Danıştay Kararı 3. Daire 1995/2718 E. 1996/2158 K. 04.06.1996 T.

3. Daire         1995/2718 E.  ,  1996/2158 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 1995/2718
Karar No: 1996/2158

Temyiz İsteminde Bulunan : Yeşilçay Vergi Dairesi Müdürlüğü-RİZE
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacının 1990 takvim yılında nakliyecilik ve çimento alım-satımı işi yanında özel inşaat işiyle de uğraştığı halde bu faaliyetlerden sadece bir tanesi için beyanda bulunması sebebiyle hayat standardı temel gösterge tutarları üzerinden hesaplanan matrah farkı dikkate alınarak adına ikmalen salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; mahkemelerince ara kararı ile davalı idareden istenmesi üzerine ibraz edilen 1990, 1991, 1992 ve 1993 yıllarına ait tarh dosyalarının incelenmesinden, nakliyecilik ve çimento alım-satımı işlerinden sadece bir tanesi için hayat standardı temel gösterge tutarını beyan eden davacının daha sonra düzeltme beyannamesiyle diğer faaliyetine ait gösterge tutarını da beyan ettiği anlaşıldığından , davacının bu faaliyetlerinden dolayı eksik beyanda bulunduğu yolundaki davalı idarenin iddiasına itibar edilemeyeceği, öte yandan, davacı tarafından yapımına 1989 yılında başlanıp 1992 yılında 26 dairenin karkas halinde satıldığı, 36 dairelik özel bina inşaatı devamlılık arzettiğinden ticari faaliyet sayıldığı, dolayısıyla bu ticari faaliyet için davacının hayat standardı temel gösterge tutarını beyan etmesi gerektiği iddia edilmekte ise de, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37/4.maddesinde, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerden elde ettiği kazançların ticari kazanç olduğu, 80.maddesinde; değer artışı kazançları ile arızi kazançların vergiye tabi gelire dahil olduğu, 82.maddesinde ise; arızi olarak ticari muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançların arızi kazanç sayıldığının hükme bağlandığı, davacının 8 katlı 36 dairelik özel bina inşaatına 1989 yılında başladığı, satmak amacıyla yapmadığını belirttiği binanın inşası devam ederken tuğlaları örülmemiş yani karkas haldeki 26 daireyi maddi sıkıntı nedeniyle 1992 yılında muhtelif kişilere arsa payı ile birlikte sattığı ve bu satışlardan elde ettiği geliri arızi gelir olarak beyan ettiği, kalan 10 dairenin halen adına kayıtlı olup, satma niyetinde olmadığı, sözkonusu bu inşaattan başka inşaatının bulunmadığının nezdinde yapılan 31.3.1993 ve 14.1.1994 tarihli yoklamalarla tesbit edildiği, anılan inşaat işinin ticari faaliyet ve bu işten elde edilen gelirin de ticari kazanç sayılabilmesi için davacının bu işi devamlı olarak yapması gerektiği, halbuki davacının başka bir yerde daha inşaatının olmadığının yoklamalarla tesbit edildiği, böyle olunca davacıya bu inşaatından dolayı ticari kazanç sahibi olarak görmenin mümkün olmadığı, sonuç itibariyle nakliyecilik ve çimento alım satım faaliyetlerine istinaden hayat standardı temel gösterge tutarlarını tam olarak beyan eden, özel bina inşaat işinden dolayı ise hayat standardı esasına tabi olmayan davacının temel gösterge tutarlarını eksik beyan ettiğinden söz edilerek adına cezalı tarhiyat yapılmasında yasalara uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı kaldıran … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; davacının inşa ettiği 26 dairenin arsa payı ile birlikte satışının devamlılık arzettiği ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği savunulmaktadır. Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Vergi Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına 4.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.