Danıştay Kararı 3. Daire 1991/2882 E. 1993/726 K. 11.02.1992 T.

3. Daire         1991/2882 E.  ,  1993/726 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 726
Esas Yılı : 1991
Esas No : 2882
Karar Tarihi : 11/02/993

YETKİLİ İFLAS İDARESİ YERİNE, MÜFLİS ŞİRKET ADINA ŞİRKET MÜDÜRÜ TARAFINDAN AÇILAN DAVANIN, EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİ GEREKTİĞİ; DAVA DEVAM ETMEKTE İKEN TİCARET MAHKEMESİ KARARI İLE İFLASIN KALDIRILMIŞ OLMASI NEDENİYLE ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN DAVA EHLİYETİNİN AVDET ETMİŞ SAYILAMAYACAĞI HK.

İflas halinde bulunan davacı şirketin, Ocak 1990 dönemine ait muhtasar beyannamesinin süresinde verilmemesi nedeniyle adına kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin Ticaret Mahkemesi kararı ile iflasına karar verildiğinin, Noterlik belgesinde, şirket müdürü … ‘in şirket kararı uyarınca, şirket müdürü olarak imzasını tespit ettirdiğinin, davalı idarece bir kısım alacaklarının masaya kaydı için İflas Memurluğunca yazı yazıldığının, dava konusu ceza ihbarnamelerinin ise, şirketin İzmir’deki ad ve adresine düzenlenerek davacıya tebliğ edildiğinin, davanın bu neden le şirket müdürü tarafından açıldığının, şirket hakkındaki iflas kararının aynı Ticaret Mahkemesi kararı ile kaldırıldığının anlaşıldığı, buna göre davanın şirketin iflas hali devam ettiği sırada, kendisine yapılan tebliğ nedeniyle, iflas idaresi yerine şirket müdürü tarafından açıldığı, bu tarihte husumet ve dava ehliyetinin iflas idaresinde olması nedeniyle davanın ehliyetsiz şahıs tarafından açıldığının düşünüldüğü, ancak, davalı vergi dairesince bir kısım kamu alacaklarının masaya kaydı için ilgili iflas memurluğuna başvurulduğu halde dava konusu tarhiyatın tasfiye halinde ibaresi konulmadan, şirketin İzmir’deki adresine tebliğ olunması, bu yanıltma nedeniyle davanın gerek iflas öncesi gerek sonrasında şirket yöneticisi olan müdür … tarafından açılması, şirket hakkındaki iflas kararının işbu dava devam etmekte iken Ticaret Mahkemesi kararı ile kaldırılmış olması nedeniyle şirket müdürü … ‘in dava ehliyetinin avdet ettiği, bu halde davanın ehliyet yönünden reddi halinde iflas kapandığından iflas idaresinin de dava açamayacağı zira yetkisinin ortadan kalkmış bulunduğu, bu nedenlerle yeniden yetkili temsilci, ehil davacı olma sıfatını kazanmış olan müdür … tarafından açılan davanın ehliyetten reddinin uygun olmayacağı sonucuna varıldığından işin esasının incelendiği, Vergi Usul Kanununun 30.maddesinin 2.fıkrasının 1.bendinde, vergi beyannamesinin kanuni sürenin bitiminden sonraki 15 gün geçtikten sonra verilmesinin re’sen takdir nedeni sayıldığı, 344.maddenin 7.bendinde ise beyanname verme süresi ve ek süre geçtiği halde faaliyetin vergi dairesine bildirilmemesinin kaçakçılık cezası kesilmesini gerektiren nedenlerden biri olarak kabul edildiği, davacı şirket en geç 20.2.1990 günü vermesi gereken muhtasar beyannamesini sadece 1 gün sonra (15 gün geçmeden) vermiş bulunduğundan olayda re’sen takdiri ve kaçakçılık cezası kesilmesini gerektirecek nedenlerin bulunmadığı açık olduğundan davacı şirket adına 213 sayılı yasanın 348. ve mükerrer 349.maddeleri uyarınca kusur cezası kesilmesi gerekirken kaçakçılık cezası kesilmesinde yasaya ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul ederek kaçakçılık cezasını kusur cezasına tahvil eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemidir. Dosyanın incelenmesinden, iflas halinde bulunan şirket adına kesilen kaçakçılık cezasına karşı, şirket müdürü tarafından açılan dava karara bağlanmadan önce şirket hakkındaki iflas kararı kaldırıldığından şirket müdürü …îndava ehliyetinin avdet ettiği gerekçesiyle mahkemece işin esası incelenerek dava konusu kaçakçılık cezasının kusura çevrildiği anlaşılmaktadır.
İcra İflas Kanununun 184.maddesinde, iflas açıldığı zamanda müflis haczi kabil bütün mallarının hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edeceği ve alacakların ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen malların masaya gireceği, müflis namına gelen mektupların iflas idaresi tarafından açılacağı ve sair mavrurelerin de masaya gönderilmesinin posta idaresine bildirileceği, 191.maddesinde, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufunun alacaklılara karşı hükümsüz olacağı belirtilmiş, kanunun 226.maddesinde de, “masanın kanuni mümessili iflas idaresidir” denildikten sonra, idarenin masanın menfaatlerini gözeteceği ve tasfiyeyi yapacağı, aynı kanunun 194.maddesinde ise, maddede yazılı haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunacağı, dava durduğu müddetçe müruru zaman ve hakkı düşüren müddetlerin işlemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan madde hükümlerinde belirtildiği üzere, iflasın açılması ile müflisin masaya giren malları üzerinde tasarruf yetkisi kısıtlanmakta, iflas kapanıncaya kadar bu mallar üzerindeki her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hüküm ifade etmemekte; tasarruf yetkesi iflas masasına ve masanın kanuni mümessili iflas idaresine geçmektedir.
Söz konusu mallar müflisin mamelekini ilgilendirmektedir. Doktrinde mamelek (mal varlığı), “kişinin para ile ölçülebilen mal ve haklarının tamamıdır.” biçiminde tanımlanmıştır.
Bir kamu alacağı olan ve İcra İflas Kanununun 206.maddesine göre “Adi ve rehinli alacaklılar” sırasında yer alan vergi alacağı da kişinin mamelekini ilgilendirmekte ve iflas masasına giren mal ve haklarını etkilemektedir. Bu yönüyle vergi davalarının kişinin mamelekini ilgilendiren diğer hukuk davalarından farklı bulunmamaktadır. Müflis yükümlünün vergi davasının takibinde bir menfaatinin olmaması nedeniyle gerekli gayret ve çabanın gösterilmemesi sonucu davanın kaybedilmesi hallerinde, vergi borcu kesinleşmiş olacak, dolayısıyla masanın pasifi artarak aktifi azalacaktır. Bu durumun ise, masanın alacaklıları yönünden zararlı sonuçlar doğuracağı açıktır. Yukarıda belirtildiği gibi, iflasın açılması ile müflisin, iflas masasını oluşturan malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanmakta, bu yetki masaya ve masanın kanuni mümessili durumundaki iflas idaresine geçmektedir. Kuşkusuz yükümlünün medeni haklarından yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti devam etmektedir. Ancak; masayı oluşturan mallar üzerindeki tasarruf yetkisini kaybettiğinden ve bu yetki iflas idaresine geçtiğinden, müflis yükümlünün mamelekini (mal varlığını) il gilendiren uyuşmazlıklarda, davayı izleme ve kanun yollarına başvurma yetkisinin masanın haklarını korumakla yükümlü ve sorumlu olan iflas idaresine geçeceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
Bu bakımından, yetkili iflas idaresi yerine, müflis şirket adına şirket müdürü tarafından açılan davada, dava ehliyeti, dava açıldığı tarihte bulunması gereken ve davanın görülebilmesi için zorunlu bir usul hukuku koşulu olduğundan mahkemece, dava devam etmekte iken Ticaret Mahkemesi kararı ile iflasın kaldırılmış olması nedeniyle şirket müdürü … ‘in dava ehliyetinin avdet edeceği yolundaki gerekçesinde usul ve kanun hükümlerine uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile …Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
AYRIŞIK OY: Temyiz isteminin reddi ile temyize konu vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği oyu ile aksine verilen karara karşıyız.