Danıştay Kararı 3. Daire 1996/6534 E. 1997/4337 K. 05.12.1997 T.

3. Daire         1996/6534 E.  ,  1997/4337 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1997
Karar No : 4337
Esas Yılı : 1996
Esas No : 6534
Karar Tarihi : 05/12/997

1995 ŞUBAT, MART, NİSAN DÖNEMİNE AİT MUHTASAR BEYANNAMESİNİ SÜRESİNDE VERMEKLE BERABER 1994 YILI ŞİRKET KARININ DAĞITILMAMASINA İLİŞKİN KURUM YETKİLİ ORGANINCA BEYANNAME VERME SÜRESİ İÇİNDE ALINAN KARARIN 31.7.1995 TARİHİNE KADAR İDAREYE VERİLMEMESİ NEDENİYLE TEVKİF EDİLEN GELİR VERGİSİNİN ÜÇ EŞİT TAKSİTTE ÖDEME İMKANINDAN YARARLANMASINA OLANAK BULUNMADIĞINDAN SÖZ EDİLEREK İSTENEN GECİKME ZAMMINDA YASAL İSABET GÖRÜLMEDİĞİ HK.

1995/Şubat, Mart ve Nisan dönemine ait muhtasar beyannamesini süresinde vermekle beraber 1994 yılı şirket karının dağıtılmamasına ilişkin kurum yetkili organınca alınan kararı süresi içinde idareye bildirmediğinden bahisle tevkif edilen gelir vergisini üç eşit taksitte ödeme imkanından yararlanamıyacağından bahisle hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla davacı şirket adına düzenlenerek tebliğ edilen … gün ve … takip sayılı ödeme emrine karşı açılan davayı; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin 1. fıkrasının 6. bendinin (b) alt bendinde, dağıtılsın veya dağıtılmasın 75. maddenin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından (yatırım fonları ve ortaklıkları hariç) vergi tevkifatı yapılacağının belirtildiği, aynı kanunun 4108 sayılı Kanun ile değişik 119. maddesinde de, 94. madde gereğince yapılan vergi tevkifatının, vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri süre içinde bağlı bulundukları vergi dairesine yatırılacağı, ancak 94 üncü maddenin birinci fıkrasının 6.bendinin (b) alt bendinde yazılı menkul sermaye iratlarının dağıtılmaması halinde yapılacak vergi tevkifatının, biri beyanname verme süresinde, değerleri kurumlar vergisinin ikinci ve üçüncü taksitlerinin ödeme süreleri içinde olmak üzere üç eşit taksitte ödeneceğinin hükme bağlandığı, 4108 sayılı Kanunun bu değişiklik hükmünün 1.1.1995 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihi olan 1.6.1995 tarihinde yürürlüğe girdiği, ayrıca 51 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (C-VI) bölümünün 3. paragrafında, kurumların dönem safi karının kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihe kadar dağıtılması halinde, vergi tevkifatının muhtasar beyanname verme süresi içinde ödeneceği, kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar kurum yetkili organınca dönem safi karının dağıtılmamasına karar verilmesi veya kar dağıtımı konusunda yetkili organın bir kararı olmaması durumunda gelir vergisi tevkifatının; biri beyanname verme süresinde diğerlerinin ise kurumlar vergisinin ikinci ve üçüncü taksitlerinin ödeme süreleri içinde olmak üzere üç eşit taksitte ödeneceği, yine (D) bölümünün son paragrafında; “ayrıca, bu menkul sermaye iratları üzerinde yapılan gelir vergisi tevkifatına ilişkin muhtasar beyannamelerini süresinde vermiş ve hesaplanan gelir vergisinin birinci taksitini aynı süre içinde ödemiş olan mükelleflerin kalan taksitlerini yukarıda açıklanan sürelerde ödemeleri halinde ödenen bu taksitler için gecikme zammı uygulanmıyacağı, ancak, bu mükelleflerin 31 Temmuz 1995 tarihine kadar 1994 yılı kazançlarının dağıtılmamasına ilişkin şirket yetkili organının kararını, bağlı oldukları vergi dairesine ibraz etmiş olmaları gerektiği, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, gelir vergisi tevkifatını üç eşit taksitte ödeme imkanından yararlanılamayacağından süresinde ödenmeyen taksit tutarına gecikme zammı uygulanacağı tabiidir” şeklinde düzenleme yapıldığının görüldüğü, dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 193 sayılı Kanunun 94. maddesinin 6/b bendi uyarınca yaptığı vergi tevkifatını yasal süresi içinde, muhtasar beyanname ile beyan ettiği, ilk taksidini beyanname verme süresi içinde, ikinci ve üçüncü taksitleri yine yasal süresi içinde ödediği, ancak vergi dairesince 1994 yılı kazancının dağıtılmamasına ilişkin şirket genel kurulunun 30.3.1995 tarihinde aldığı kararı genel tebliğde öngörülen 31.7.1995 tarihine kadar idareye bildirmediği, bu süre geçtikten sonra 22.11.1995 tarihinde bildirdiği gerekçesiyle, gelir vergisi tevkifatını üç eşit taksitte ödeme imkanından yararlandırılmayarak süresinde ödenmeyen taksit tutarları için gecikme zammı hesaplayarak dava konusu ödeme emri ile tahsili yoluna gidildiğinin anlaşıldığı, 193 sayılı Kanunun 119. maddesinde, 4108 sayılı Kanunla yapılan ve 1.1.1995 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle, kurumlara 94. maddenin 6/b bendinde yazılı menkul sermaye iratlarını dağıtmamaları halinde yapılan vergi tevkifatını üç eşit taksitte ödeme imkanının getirildiği, olayda, şirket tarafından 1994 yılı safi karının dağıtılmamasına ilişkin karar, anılan genel tebliğin (C/VI) bölümünde vurgulandığı üzere kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi sona ermeden 30.3.1995 tarihinde alınarak bu yükümlülüğün süresi içinde yerine getirildiğinin görüldüğü, şirket bu kararı vergi dairesine genel tebliğde belirtilen süre içinde bildirmemiş ise de, bu bildirimin süresi içinde yapılmamasının kanunun tanıdığı bir hakkın kullanılmasına engel teşkil etmiyeceği, kaldı ki, hesaplanan gelir vergisi tevkifatlarına ilişkin taksitlerin vadesinde ödendiği, bu durumda 1994 yılı safi karının dağıtılmamasına ilişkin şirket yetkili kurulunca alınan kararın genel tebliğde belirtilen süre içinde bildirilmediğinden bahisle, davacı şirketin vergi tevkifatını üç eşit taksitte ödeme imkanından yararlandırılmayarak hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde kanuna uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul ederek ödeme emrini iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; karın dağıtılmamasına ilişkin bildirimin süresi içinde dairelerine bildirilmediği, bu nedenle gelir vergisi tevkifatlarına ilişkin taksitleri üç eşit taksitte ödeme imkanı bulunmayan davacı şirket adına hesaplanan gecikme zammında kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan vergi mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.