Danıştay Kararı 3. Daire 1989/1325 E. 1989/2825 K. 15.12.1989 T.

3. Daire         1989/1325 E.  ,  1989/2825 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 2825
Esas Yılı : 1989
Esas No : 1325
Karar Tarihi : 15/12/989

VERGİYİ DOĞURAN OLAYI ORTAYA KOYAN TESBİTLERİN BULUNMAMASI HALİNDE OLAYIN TESBİTİNE İLİŞKİN İNCELEME VE ARAŞTIRMANIN İDARİ YARGI YERLERİNCE YAPILMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI HK.

Olayda, manavlık yapan mükellefin 1985 takvim yılına ilişkin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen tutanakta dökümü yapılmak suretiyle perakende satış fişleriyle kimin adına kesildiği belli olmayan veya başkaları adına kesilmiş faturaların mükellef tarafından gider olarak yazıldığı hususu tesbit edilmiş, ancak inceleme raporunda bu tesbit hakkında herhangi bir tenkit ya da matrah farkı hesaplaması yapılmaksızın mükellefin ilgili yıla ilişkin işletme hesabı özetinde yer alan hasılatın, Belediye Başkanlığı yazısında açıklanan % 20 kar haddine göre düşük bulunduğundan bahisle, % 20 kar haddi esas alınmak suretiyle yeniden işletme hesabı özeti yapılarak bulunan matrah farkı üzerinden Vergi Usul Kanununun 30/4.maddesi hükmü uyarınca resen tarhiyat yapılması önerilmiş olup, tarhiyata karşı açılan dava sonucunda ise Vergi Mahkemesince % 20 kar haddine göre hesaplama tarzı uygun bulunmayarak, inceleme raporuna ekli tutanakla tesbiti yapılan gider belgelerinin bir kısmının usulüne uygun, bir kısmının ise usulüne uygun bulunmadığından bahisle yeniden bir matrah hesaplaması yapılması suretiyle tarhiyatın tadilen onanmasına karar verilmiş bulunmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrasında “idari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari Mahkemeler, yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisinin kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler” hükmü yer almıştır. Maddede yer alan idari yargı yetkisinin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olduğu yolundaki hükümle İdarenin yaptığı hertürlü idari işleme karşı dava açılması durumunda yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygun olup olmadığının araştırılması, sonuçta işlem hukuka uygun ise davanın reddine, hukuka aykırı ise işlemin iptaline karar verilmesi amaçlanmış olup, başka bir ifade ile işlemin değiştirilmesi, yeni bir işlem haline getirilmesi veya idarenin takdir yetkisinin kaldırılması yolunda karar verilmesi ve yargı yerinin idare yerine geçerek işlem tesis etmesi önlenmek istemiştir.
İdari yargı yerlerinin hukuka uygunluk denetimi sırasında bakmakta oldukları davalara ait herçeşit incelemeleri kendiliklerinden yapabilecekleri hususu İdari Yargılama Usulü Kanununun 20.maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Ancak bu incelemenin kapsamının idari işlemin meydana getirilmesinde idarenin izlediği yol ve uyguladığı yöntemlerle sınırlı olması gerekmektedir. Vergi dairelerince yapılan tarh işlemlerinde de vergiyi doğuran olaya ilişkin idarece yapılan tesbitler veya matrahın saptanmasına ilişkin hesaplamalarla ilgili hertürlü inceleme ve araştırmayı talep olmasa dahi vergi mahkemeleri yapabileceklerdir. Vergiyi doğuran olayı ortaya koyan bir tesbit yoksa, mahkemelerin vergiyi doğuran olayın tesbitine ilişkin bir inceleme ve araştırma girmeleri söz konusu olamayacaktır.
Bu açıklamalar karşısında, uyuşmazlık konusu olayda idarece yapılan tarh işleminde, mükellefin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu düzenlenen tutanakla tesbiti yapılan hususlar matrahın hesaplanmasında dikkate alınmayarak başka bir yöntem kullanılmışken, Vergi Mahkemesince İdarenin yerine geçilmek suretiyle, tutanakla tenkit konusu yapılmaksızın tesbit edilen konularla ilgili yeni bir matrah farkı yaratılmak suretiyle, tarh işleminin değiştirilmesinde isabet görülmemiştir.
İşin esasına gelince; Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; Davacının vergilendirme dönemi içinde yapmış olduğu satışlarının büyük bir kısmının resmi kurum olan askeri birliklere ve hastanelere ihale suretiyle ve faturalı olarak yapıldığı anlaşıldığından, inceleme elemanınca, hiçbir inceleme ve araştırma yapmaksızın, işletme hesabı özetinde yeralan bilgilerin hayali olduğundan bahisle Belediye Başkanlığı yazısında belirtilen % 20 kar haddinin esas alınması suretiyle bulunan matrah farkı üzerinden Vergi Usul Kanununun 30/4.maddesi uyarınca resen tarhiyat yapılmasında Kanuna uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mükellef temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.fıkrası uyarınca tarh işleminin iptaline, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz isteminin bu nedenle reddine karar verildi.