Danıştay Kararı 3. Daire 1995/4820 E. 1996/630 K. 06.03.1996 T.

3. Daire         1995/4820 E.  ,  1996/630 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1995/4820
Karar No: 1996/630

Temyiz İsteminde Bulunan : Pazarcık Vergi Dairesi Müdürlüğü – GAZİANTEP
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … 1987 takvim yılında faizleborç para verdiğinin yapılan vergi incelemesi sonucu tesbiti üzerine bulunan fark üzerinden re’sen salınan gelir vergisine karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12. maddesinde, ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mahsup mirasçılarına geçeceğinin, ancak mirasçılardan herbirinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nisbetinde sorumlu olacağının belirtildiği, bu hüküm uyarınca mirasçıların hisseleri oranında her mirasçı adına ayrı ihbarname düzenlenip tebliğ edilmesi gerektiği, aksi takdirde murisin veya varislerden herhangi birinin adına ihbarname düzenlenip tebliği usule uygun olmayacağından usulüne uygun olarak tarh ve tahakkuk ettirilmiş kamu alacağının varlığından sözedilemeyeceği, olayda, muris … ‘ın 8.2.1990 tarihinde öldüğü davalı idare tarafından bilindiği halde, düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamesinin, yukarıda anılan kanun hükmü gereğince mirasçıların mirastan aldıkları hisse oranında sorumlu tutulup ayrı vergi-ceza ihbarnameleri düzenlenmesi gerekirken “… Mirasçıları” yazılarak ihbarname düzenlenmesinde yasaya uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek gelir vergisi tarhiyatını kaldıran … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; tarhiyatın muris yerine mirasçılar adına yapılmasının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8. maddesine ve verginin şahsiliği prensibine aykırı olacağı, en azından tebligatın yapıldığı varislerden … hissesine isabet eden verginin terkin edilmemesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyize konu karar; V.U.K.nun 12 nci maddesine göre, murisin vergi borcundan dolayı mirasçılar adına ad belirtilerek hisseleri oranında ayrı ayrı ihbarname düzenlenmesi gerekirken tek bir ihbarname düzenlenmesinin kanuna aykırı bulunduğu gerekçesiyle, dava konusu tarh ve ceza kesme işlemlerinin iptaline ilişkindir.
V.U.K.nun anılan maddesinde; ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği; ancak, mirasçılardan herbirinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacakları açıklanmıştır. Olayda da, murislerinin vergi borcundan dolayı davacılar adına, mirasçı sıfatıyla vergi tarh edilerek vergi cezası kesilmiş ve
salınan vergi ile kesilen vergi cezası aynı ihbarname ile duyurulmuş olup;
davacılar söz konusu tarh ve ceza kesme işlemini müşterek dilekçe ile dava konusu etmişlerdir.
Maddede; ölenin vergi borcundan dolayı mirasçıların sorumluluğu düzenlenmiş olup; anılan sorumluluğun mirasçılara ayrı ihbarname ile duyurulması gerektiğine dair bir koşul öngörülmemiştir. Öte yandan;vergi ve cezaların aynı ihbarname ile duyurulmuş olması, ödeme aşamasında, mirasçıların miras hisseleri oranında sorumlu tutulmalarını engellemiyeceği gibi, müşterek dilekçe ile süresinde idari dava açılmış bulunması nedeniyle, davacıların dava hakları yönünden de aleyhe bir sonuç doğurmamıştır.
Bu durumda; murisin vergi borcunun müşterek ihbarname ile mirasçılara duyurulmuş olması, önemsiz bir şekil noksanlığı oluşturduğundan, tarh işleminin iptalini gerektirecek nitelikte değildir. Dolayısıyla, dava konusu tarh ve ceza kesme işlemlerinin hukukilikleri yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan gerekçeyle verilen kararda isabet bulunmadığından, bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına 6.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.