Danıştay Kararı 3. Daire 1997/1755 E. 1998/3462 K. 13.10.1998 T.

3. Daire         1997/1755 E.  ,  1998/3462 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1998
Karar No : 3462
Esas Yılı : 1997
Esas No : 1755
Karar Tarihi : 13/10/998

213 SAYILI VERGİ USUL KANUNUNUN 112/3.MADDESİ UYARINCA GECİKME FAİZİ VERGİLERİN ÖDEME YAPILMAMIŞ KISMI ÜZERİNDEN HESAPLANACAĞINDAN İHTİLAFLI YILIN GELİRİ KABUL EDİLEREK ÜZERİNDEN GECİKME FAİZİNİN HESAPLANDIĞI VADE FARKLARININ İHTİLAFLI YILI TAKİP EDEN YILLARDA HASILAT OLARAK KAYDEDİLEREK VERGİLERİN ÖDENDİĞİ İDDİASININ DİKKATE ALINMASI GEREKTİĞİ HK.

Davacı şirket adına 1990 takvim yılı için re’sen salınan kurumlar vergisi, fon payları ile bunlara bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezalarına karşı açılan dava sonucunda verilen mahkeme kararı üzerine kesinleşen verginin normal vade tarihinden mahkeme kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için hesaplanan ve ikinci ihbarname ile istenilen gecikme faizine karşı açılan davayı; olayda, davacı şirket adına vergi inceleme raporuna dayanılarak 1990 takvim yılı için kaçakçılık cezalı olarak salınan kurumlar vergisi ve fon payları tarhiyatına karşı mahkemelerinde açılan davanın vergi aslı ve fonların aynen, kaçakçılık cezasının ise, kusur cezasına çevrilmesi suretiyle kısmen kabul edildiği, davalı idarece bu karara göre hesaplanan vergi ve fonlar için gecikme faizi uygulanarak ikinci ihbarname ile davacı şirkete tebliğ edildiği, vergi mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulmuş olmasının üst yargı mercii tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmedikçe vergi ve cezanın tahsilini durdurmayacağ, bu bakımdan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112/3-b maddesi uyarınca vergi ile birlikte hesaplanan gecikme faizinde yasaya aykırılık görülmediği, davacı tarafından vergi aslına ilişkin tarhiyatta maddi hata bulunması nedeniyle gecikme faizinin hesabında hata yapıldığı iddia edilmiş ise de, vergi aslı ve fonlar ile bunlara bağlı olarak kesilen cezalara ilişkin mahkemelerince verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusu üzerine dava Danıştay’a intikal etmiş olduğundan bu aşamada yapılan tarhiyatta maddi hata bulunup bulunmadığının incelenemeyeceği, bu bakımdan davacının iddiasının yasal açıdan kabul edilebilir nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; ikinci ihbarnamenin dayanağını oluşturan mahkeme kararında gecikme faizi hesaplanacağı yolunda bir hüküm bulunmadığı, mahkeme kararı kesinleşmeden gecikme faizinin hesaplanamayacağı, vergi inceleme raporunda bir kısım vergilerin red ve iadesinin önerildiği, gecikme faizi uygulanırken bu hususun dikkate alınmadığı, alacağın tahsilini idarenin kendisinin geciktirdiği, hacizde ve teminatı paraya çevirmede geciktiği, öte yandan, ihtilaflı dönemi takip eden yıllarda ödenen vade farklarının mahsubu ile gecikme faizi hesaplanması halinde ihbarnamede fazladan hesaplanan kısmın ortaya çıkacağı, aynı matrah üzerinden iki kez vergilendirme yapılması vergide mükerrerliğe yol açacağından vade farklarına isabet eden vergilerin mahsubunun gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir.
Uyuşmazlık, motorlu araç ticareti işiyle uğraşan davacı şirketin 1990 takvim yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda tespit edilen matrah farkı üzerinden adına re’sen salınan kurumlar vergisi, fon payları ile bu vergi ve fon paylarına bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezalarına karşı açılan davanın … Vergi Mahkemesinin … sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu sonucunda Danıştay Üçüncü Dairesince verilen … gün ve 1994/2917 sayılı vergi aslı ve fon paylarının aynen onanmasına, kaçakçılık cezalarının kusur cezalarına çevrilmesine ilişkin kararına … Vergi Mahkemesince uyulmak suretiyle verilen … sayılı kararı ile vergi aslı ve fon paylarının aynen onanması, kaçakçılık cezalarının kusur cezalarına çevrilmesi üzerine davalı idarece 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112/3-b maddesi uyarınca kesinleşen verginin normal vade tarihi ile kararın idareye tebliğ tarihine kadar geçen süreler için uygulanan gecikme faizinin ikinci ihbarname ile istenilmesine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Kanunun 8.maddesiyle değişen 112.maddesinin 3.bendinde, vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27.maddesinin 8 numaralı bendi gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, ayrıca ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda; dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı, gecikme fazininin de aynı süre içinde ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden davacı şirket tarafından, 1990 takvim yılının geliri olarak kabul edilerek üzerinden gecikme faizinin hesaplandığı vade farklarının 1991 ve takip eden yıllarda hasılat kaydedilerek ilgili yıllarda beyan edilip vergilerinin ödendiğinin iddia edildiği anlaşılmaktadır.
Gecikme faizi vergilerin ödeme yapılmamış kısmı üzerinden hesaplanacağından 1991 ve takip eden yıllarda yapıldığı iddia edilen bu ödemeler ve ödeme tarihleri dikkate alınarak gecikme faizi hesaplanması gerektiğinden bu hususta yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin … sayılı kararının bozulmasına, karar verildi.