Danıştay Kararı 3. Daire 1991/1396 E. 1992/1089 K. 18.03.1992 T.

3. Daire         1991/1396 E.  ,  1992/1089 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 1089
Esas Yılı : 1991
Esas No : 1396
Karar Tarihi : 18/03/992

1-DAVACI ŞİRKETİN YANAN MALLARIYLA İLGİLİ EMSAL BEDEL TAKDİRİNE İLİŞKİN TAKDİR KOMİSYONU KARARININ KESİNLEŞİP KESİNLEŞMEDİĞİ ARAŞTIRILMADAN, SİGORTA ŞİRKETİNCE BELİRLENEN MİKTARIN EMSAL BEDELİ OLARAK KABUL EDİLMESİNE OLANAK BULUNMADIĞI HK.

2-SİGORTA ŞİRKETİNDEN ALINACAK BEDELİN İHTİLAFLI HALE GELMEDEN ŞÜPHELİ ALACAK OLARAK YAZILMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI HK.

Davacı şirketin 1987 dönemine ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu, bu yılda işyerinde çıkan yangın sonucu oluşan zarar beyanının kabul edilmeyerek adına re’sen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; Davacını işyerinde 9.11.1987 tarihinde yangın çıktığı, yangın sonucu yanan ve hasar gören mallar için Takdir Komisyonunca … lira takdir edildiği, yangın sonrası 10.11.1987 tarihi itibariyle çıkarılan bilançonun aktifine “Yanan Mallar Hesabı” adı altında gösterilen … liranın dışında “Aktif Düzenleyici Hesap” adı ile … liranın yer aldığı, yıl sonunda toplam … liranın zarar kaydının yapıldığı sonuçda davacı şirketin … lira zarar beyanında bulunduğu, yanan mallar için takdir komisyonunca … lira takdir edilmiş ise de; … Sigorta Şirketince … Limited Şirketine yaptırılan 8.12.1987 tarihli yangın hasarı ekspertiz raporunda davacının gerçekte … liralık emtiasının yandığı veya hasar gördüğünün anlaşıldığı, bu durumda “Aktif Düzenleyici Hesap”ın gerçekte yandığı ve hasar gördüğü halde takdir komisyonunca takdir edilmeyen emtia için bilanço aktif ve pasif dengesini sağlamak üzere kullanıldığı sonucunda yanıldığından, bu hesap adı altında zarar kaydı yapılan yanan mal bedelinin zarar kabul edilmemesinde isabet görülmediği, dosyada bulunan 9.11.1987 tarihli itfaiye raporunda tahmini zararın … lira olarak belirlendiği, Takdir Komisyonunca da yangından çok sonra 13.4.1988 tarihinde bu tahmini miktarın esas alınarak takdir yapıldığı yukarıda açıklandığı üzere sigorta şirketince bu miktarın … lira olarak saptandığı, Sigorta Şirketi ile davacı şirket arasında görolmekte olan davada miktarın uyuşmazlık konusu olmadığı, ihtilafın poliçedeki adresin sigorta şirketince değiştirilmesinden kaynaklandığı bu durumda davacı şirketin ilgili yıldaki yangın sonucu uğradığı zarar ın ekspertiz raporu ile saptanan … lira olduğu, zarara bu miktarın atılması gerektiği buna göre de ertesi yıla devreden zararın … lira olarak kabulü gerektiği; yangın sonucu meydana gelen zarar işyeri sigortalı olmakla sigorta şirketi ile olan dava sonucuna göre sigorta şirketinden tazmin olanağı bulunduğundan karşılık ayırmak suretiyle bu miktarın zarar yazılabileceği, karşılık ayrılmaksızın zarar kaydı yapılmasının muhasebe hatası olduğu, ancak sonuca bir tesiri nin görülmediği, bu miktarın tahsil edildiği yılda gelir kaydı yapılması tabii olduğundan bu durumun idarece takibi gerektiği gerekçesiyle kabul ederek kaçakçılık cezalı tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemidir.
Dosyada bulunan belgelerin incelenmesin den; Davacı Kurumun işyerinde 9.11.1987 tarihinde çıkan yangın sonucu yanan malların emsal bedelinin Takdir Komisyonunca … lira olarak takdir edildiği, yanan emtianın bedelinin dönem sonunda … lirasının yanan mallar hesabı … lirasının ise, aktif düzenleyici hesap adı altında toplam … lira olarak zarar yazıldığı, inceleme elemanınca ise yanan emtia bedellerinden dolayı zarar yazılan miktarın, davacı şirket tarafından tahminen belirlenen ve aktif düzenleyici hesap adı altında gösterilen … liralık kısmının kabul edilmeyerek, davacı kurumun ilgili dönemde … lira zararla değil, … lira kazançla kapattığının saptandığı ve bu miktar matrah üzerinden salınan kaçakçılık cezalı tarhiyata karşı açılan dava üzerine, Mahkemece yanan mallar sonucu oluşan gerçek zararın işyerinin sigortalı olması nedeniyle sigorta ekspertiz raporu ile saptanan … lira olduğu, buna görede ilgili dönemde ertesi yıla devreden zararın … lira kabul edilerek tarhiyatın terkinine karar verildiği ve sözü edilen kararın temyiz edilmesi üzerine uyuşmazlık çıktığı anlaşılmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 278.maddesinde; yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çat lamak, paslanmak gibi haller meticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli açalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartaların emsal bedeli ile değerleneceği öngörülmüş olup, emsal bedelinin tayinine ilişkin hükümler aynı Kanunun 267.maddesinde düzenlenmiştir.
Sözü edilen maddede; emsal bedelinin üç şekilde tayin olunacağı, bunlarında sıra ile ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası ve Takdir esası olduğu, Takdir Komisyonunca takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı bulunduğu, emsal bedelinin mükellef tarafından bizzat hesaplandığı hallerde bu hesaplara ait kayıt ve cetvellerin ispat edici kağıtlar olarak muhafaza edileceği; yukarıdaki esaslarla mukayyet olmaksızın kaza mercilerinin re’sen biçtikleri değerlerin ve zirai kazanç ölçülerini tesbit eden kararnamelerde yer alan unsurların emsal bedeli yerine geçeceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, Davacı Şirketin yanan malları için Takdir Komisyonunca ….-lira emsal bedeli takdir edilmesine karşın, davacı kurum bu bedelden başka kendi tahmin ettiği bedeli ayrıca zarar yazmıştır. Mahkeme ise her iki miktarı da kabul etmeyerek, yangın çıkan işyerinin sigorta ettirildiği, sigorta aşirketinin saptadığı zarar miktarını emsal bedeli olarak kabul etmiştir.
Oysa; Davacı Şirketin yanan mallarının emsal bedelinin yukarıda hükmü açıklanan 267.madde uyarınca, ortalama fiyat esasına veya defter ve belgeler yandığı için maliyet bedeli çıkarılmaması nedeniyle maliyet bedeli esasına göre tayini mümkün olmadığından Takdir esasına göre tayin edilmesi zorunludur. Nitekim takdir esasına göre tayini için takdir komisyonuna başvurulmuş ve takdir komisyonunca emsal bedeli … lira olarak takdir edilmiştir. Takdir Komisyonunca takdir edilen emsal bedelinin dava açılmayarak kesinleşmesi durumunda sigorta şirketince belirlenen değerin veya kaza mercilerince re’sen biçilen bir değer bulunmadığına göre başkaca bir bedelin emsal bedeli olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Öte yandan; Davacı Şirketin sigorta şirketinden yanan mallar için saptanan zararı tazmin edebileceği, sigorta şirketi ile aralarında meydana gelen ihtilaf sonucu alacağın süpheli alacağı dönüştüğü, şüpheli alacağın ise zarar yazılabileceği düşünülebilirse de, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323.maddesi uyarınca alacaklar dava veya icra safhasına geldiği tarihte şüpheli alacak sayılacağından ve sigortadan olan alacak ancak, ihtilaflı hale geldiği dönemde şüpheli alacak olarak yazılabileceğinden 1987 döneminde zarar yazılması mümkün değildir. Kaldı ki, şüpheli alacaklar karşılık hesabı ayrılmak suretiyle zarar yazılabilir Bu bakımdan sigorta şirketinden olan alacak için karşılık ayrılmadığın dan bu şekilde de sigorta şirketince berlirlenen miktarın zarar yazılmasının kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında; Vergi Mahkemesince, davacı şirkete ait yanan mallara ilişkin emsal bedel takdirine dair Takdir Komisyonu kararının davacıya tebliğ edilerek kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan; sigorta şirketince belirlenen miktarın emsal bedeli olarak kabul edilmesi ve buna göre dönem zararının … lira olarak kabulü suretiyle cezalı tarhiyatın terkinine karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.