Danıştay Kararı 3. Daire 1990/2937 E. 1992/15 K. 07.01.1992 T.

3. Daire         1990/2937 E.  ,  1992/15 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 15
Esas Yılı : 1990
Esas No : 2937
Karar Tarihi : 07/01/992

PEŞİN OLARAK TAHSİL EDİLEN KİRA BEDELİNİN, VERGİ USUL KANUNUNUN 287.MADDESİ KAPSAMINDA ERTESİ YILA İLİŞKİN OLAN KISMININ PASİFLEŞTİRİLMEK SURETİYLE DEĞERLENDİRİLEBİLECEĞİ HK.

Davacı kurumun 1988 takvim yılında tahsil ettiği gelecek yılı ait kira gelirini beyan etmediği nedeniyle hesaplarının incelenmesi sonucunda saptanan matrah farkı üzerinden Davacı adına ikmalen salınan kurumlar ve geçici vergi ile kesilen kaçakçılık ve kusur cezasına karşı açılan davayı; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70.maddesinde, metinde yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesin den elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlandığı, 2.fıkrasında ise metinde yazılı mal ve hakların ticari veya zirai işletmeye dahil bulunmaları halinde bunların iratlarının ticari veya zirai kazancın tesbitine müteallık hükümlere göre hesaplanacağının hükme bağlandığı, bu hükme göre gayrimenkulün ticari bir işletmenin bilançosuna dahil olmasının elde edilen gelir unsurunun gayrimenkul sermaye iradı vasfına değiştiremeyeceği, gelir unsurunun yine gayrimenkul sermaye iradı olduğu, sadece elde eden yönünden ticari kazanç unsuru sayılacağı ve safi tutarının ticari kazançla ilgili esaslara göre tesbit edilmesi gerektiği, öte yandan Gelir Vergisi Kanununun 72.maddesinin 4.fıkrasında, gelecek yıllara ait olup peşin tahsil olunan kiraların ilgili bulundukları yılların hasılatı sayılacağının hükme bağlandığı, gelecek yıllar için tahsil edilen kiraların ilgili bulundukları yılların beyannamelerinde gelir olarak beyan edileceği, sonraki yıla isabet eden kazancın cari yılda beyan edilmesi gerekmediğinden 1988 yılı Temmuz ayından itibaren bir tam yıla isabet eden irat tutarının tamamının beyan edileceğinden bahisle sonraki altı aylık dönemin tarhiyata esas alınmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı tamamen terkin eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemidir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1.maddesinin son fıkrasında, kurum kazancının, gelir vergisi mevzuuna giren gelir unsurlarından terekküp edeceği, 13.maddesinde, Kurumlar Vergisinin birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tesbitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37.maddesinde, her türlü ticari ve sinai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, 38.maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41.maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlandığından Gelir Vergisi Kanununun gayrimenkul sermaye iratlarında gayrisafi hasılat tesbitine ilişkin 72.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Ancak, bilanço esasında ticari kazancın tesbitine ilişkin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38.maddesinin son fıkrasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ilişkin hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmış olup, Vergi Usul Kanununun pasif geçici hesap kıymetleri başlıklı 287. maddesinde, gelecek hesap dönemlerine ait peşin olarak tahsil olunan hasılatın mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirmek suretiyle değerleneceği öngörüldüğünden ve davacı şirketin, 1988 yılında peşin olarak tahsil ettiği 12 aylık kira bedelinin 1989 yılına ilişkin olan 6 aylık kısmını pasifleştirmek suretiyle değerlendirmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle sonucu itibariyle yerinde görülen … Vergi Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının onanmasına karar verildi.