3. Daire 1995/1324 E. , 1996/1300 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 1995/1324
Karar No: 1996/1300
Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Çekirge Vergi Dairesi Müdürlüğü-BURSA
İstemin Özeti : Vakfa bağışlanan gayrimenkullerden elde edilen kira gelirlerinden dolayı ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden davacı vakıf adına 1991 takvim yılı için tahakkuk eden Kurumlar ve Kurumlar Geçici Vergilerine karşı açılan davayı; Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca duruşma yapıldıktan sonra dosyanın incelenmesi sonucu; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1.maddesinin D bendi ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olacağının öngörüldüğü, 5.maddesinde ise dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup 4.maddede yazılı şartları haiz bulunan işletmelerin, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri sayılacağının belirtildiği, 4.maddede de faaliyetleri devamlı bulunan ticari, sınai ve zirai işletmelerden söz edildiği, davacı vakfın elde ettiği kira gelirlerinin devamlılık gösterdiği, elde edilen bu iradın Kurumlar Vergisi Kanununun sözü edilen maddeleri hükmü uyarınca iktisadi işletme kavramı içinde değerlendirilmesi gerektiği ve Gelir Vergisi Kanununun 94/A-6 maddesi uyarınca %10 nispetinde gelir stopaj vergisine tabi bulunduğu ve bu stopajların kurumlar vergisinden mahsup edileceğinin açık olduğu, bu düzenlemeler karşısında davacı vakfın ihtilaflı dönemde gayrimenkul sermaye iradının kurum kazancı olarak vergiye tabi tutulması gerektiği, safi kazanç tutarının tespitinde de Kurumlar Vergisi Kanununun 13.maddesince atıf yapılan Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hükümlerinin uygulanacağı, bu durumda ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen Kurumlar ve Kurumlar Geçici Vergilerinde yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddeden … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, vakfın kira gelirlerinin iktisadi işletme olarak değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin yasal dayanağı bulunmadığı ileri sürülerek reddi istenmiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Sınai, zirai ve ticari mahiyette herhangi bir faaliyeti bulunmayan davacı vakfın elde ettiği kira gelirleri iktisadi işletme olarak değerlendirilemiyeceğinden söz konusu gelirlerin Kurumlar Vergisine tabi tutulamıyacağı görüşüyle mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : Uyuşmazlık, gayrimenkul kira geliri olan davacı vakfın, bu geliri dolayısıyla kurumlar vergisi mükellefi sayılıp sayılamıyacağına ilişkindir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin ilk fıkrasında; kurumlar vergisine tabi kurumlar arasında dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler sayılmış olup; aynı kanunun 5 inci maddesinde; dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup 4 üncü maddede yazılı şartları haiz bulunan işletmeler ile aynı mahiyetteki yabancı işletmelerin, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu açıklandıktan sonra, göndermede bulunulan 4 üncü maddede de; Devlete, özel idarelere, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve müesseselerine ait veya tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalan ticari,sinai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu müesseseleri olduğu belirtilmiştir. Açıklanan düzenlemelerden; dernek ve vakıflara ait gelir getirici faaliyetinin iktisadi işletme niteliğinde olması koşuluyla kurumlar vergisine tabi olduğu; faaliyetin iktisadi işletme niteliğini kazanabilmesi için de,ticari, sınai ve zirai nitelikte bulunması gerektiği anlaşılmaktadır. Gayrimenkullerın kiraya verilmesi işlemi, ticari, sinai ve zirai faaliyet niteliğinde olmadığından; davacı vakfın kiradaki gayrimenkullerının iktisadi işletme sayılarak kurumlar vergisine tabi tutulması hukuken olanaklı değildir. Bu nedenle, aksi yolda verilen temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17.maddesinin 2.fıkrası hükmü uyarınca temyizen incelenen dosyalarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay’ın kararına bağlı olup, temyiz isteminde bulunan Davacının duruşma talebinin yerine getirilmesine gerek bulunmadığı sonucuna varıldığından dosya incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Uyuşmazlık, davacı vakfa bağışlanan gayrimenkullerden elde edilen kira gelirlerinden dolayı ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden davacı vakıf adına tahakkuk ettirilen Kurumlar ve Kurumlar Geçici Vergilerine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararının temyizine ilişkin bulunmaktadır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1.maddesinin D bendinde, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olacağı, 5.maddesinde ise dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup 4.maddede yazılı şartları haiz bulunan işletmelerin, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri sayılacağı, 4.maddede de faaliyetleri devamlı bulunan ticari, sınai ve zirai işletmelerin özellikleri sayılarak, aynı maddenin 2.fıkrasında bu işletmelerin kazanç gayesi gütmemelerinin, tüzel kişiliklerinin olmamasının, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmiyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümler çerçevesinde, bir vakfın amacını gerçekleştirmek için kurduğu bir iktisadi işletmenin sözkonusu olması halinde, bu işletmeye dahil gayrimenkullerin kiraya verilmesinden elde edilen kazancın elde eden yönünden ticari kazanç unsuru sayılarak Kurumlar Vergisine tabi tutulacağında kuşku yoktur.
Bir vakfın iktisadi işletmesinin olmaması durumunda ise, münhasıran vakfa ait gayrimenkullerin kiraya verilmesi sonucu elde edilen kazancın, gayrimenkul sermaye iradı olarak nitelendirilerek Kurumlar Vergisine tabi tutulmaması gerekir. Nitekim 3239 sayılı kanun değişikliği tasarısı ile Kurumlar Vergisi Kanununun 5.maddesine, dernek ve vakıfların mal ve haklarını kiraya verme faaliyetlerinin de iktisadi işletme sayılarak Kurumlar Vergisi kapsamına alınmasını amaçlayan bir fıkra eklenmesinin öngörüldüğü, ancak sözkonusu değişiklik tasarısının Bütçe Plan Komisyonunda kabul edilmiş olmasına karşın, Meclis Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sonucunda kanun maddesi haline gelmediği anlaşılmış bulunmaktadır. Bu durum, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin Kurumlar Vergisine tabi olacağını öngören Kurumlar Vergisi Kanununun 5.maddesinin mevcut hükmü ile dernek ve vakıflara ait kira gelirlerinin iktisadi işletme olarak nitelendirilemiyeceğini, kanun koyucunun amacının da bu yönde olduğunu göstermektedir. Olayda, başarılı fakat maddi imkanlardan yoksun öğrencilere burs vermek amacıyla kurulan davacı vakfın yegane gelirini vakfa bağışlanan 25 adet büro, 4 adet daire, 1 adet mağaza ile 1 adet özel garajdan elde edilen kira gelirleri oluşturmaktadır. Bu durumda, sınai, zirai ve ticari mahiyette herhangi bir faaliyeti bulunmayan davacı vakfın elde ettiği kira gelirlerinin Kurumlar Vergisine tabi tutulması mümkün olmadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, …- lira temyiz yargılama giderinin Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine 10.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.