Danıştay Kararı 3. Daire 1994/4171 E. 1995/3734 K. 21.11.1995 T.

3. Daire         1994/4171 E.  ,  1995/3734 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 3734
Esas Yılı : 1994
Esas No : 4171
Karar Tarihi : 21/11/995

DURUŞMALI OLARAK KARARA BAĞLANAN DOSYADA VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMEMİŞ OLMASININ HAZİNE AVUKATINA DOĞRUDAN BU KARARI TEMYİZ ETME HAKKI DOĞURMAYACAĞI HK.

İnşaat, onarım ve taahhüt işiyle uğraşan davacı adına 1992 takvim yılına ilişkin olarak re’sen salınan gelir vergisi ve geçici vergi ile kesilen kaçakçılık ve ağır kusur cezalarına karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından müteahhit olarak 1992 takvim yılı içerisinde dört ayrı inşaatın yapımına başlanıldığı, bu inşaatlardan …Halk Eğitim Merkezi inşaatlarının 1992 yılında tamamlanarak teslim edildiği, …inşaatlarının ise yapımının halen devam ettiği, Gelir Vergisi Kanununun 42.maddesi gereğince, yıllara yaygın inşaatların gelir ve giderlerinin aynı defterde izlenemeyeceğinden bahisle yapımı süren iki inşaatın gelir ve giderleri ayıklandıktan sonra, 1992 yılında yapımı tamamlanan iki inşaat için … lira gider ve buna karşı hakediş raporlarıyla … lira hasılat elde edildiği tespit edilerek inceleme elemanınca yeni bir işletme özetinin hazırlandığı, öte yandan 1992 yılı içinde …’den alınan … liralık gider faturalarının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge niteliğinde olduğunun karşıt inceleme raporları ile tespit edildiği, ….’in 1990 yılında öldüğü ve mükellefiyetinin kalktığı,… ticaretten alınan…lira bedelli faturanın işletme defterine iki defa mükerrer kaydedildiğinin tespiti üzerine, 1992 yılında yapımı tamamlanan inşaatlar için yapılan … lira toplam giderden, kabul edilmeyen bu giderlerin düşülmesiyle … lira gerçek giderin bulunduğu, yapılan hesaplama sonucu davacının … lira kazanç temin ettiği tespit edilerek bu miktar üzerinden adına kaçakçılık ceza lı gelir vergisi ve geçici vergi tarhiyatı yapıldığı, ayrıca 1992 yılı içinde … Tarım Satış Kooperatifleri Birligine kuru ka yısı satışı nedeniyle elde edilen … lira zirai kazancın beyan edilmediğinin tespiti üzerine bu miktar üzerinden ağır kusur cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, Gelir Vergisi Kanununun 42. maddesi uyarınca birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarım işlerinde her inşaatın gelir ve giderlerinin ayrı defterde takip edilmesi mecburi olduğundan ve davacı tarafından da kabul edilen sahte faturanın kullanılması ve mükerrer gider kaydı yapılması sonucu giderlerin şişirilmesi yoluyla vergi matrahı azaltıldığından yapılan tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan zirai faaliyet nedeni ile elde edilen hasılat gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmediğinden ve bu durum davacı tarafından da kabul edildiğinden kayısı satışı sonucu elde edilen hasılat tutarı üzerinden re’sen tarhiyat yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120.maddesine göre geçici vergi, verilen beyannameler üzerinden hesaplanıp yılın vergisinden mahsup edilmek üzere ödenen peşin bir vergi niteliği taşıdığından, bir vergi incelemesi sonucunda yükümlünün dönem kazancı yeniden tespit edilerek vergi tarhedildiğine göre ikmalen ve re’sen vergi tarhı halinde ayrıca geçici vergi salınmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul ederek kaçakçılık ve ağır kusur cezalı gelir vergisi tarhiyatını onayan, kaçakçılık cezalı geçici vergiyi ise kaldıran … Vergi Mahkemesinin, … gün ve … sayılı kararının; davacı tarafından, kum ve çakıl nakliyesi karşılığında sözkonusu faturaların alındığı, bu inşaatlar için ne kadar kum ve çakıl gidebileceğinin Bayındırlık Müdürlüğünden sorulabileceği, maliye hazinesi tarafından, yapılan duruşma sonucu verilen kararda vekalet ücretine hükmedildiği ileri sürülerek bozulması istemleridir.
Temyiz istemi; davacı adına 1992 takvim yılına ilişkin olarak yapılan kaçakçılık ve ağır kusur cezalı gelir vergisi ve kaçakçılık cezalı geçici vergi tarhiyatına karşı açılan davayı kısmen kabul eden mahkeme kararının, davacı tarafından esasa yönelik iddialarla, hazine avukatı tarafından da vekalet ücreti açısından bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 9.maddesinin 2. ve 3.fıkralarında; “Başhukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel Müdürü, hukuk müşavirleri, müşavir hazine avukatları ve hazine avukatları genel bütçe içindeki kamu kurum ve kuruluşlarını her tür ve derecedeki yargı ve icra mercileri ile hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsil ederler. 4353 sayılı Kanunun 19.maddesindeki bildirim, idare ve vergi mahkemelerine de yapılır. Aynı Kanunun 22.maddesinde esasları belirlenen idari davalarda temsil yetkisi, idare ve vergi mahkemelerini de kapsar” hükmü; 4353 sayılı Maliye Vekaleti Başhukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun, “İdari Davalarda Temsil”i düzenleyen 22.maddesinde de, “idari davaların açılması, idareler aleyhine açılan bu nevi davaların takip ve müdafası daire amirlerine veya bu dairelerin bağlı bulundukları Bakanlıklar hukuk müşavirlerine ait olup Danıştay’daki duruşmalarda bu daireler kendi amirleri veya hukuk müşavirleri ve hukuk müşaviri teşkilatı olmayan dairelerde ilgili şube amiri tarafından temsil olunur. Hazineyi ilgilendiren işlerde bu vazife Hazine Müşavir avukatı veya avukatları tarafından yapılır. Lüzumu halinde Maliye Bakanlığının alakalı servisine mensup ve Maliye Bakanlığı tarafından tensip edilecek bir memur Hazine Avukatı ile birlikte duruşmaya iştirak ettirilebilir. hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden, yükümlülerin adlarına salınan vergi ve cezalara ilişkin davalarda davalı tarafı Malmüdürlüklerinin veya Vergi Dairesi Müdürlüklerinin teşkil edeceği, bu davalara verilecek savunmaların ve mahkeme kararları hakkında kanun yollarına başvurmak gerekiyorsa bu konuda hazırlanacak dilekçelerin Malmüdürlüklerince veya Vergi Dairesi Müdürlüklerince düzenlenip Malmüdürü veya Vergi Dairesi Müdürleri tarafından imzalanmak suretiyle yargı yerlerine sunulacağı sonucuna varılmaktadır. İdari davalarda hazineyi ilgilendiren işlerde hazine müşavir avukatı veya hazine avukatlarının sadece idari yargı yerlerindeki duruşmalarda hazineyi temsil yetkileri bulunmaktadır. Kanun temyiz ve itiraz yoluna başvurma konusunda hazine müşavir avukatlarına ve hazine avukatlarına idareyi temsil yetkisi tanımamıştır. Malmüdürlerine ve Vergi Dairesi Müdürlerine ait olan yetkinin hazine avukatı tarafından kullanılmak suretiyle davalı idare adına yapılan temyiz isteminin incelenmesi mümkün bulunmadığından bu istemin incelenmeksizin reddi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, hazine avukatı temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, Davacının temyiz istemine gelince; Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesinin … sayılı kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup davacının temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürdüğü iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, karar verildi.