Danıştay Kararı 3. Daire 1996/5341 E. 1998/539 K. 24.02.1998 T.

3. Daire         1996/5341 E.  ,  1998/539 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 1996/5341
Karar No: 1998/539
Temyiz İsteminde Bulunan :…
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Kamping ve motel işletmeciliği işi ile uğraşan davacının 1993 takvim yılı hesaplarının ticari işletmesine ait gayrimenkulün satışı yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak adına re’sen salınan gelir vergisi ve ekonomik denge vergisi ile bu vergilere bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezalarına karşı açılan davayı; vergi inceleme raporunda tarhiyata 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 187.maddesi dayanak alınmış olup, sözü edilen madde, Kanunun “Bilanço Esasına Göre Defter Tutma” başlığını taşıyan üçüncü bölümünde yer aldığından, işletme hesabı esasına göre defter tutan davacıya bu madde hükmünün uygulanmasına olanak bulunmadığı, işletme defteri tutmakla birlikte 187.madde uyarınca sabit kıymetleri envantere dahil ederek ayırdıkları amortismanları gider olarak yazabilmelerinin, yükümlülerin isteğine bağlı olduğu, bu durumda davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı kaldıran … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80.maddesi uyarınca ticari işletmenin satışından elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Davacının ticari işletmesine ait gayrimenkulün satışından elde edilen kazanç Gelir Vergisi Kanununun 80.maddesinin son fıkrası uyarınca ticari kazanç sayıldığından, Mahkemece davacı adına yapılan cezalı tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : İşletmede kullanıldığı halde işletmeye ve envantere kaydedilmeyen gayrimenkulün satışından elde edilen kazancın beyan edilmemesi nedeniyle takdir edilen matrah üzerinden salınan gelir vergisi ve kaçakçılık cezası terkin edilmiş ise de, 213 sayılı Vergi Usul Kanunununun 187. maddesinde ferdi teşebbüslerde mükellefin sahip olduğu bina ve arazilerin envantere alınma esasları belirtilmiş, 156. maddesinde işyeri, ticari faaliyette kullanılan ve ticari faaliyetin icrasına tahsis edilen veya faaliyette kullanılan yer olarak tanımlanmış, GVK.nun mükerrer 80. maddesinde de faaliyetine devam eden bir ticari işletmenin satılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hükümlerinin uygulanacığı açıklanmış olup, yükümlünün ticari faaliyetinde kullandığı ve envantere alınması yasal zorunluluk olan binanın satılması nedeniyle matrah farkı hesaplanmasında yasaya aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37.maddesinin 1.fıkrasında; her türlü ticari ve sınai faaliyetten elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun mükerrer 80.maddesinin son fıkrasında ise; faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, davacının motel ve kampingini 15.10.1993 tarihinde satarak faaliyetine son verdiği ihtilafsız olup, yukarıda açıklanan hüküm uyarınca ticari işletmeye dahil gayrimenkulün satılmasından elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu açıktır.
Yine, Gelir Vergisi Kanununun 38.maddesine 3946 sayılı Kanunun 8.maddesiyle eklenen fıkrada; gayrimenkullerin ve menkul kıymetlerin alım-satımı ile devamlı olarak uğraşanlar hariç olmak üzere, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin iktisap tarihinden itibaren en az iki tam yıl süre ile aktiflerinde yer alan gayrimenkul ve iştirak hisselerinin elden çıkarılmasında maliyet bedelinin, bunların iktisap edildiği ve elden çıkarıldığı yıllar hariç olmak üzere her takvim yılı için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılarak kazancın tespitinde dikkate alınacağı hükme bağlanmış, aynı Kanunun geçici 39.maddesinde de; sözü edilen fıkra hükmünün 1.1.1994 tarihinden önce iktisap edilen gayrimenkul ve iştirak hisseleri hakkında, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yeniden değerleme oranının tespit edildiği yıldan itibaren uygulanacağı belirtilmiştir.
Kanun koyucu, yukarıda açıklanan madde hükümleri ile gayrimenkullerin iktisap edildiği tarihteki maliyet bedelinin rayice uygun hale getirilmesini amaçlamıştır.
Vergi inceleme elemanınca ticari kazanç tespit edilirken, gayrimenkulün, gerçek rayice uygun olan 9.750.000.000.- lira satış bedeline karşın maliyet bedelinin, yeniden değerleme oranları dikkate alınmaksızın iktisap tarihindeki nominal değerleri ile hesaplanması hakkaniyete uygun düşmeyeceğinden, kamping ve motelin satılmasından elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu kabul edilerek, vergi inceleme raporunda açıklanan matrah farkının bulunuş şekli ve yukarıda açıklanan hususlar değerlendirilerek oluşacak sonuca göre yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden tarhiyata dayanak alınan Vergi Usul Kanununun 187.maddesinin, işletme hesabı esasına göre defter tutan yükümlüye uygulanamayacağı gerekçesiyle yapılan cezalı tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun (j) bendi uyarınca 503.500.- lira başvurma harcının davacıdan alınmasına, temyiz aşamasında yapılan 1.452.000.- lira yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine 24.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.