3. Daire 1994/3326 E. , 1996/397 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 1994/3326
Karar No: 1996/397
Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : … vergi dairesinin mükellefi olan … 1992 takvim yılında …Ticaret Borsasında tescil ettirdiği zirai ürün alımlarına ait gelir (stopaj) vergisinin ödenmemiş olması nedeniyle ödenmeyen vergi, gecikme faizi, kaçakçılık cezası ve gecikme zammının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesi ve 164 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Genel Tebliği uyarınca müteselsil sorumlu sıfatıyle …ve yöneticilerinden tahsili için tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davayı; istenilen kamu alacağının dayanağını vergi tekniği raporunun teşkil ettiği, sözkonusu raporda, … vergi dairesi mükellefi olan …tarafından, Tokat… aracılığı ile tescil edilen zirai ürün alımlarına ait gelir (stopaj) vergisinin ödenmediği, … yetkililerinin zirai ürün alımlarına ait muhtasar beyannamenin mükellefin bağlı olduğu Çorum vergi dairesine verilip verilmediği buna ait stopaj vergisinin ödenip ödenmediği hususları araştırılmadan tescil işlemi yaptıkları, ödenmeyen vergi, gecikme faizi, kaçakçılık cezası ve gecikme zammının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesi ve 164 serino’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğine göre “müteselsil sorumluluk esası nazara alınarak” …Ticaret Borsası Tüzel kişiliğinden ve yöneticilerinden tahsil edilmesi gerektiğinin tespit edildiği anlaşılmakta olup, vadesinde ödenmeyerek kesinleşen amme alacağının ödenmemesinden adı geçen Borsa ve yöneticilerimüteselsilen sorumlu olduklarından, dava dilekçesindeki iddiaların düzenlenen ödeme emrini kusurlandıracak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddeden …Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, amme alacağının tahsil aşamasına gelmeden önce taraflarına ihbarname ile tebliğ edilmediği, bu sebeple ortada kesinleşmiş amme alacağı bulunmadığı, kaldı ki böyle bir borçları da olmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: Vergi Teknigi raporunda, ayrıntılı tespitler bulunduğu, borsa ve yöneticilerinin müteselsil sorumluluk esasına göre kesinleşen amme alacağını ödemeleri gerektiği ileri sürülerek temyiz isteminin reddi istenmektedir.
Tetkik Hakimi : … Düşüncesi : Ticaret Borsaları zirai ürünlerin satın alınması sırasında yapılacak vergi tevkifatındanmüteselsilen sorumlu tutulmuşsa da; Maliye Bakanlığı’na tanınan yetki, ancak borsalarda yapılacak alım satım sırasında vergi tevkifatı yapılıp vergi dairesine yatırılmasının gerekli olması yada borsaların vergi tevkifatı yapmak ve vergi dairesine yatırmakla yükümlü bulunmaları halinde kullanılır. Oysa, borsaların vergi hukuku yönünden böyle bir yükümlülükleri bulunmayıp kendi kanununa göre görevleri yalnızca tescilden ibarettir. Böyle bir düzenleme yapılabilmesi borsadaki işlemlerin vergiye tabi olması ve bu vergi yatırılmadıkça tescil işleminin yapılmayacağının kanunda öngörülmesiyle mümkün olabilir. Bu nedenlerle, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Savcı : …
Düşüncesi : … Başkanlığı adınadüzenlenenödeme emriyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11.maddesinde öngörülen müteselsil sorumluluğundan dolayı istenilen kamu alacağına karşı açılan davanın reddine vergi mahkemesince karar verilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bir verginin doğumu için öngördüğü kurallara uyulmak suretiyle tahakkuk ettirilen vergi kesinleşmeden, bu kamu alacağının ödeme emriyle tahsili yoluna gidilemez. Olayda ise, müteselsil sorumluluktan dolayı kendisine ödeme emri gönderilen davacı Borsa Başkanlığı adına tahakkuk ettirilen ve buna göre kesinleşen bir vergi alacağının bulunup bulunmadığı araştırılmadan karar verilmesi yerinde değildir.
Temyiz konusu kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Uyuşmazlık, Borsaya tescil ettirilen zirai ürün alımlarına ait gelir (stopaj) vergisinin, alım satıma taraf olan kişilerce ödenmemesi üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesine 3418 sayılı kanunun 30. maddesiyle eklenen fıkra hükmünün verdiği yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca yayımlanan 164. seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 4. maddesine göre, Borsa Tüzel kişiliği ile yöneticilerinin müteselsilen sorumlu tutulup, tutulamıyacağı, dolayısıyla Borsa tüzel kişiliği ve yöneticileri adına ödeme emri düzenlenip, düzenlenemiyeceği hususlarından, kaynaklanmaktadır.
6183 sayılı yasanın 55. maddesinde, Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmış, aynı yasanın 58. maddesinde de, “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11.maddesine 3418 sayılı kanunun 30. maddesiyle eklenen fıkra ile, zirai ürünlerin satışı dolayısıyla yapılacak vergitevkifatının hangi safhada yapılacağını her bir ürün için ayrı ayrı belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmış olup, bu yetkiye istinaden Maliye Bakanlığınca düzenlenerek yürürlüğe konulan 164. seri No’lu Gelir Vergisi Tebliğinin 4. maddesinde yer alan “5590 sayılı kanuna göre kurulmuş olan Ticaret Borsalarında Borsada işlem gören zirai ürünlerin tescil ettirilerek çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan satın alınmas halinde, Borsada tescil ettirilerek satın alınan zirai ürünler için, satın alanların müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır. Borsada tescil ettirilerek, çiftçilerden satın alınan zirai ürün bedelleri üzerinden tevkif edilerek vergi dairelerine ödenmesi gereken vergiden, Borsalar, yöneticileri ve zirai ürünü satın alanlar müteselsilen sorumlu olacaklardır” hükmü Danıştay Dördüncü dairesinin 25.12.1995 gün ve E:1991/752, K:1995/5799 sayılı kararı ile iptal edilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda; davacı ticaret borsası Başkanlığının, borsaya tescil edilen zirai ürün alımlarına ait tevkif edilen vergilerin ödenmemesinden dolayı müteselsilen sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı gibi, ortada borsa adına kesinleşmiş bir amme alacağının varlığından da söz edilemiyeceğinden, davacı borsa adına düzenlenen ödeme emrini onayan vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, … lira yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 8.2.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.