Danıştay Kararı 3. Daire 1995/4818 E. 1996/2391 K. 17.06.1996 T.

3. Daire         1995/4818 E.  ,  1996/2391 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 1995/4818
Karar No: 1996/2391

Temyiz İsteminde Bulunan : Şehit Kamil Vergi Dairesi Müdürlüğü-GAZİANTEP
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin halka arzetmeksizin ihraç ettiği nama yazılı tahvillerin tamamını kurucu ortaklara satarak tahvillerin 1 Numaralı kuponları üzerinden ortaklara ödediği faizler üzerinden tevkif edilerek muhtasar beyanname ile Temmuz 1990 dönemi için ödemiş olduğu Gelir (stopaj) Vergisinin, tahvillerin iptal edildiği belirtilerek geri istenilmesine dair istemin reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen gelir (stopaj) vergisinin red ve iadesi talebiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, aynı Kanunun 378/2. maddesinde mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları belirtilip bu kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin mahfuz olduğunun hükme bağlandığı, anılan kanunun 116. maddesinde de vergi hatasının vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olduğu şeklinde açıklandığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (A) fıkrasının 9. bendinin (d) ve (e) bentlerinde nama ve hamiline yazılı tahvil faizlerinden tevkifat yapılacağının belirtildiği, yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı gibi mükelleflerin kendi beyanlarına karşı dava açamayacağı, ancak vergi hatası ile ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere karşı dava açabileceği, mükelleflerin kendi beyanlarına karşı dava açmama halinin, vergiyi doğuran olayda herhangi bir değişiklik meydana gelmemesi durumunda sözkonusu olduğu, zorunlu olarak veya haklı sebeplerden dolayı vergiyi doğuran olayın sonradan bütün sonuçları itibariyle ortadan kalkması veya geri alınması durumunda mükelleflerin beyan edip ödemiş olduğu vergilerin isteği üzerine kendilerine iade edilmesinin hakkaniyete uygun bulunduğu, olayda, davacı şirketin çıkarıp ortaklarına sattığı tahvillerin örtülü sermaye, buna ilişkin ödenen faizlerin örtülü kazanç sayılacağı gibi haklı bir nedenle sözkonusu tahvillerin noter huzurunda iptal edilerek ortaklarına ödenen dava konusu gelir (stopaj) vergisine konu faizler geri alındığından beyan edilerek ödenen gelir (stopaj) vergisinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle kabul ederek işlemin iptaline, gelir (stopaj) vergisinin iadesine karar veren … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; yükümlünün beyan ettiği matraha karşı dava açamayacağı, gelecekteki örtülü sermayeden dolayı doğabilecek riskten kaçınmak amacıyla sözkonusu tahvillerin iptali yoluna gidemeyeceği, önceden hukuken doğmuş bir olayın tekrar iptal edilemeyeceği, verginin ödenmesinden sonra olayda mücbir sebepler gibi zorunlu bir değişikliğin sözkonusu olmadığı, şirketin gelecekteki menfaatinin ihlal edilebileceği kuşkusundan dolayı tahvilleri karşılıklı anlaşmak suretiyle tamamen keyfi ve kendi istekleri doğrultusunda iptal etme yoluna gittiği, ödenen verginin iadesinin kanunen mümkün olmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Maliye Bakanlığı işlemini iptal eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmekte olup uyuşmazlık, Yükümlü A.Ş’ tarafından 1.5.1989 tarihli yönetim kurulu kararı ile halka arzedilmeksizin ihraç edilip tamamı kurucu ortaklara satılan, ancak 15.9.1990 tarihinde yine yönetim kurulunca iptaline karar verilen tahvillerin 1 numaralı kuponları karşılığı 31.7.1990 tarihinde ödenen faizlerden tevkif edilip 20.8.1980 tarihinde vergi dairesine yatırılan gelir vergisi ve … nun vergi hatalarının düzeltilmesi kapsamında değerlendirilerek iade edilip edilemiyeceğine ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Vergi hatalarını düzeltme başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan 116. maddede, vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış, 117. maddenin 1 numaralı fıkrasında da, vergilendirme ile ilgili beyannamede matraha ait rakamların fazla gösterilmiş olmasının matrah hatası olduğu belirtilmiştir. Buna göre, ortada vergiyi doğuran olay, dolayısıyle de matrah yoksa haksız yere alınan verginin bu bölümde yer alan diğer hükümler uyarınca, red ve iadesi gerekecektir. Bu nedenle vergiyi doğuran olay olan faiz ödemesinin, bu tarihten bir ay sonra yönetim kurulunca tahvillerin iptaline karar verilmesi ve 1990 yılı defterlerinde bu faiz ödemeleri kadar bir tutarda yapılan gider kaydının düzeltilmesi halinde ortadan kalkıp kalmadığının tespiti önem kazanmaktadır.
Temyiz dilekçesinde, tahvillerin yönetim kurulu kararına dayanılarak iptal edildiği ileri sürülmesine rağmen, tarafımızdan Sermaye Piyasası Kurulundan getirtilen belgelerin incelenmesinden, tahvillerin iptal edilmediği, yalnızca faiz ödemesinin yapılmadığının S.P.Kuruluna bildirildiği anlaşılmakta ise de, 1989 yılında çıkarılan tahvillerin 1990 yılında iptal edilmesi halinde 1989 yılı için vergi açısından bir hukuki durumun doğup doğmadığı ancak 1989 yılı işlemlerinin incelenmesiyle ortaya çıkacağı ve dolayısıyla 1990 yılında ödenen faizlerden kesilen gelir vergisine ilişkin uyuşmazlığı etkilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Çünkü vergi hataların düzeltilmesi hükümleri çerçevesinde iadesi istenilen kamu alacağı, ödenen faizlerden tevkif edilen gelir vergisi ve …fonudur ve vergiyi doğuran olay da tahvillerin 1.kuponları nedeniyle oluşan faizlerin tahvil sahiplerine ödenmesidir. Bu ödeme 30.8.1990 tarihinde yapılmış ise de kısa bir süre sonra 15.9.1990 tarihinde ödenen faizler geri alınmış ve 1990 yılı defterlerindeki faizler nedeniyle yapılan gider kaydı da hesap dönemi kapanmadan düzeltilmiştir. Bu kaydın düzeltilmesiyle, “hesaben de olsa faiz ödenmiştir” savı bertaraf edilmiştir. Böylelikle vergiyi doğuran olay da ortadan kalkmıştır. Yani artık ne hesaben ne nakden bir ödeme söz konusu olmadığından G.V.K nun 94. maddesinin 9 numaralı bendi uyarınca stopaja tabi tutulacak bir menkul sermaye iradı bulunmamaktadır. Dolayısıyla da haksız ödenmiş verginin ve … nun red ve iadesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, davayı kabul ederek düzeltme talebinin reddine ilişlkin işlemi iptal eden Vergi Mahkemesi kararında yasaya aykırılık bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, duruşma için belli edilen 17.6.1996 gününde Davacı … Tekstil San ve Tic.A.Ş. vekili … ile Vergi Dairesi Müdürlüğünü temsilen gelen hazine vekili … dinlenilip, … düşüncesi alındıktan, taraflara son olarak bir diyecekleri olup olmadığı sorulduktan sonra Tetkik Hakiminin açıklamaları da dinlenilerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan … Mahkemesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …- lira avukatlık ücretinin Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınarak Davacı şirkete verilmesine 17.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.