbiti yoluna gitmesinin söz konusu maddenin lafzına ve ruhuna aykırı olduğu, yükümlü şirketin, müşterilerine satıp bir kısmını geri aldığı kasa ve şişelerle ilgili katma değer vergilerinin gider olarak matrahtan indirilmesi nedeniyle hesaplanan matrah farkını ise, ticari işletmelerde ticari faaliyetlerle ilgili olarak ödenen katma değer vergisinin Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesi uyarınca indirim konusu yapılacağı yada indirilebilecek katma değer vergisi niteliği taşımıyor ise, maliyet unsuru olarak gider yazılması gerektiğinin belirtildiği, aksi bir düşünce ile ödenen katma değer vergisinin ödeyen üzerinde kalması sonucunu doğuracağından, … lira katma değer vergisinin gider yazılabileceği gerekçesi ile kısmen kabul ederek, … lira matrah farkına isabet eden vergi ve cezayı kaldıran … lira matrah farkına isabet eden vergi ve cezayı onayan … İkinci Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; yükümlü tarafından vadeli çeklerin alacak senetleri gibi reeskonta tabi tutulması gerektiği, aksi düşüncenin yanlızca yasanın lafzından hareket etmek anlamına geleceği, vergi dairesi müdürlüğü tarafından ise, usulüne uygun olarak düzenlenmeyen faturalarda katma değer vergisinin indirim konusu yapılamıyacağı gibi gider de yazılamıyacağı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararının, … lira matrah farkına ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle dairemizce de uygun görülmüştür.
Vadeli çeklere reeskont uygulamasından kaynaklanan matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasına gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 281.maddesinde alacakların mukayyet değerleriyle değerleneceği ve vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacakların değerleme gününün kıymetine irca olunabileceği, hükme bağlanmıştır.
İlgili dönemde yükümlü şirketin … lira tutarındaki vadeli çekleri defterlerine kaydettiği ve bunları 31.12.1992 tarihi itibariyle Vergi Usul Kanununun 281. maddesine göre reeskonta tabi tutarak gider yazdığı taraflar arasında ihtilafsızdır.
Uygulamada alacakların veya borçların çek veya senet ile garanti altına alındığı ve çekin daha güvenilir bir ödeme aracı olması nedeniyle piyasada yaygın olarak kullanıldığı, fonksiyon ve amaç olarak alacak ve borç senetlerinden bir farkı olmaması nedeniyle yasada ödeme aracı olarak belirtilen ve bir kambiyo senedi olan çek’in, günlük hayatta vadeli ödeme aracı olarak sıkça kullanıldığı görülmektedir.
Dava konusu olayda vadeli olarak düzenlendiği ve vade tarihinden önce de tahsil edilmediği ihtilafsız olan çeklerin alacak senedi gibi reeskonta tabi tutulmasında yasanın ruhuna aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile … İkinci Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının … lira matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin reddine ve kararın … lira matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, karar verildi.
K A R Ş I O Y X
Vadeli çekin reeskonta tabi tutularak oluşan farkın doğrudan gider yazılması yolundaki yükümlü kaydı kabul edilmeyerek bu meblağın inceleme elemanı tarafından kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınması, bu hususun vergi mahkemesince yerinde görülerek davanın bu kaleme ilişkin kısmının reddedilmesi aynı gerekçe ve nedenlerle tarafımızdan da uygun görülmüştür.
Öte yandan; yükümlü tarafından yıl içinde faturalı olarak satılan şişe ve kasaların kendi faturası ile yine kendi kendine satılmış gibi gösterilmesi ve ödenen KDV’nin ise indirim konusu yapılmadan doğrudan gider yazılmasının da hiç bir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Buna karşın vergi mahkemesi, hiç bir inandırıcı gerekçe getirmeden, sanki ödenen KDV’nin mutlak surette yansıtılması gerekirmiş gibi bir ifade ile, buradan bulunan matrah kısmını kaldırmıştır. KDV’nin hangi hal ve konularda yansıtılacağı veya gider veya maliyete atılacağı hususunda 3065 sayılı Kanunda açık bir hüküm yoksa, ilgilisinin üzerinde kalır. Bu itibarla, ödenen her katma değer vergisinin mutlaka indirim konusu yapılacağı (yansıtılacağı) ya da gider veya maliyete atılacağı hususunda kalıcı ve kesin bir yasa kuralı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, temyize konu mahkeme kararının bu konu ile ilgili hüküm fıkrasının reddi, vadeli çekin reeskonta tabi tutulmasından kaynaklanan matrah kısmı ile ilgili hüküm fıkrasının bozulması yolunda verilen karara katılmıyoruz.