Danıştay Kararı 3. Daire 1994/1172 E. 1995/1802 K. 07.06.1995 T.

3. Daire         1994/1172 E.  ,  1995/1802 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 1802
Esas Yılı : 1994
Esas No : 1172
Karar Tarihi : 07/06/995

KOLLEKTİF ŞİRKETİN DEMİRBAŞLARIYLA BİRLİKTE KİRAYA VERİLMESİNDEN ELDE EDİLEN GELİRİN VASFININ GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI OLDUĞU VE HAYAT STAN DARDI ESASININ UYGULANAMAYACAĞI HK.

Kollektif şirket ortağı bulunan davacı adına, 1991 takvim yılında kollektif şirketin tüm demirbaşlarıyla birlikte kiraya verilmesinden dolayı elde ettiği gelirinin ticari kazanç olduğu neden gösterilerek hayat standardı esasına göre ikmalen salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacı nezdinde düzenlenen yoklama fişiyle 1/4 hisse itibarıyla ortağı bulunduğu kollektif şirketin 27.5.1988 tarihinden itibaren … ve Ortaklarına altı yıllığına bilahare demirbaşlarıyla birlikte 18.12.1989 tarihinden itibaren de … Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti’ne kiraya verildiği, şirketin bir nevi ticaret şirketi olması sebebiyle ortaklarının da birinci sınıf tüccar olduğunun kabulüyle ticari bir işletme olan kollektif şirketin kiraya verilmesinden dolayı elde edilen gelirin de ticari kazanç olması nedeniyle birinsi sınıf tüccarlar için belirlenen hayat standardı temel göstergesi üzerinden cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177.maddesinin 4.fıkrasında her türlü ticaret şirketlerinin birinci sınıf tüccar olduğunun hükme bağlandığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu nun 70.maddesinde ise aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mütesarrıfları, zilyedleri, ittifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracılar tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iradların gayrimenkul sermaya iradı olduğunun 8 bent halinde sayıldığı, 8.bendinde de kiraya verilen mal ve hakkın ticari işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari veya zirai kazancın tesbitine müteallik hükümle re göre hesaplanacağının belirtildiği, madde hükmünün incelenmesinden; kiraya verilen mal ve hakkın ticari bir işletmeye dahil olmasının elde edilen gelir unsurunun vasfını değiştirmeyeceği, gelir unsurunun mahiyeten yine gayrimenkul sermaye iradı olduğu sadece elde eden yönünden ticari kazancın unsuru sayılacağı ve safi tutarının ticari kazançlarla ilgili esaslara göre tesbit edileceği sonucuna varıldığı, davacının ortağı bulunduğu şirket defter tutma bakımından birinci sınıf tüccarlar sınıfına dahil ise de, ticari işletmenin demirbaşlarıyla birlikte kiraya verilmesinden dolayı elde edilen irad ticari kazanç olmayıp gayrimenkul sermaye iradı bulunduğundan birinci sınıf tüccarlar için belirlenen hayat standardı esasına göre tesbit edilen tutar üzerinden adına yapılan tarhiyatta isabet görülmediği, öte yandan hayat standardı esasının gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerine uygulanmak üzere vergi sistemimize giren bir güvenlik müessesi olduğu, bu nedenle yükümlülerin sahibi bulundukları bazı servet unsurları, dolayısıyla yaptıkları giderler ve sürdürdükleri hayat düzeyini gösteren belirtilerden hareketle, gelirlerinin belli tutarlardan aşağı olamayacağı düşüncesine dayanan bir çeşit asgari vergilendirmeyi amaçlayan ve gelirin gerçekliği ilkesine istisna getiren bir vergileme aracı olduğu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununu mükerrer 116.maddesinin incelenmesinden bu esasa göre tarhiyat yapılabilmesi için yükümlülerin ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri sonucunda bir gelir beyanında bulunmaları veya zarar ettiklerini bildirmiş olmalarının gerektiği, diğer bir deyişle hiçbir faaliyette bulunmadığı halde vergi dairesindeki faaliyet kaydı herhangi bir nedenle silinmeyen yükümlüler adına bu esasa göre tarhiyat yapılmasına imkan bulunmadığı, nitekim maddenin 5.fıkrasında, yıl içinde ise başlayan veya bırakan mükellefler için faaliyette bulunulan sürelerin gözönünde tutulacağının belirlenmiş olmasının da bu görüşün doğruluğunu gösterdiği, olayda ise davacının ortağı bulunduğu şirketin, demirbaşları ile kiraya verilmesinden dolayı 28.2.1987 tarihinden itibaren faaliyetini geçici olarak durdurduğunun yoklama ile de tespit edilmiş bulunması ve diğer yandan vergi dairesince davacının ortağı bulunduğu şirketin faaliyette bulunduğu ve bu faaliyetinden kazanç elde ettiği hususunda da herhangi bir tespit yapılmamış bulunması karşısında, davacının teklif döneminde ortağı bulunduğu şirketin faaliyette bulunmadığı kanaatine varıldığından hayat standardı esasına göre yapılan cezalı tarhiyatta yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70.maddesinin 8.bendi uyarınca elde edilen gelirin ticari kazanç olduğu ve buna göre hayat standardı esas alınarak yapılan cezalı tarhiyatta yasalara aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz iste mine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.