Danıştay Kararı 3. Daire 1997/5190 E. 1999/1080 K. 17.03.1999 T.

3. Daire         1997/5190 E.  ,  1999/1080 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1999
Karar No : 1080
Esas Yılı : 1997
Esas No : 5190
Karar Tarihi : 17/03/999

DAVACININ TEVKİFAT YOLUYLA ÖDEDİĞİ VERGİLERİN İADE EDİLDİĞİ 12.7.1995 TARİHİNDEN 1993-1994 YILLARINA AİT VERGİLERİN ÖDENDİĞİ 31.5.1996 TARİHİNE KADAR GECİKME FAİZİ HESAPLANMASI GEREKTİĞİ, SÖZÜ EDİLEN YILLARA AİT KURUMLAR VERGİSİNİN VADE TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANAN GECİKME FAİZİNDE HUKUKA UYGUNLUK BULUNMADIĞI HK.

Arazi toplulaştırması işiyle uğraşan davacı şirket adına tahakkuk ettirilen gecikme faizine karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B ve 112., 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 121., 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 23. maddesi hükümlerinin birlikte incelenmesinden, uzlaşılan vergilere ilişkin olarak uzlaşma kararına kadar gecikme faizinin uygulanacağı, tevkif yoluyla ödenen ve gelir vergisine mahsubu gereken vergilerin gelir vergisinden fazla olması halinde red ve iade olunacağı, reddiyatı yapacak idarenin, muaccel hale gelmiş alacağının bulunması halinde borcu mahsup suretiyle reddin yapılacağı sonucuna ulaşıldığı, dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin, 1993 takvim yılından itibaren arazi toplulaştırma işi ile uğraştığı, bu işin yıllara sari inşaat olduğundan bahisle kurumlar vergisi beyannamesi verilmediği, ancak hakedişlerin %5 i oranında vergi tevkifatı yapılarak ödendiği, bilahare Maliye Bakanlığınca arazi toplulaştırması işinin yıllara sari inşaat olmadığının davacı şirkete bildirilmesi üzerine tevkif edilen vergilerin … tarihinde geri ödendiği, davacı şirketin ise 1993 ve 1994 takvim yıllarına ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinde tahakkuk eden vergiyi … gününde ödediğinin anlaşıldığı, gecikme faizinin bir ceza olmayıp borcun geç ödenmesi nedeniyle ödenen bir meblağ olduğu, gecikme faizi uygulanabilmesi için yükümlünün kusurunun olması gerekmediğ; ancak yükümlünün hem alacaklı hem borçlu olduğu durumlarda alacak miktarının borcunu karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi gerektiği, davacı şirket tevkifat yoluyla ödemiş olduğu vergileri … tarihinde iade aldığından, iade almış olduğu bu miktara, 1993 ve 1994 takvim yılları kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden tahakkuk eden vergileri ödediği … tarihine kadar gecikme faizi hesaplanması gerektiği, buna göre, davacı şirketin 1993 ve 1994 yılları kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden tahakkuk eden vergi ve fonlardan tevkifat suretiyle kesilen vergi ve fonların toplamı düşüldükten sonra, kurumlar vergisinin üç taksitte ödendiği dikkate alındığında tevkifat nedeniyle ödenen vergi ve fonların iade edildiği … tarihine kadar gecikme faizi hesaplanmasının mümkün olmadığı, ancak bu tarihten sonra 1993 ve 1994 yılları kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden tahakkuk eden vergi ve fonların toplamı olan … liraya, vergi ve fonların ödendiği … tarihine kadar gecikme faizi hesaplanması gerekirken davacı şirketin tevkifatlar nedeniyle oluşan alacağı dikkate alınmaksızın 1993 ve 1994 yılları kurumlar vergisi beyannamesinin verilme dönemi esas alınmak suretiyle hesaplanan gecikme faizinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kısmen kabul ederek davacı şirketin 1993 ve 1994 takvim yılları kurumlar vergisi beyannamelerine göre tahakkuk eden vergi ve fonlar esas alınmak üzere … tarihinden itibaren … tarihine kadar geçen süre için gecikme faizi uygulanmasına, 1993 ve 1994 yılı kurumlar vergisinin vade tarihinden itibaren uygulanan gecikme faizinin iptaline karar veren … Vergi Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararının; Vergi Usul Kanununun 112. maddesine göre hesaplanan gecikme faizinin aynen onanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.