3. Daire 1988/2843 E. , 1989/1804 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 1804
Esas Yılı : 1988
Esas No : 2843
Karar Tarihi : 28/06/989
HAKSIZ OLARAK ALINAN VERGİ İADESİ İLE CEZASININ TAHSİLİNDE 6183 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANACAĞI HK.
Uyuşmazlık, 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Kanunun 6 ve 7.maddesine göre geri istenilen vergi iadesi tutarı ile bu miktarın üç katı cezanın ödenmesi gerektiğine dair davalı idare işleminin dava konusu yapılmaması nedeniyle kesinleşmesi üzerine mezkür alacağın tahsili için düzenlenen ödeme emrini, haksız olarak iktisap edilen kamu alacağının tahsilinin 6183 sayılı kanunun 1.maddesi uyarınca bu kanun hükümlerine göre tahsiline olanak bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteminden doğmuş bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın özünü, haksız yere alındığı Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olan vergi iadesi ile 2978 sayılı Kanunun 6.maddesine göre istenen 3 kat cezasının 6183 sayılı Kanunun 1.maddesi hükmü uyarınca bu kanun hükümlerine göre takip edilip edilemiyeceği hususu oluşturmak tadır. İdare Hukuku ilkelerine göre, idari işlemler, kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyle idare tarafından, kamu gücü kullanılarak tek taraflı irade beyanı ile tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu (icrai) işlemler olarak tanımlanmıştır.
2978 sayılı Kanunun 6.maddesinde haksız yere vergi iadesine sebebiyet verilmesi halinde iade edilen bu meblağ üç kat ceza ile birlikte müseb biplerden geri alınacağı, 7.maddesinde de; işveren sorumlu veya hak kazananlarca bu kanun hükümlerine göre vergi dairesine geri verilmesi gereken vergi iadesinin ve ödenmesi gereken cezaların tahsilinde Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı ön görülmüştür. Kanunun göndermede bulunduğu 6183 sayılı Kanunun 54.maddesinde ise, ödeme müddeti içinde ödenmeyen kamu alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı hükme bağlandığından, alacaklı vergi dairesince geri alınması gereken vergi iadesi ile üçkatı cezanın cebren tahsiline girişilmeden önce alacağın tahakkuk etmiş, yani ödenmesi gereken bir aşamaya gelmiş bulunması; bunun içinde, daha önceki bir tarihte alacağa vucut veren bir işlemin tesis edilerek ilgilisine duyurulmuş olması gerekmektedir. 2978 sayılı Kanunun 8.maddesiyle 213 sayılı Kanuna yapılan gönderme, terimlerin anlamlarının tayini ve inceleme yapmaya yetkili olanların belirlenmesi konuları ile sınırlı bulunduğundan, alacağın ilgilisine, anılan kanunda tarh ve tahakkuk işlemleri ile ilgili olarak yapılan düzenlemelere göre duyurulamıyacağı tabii olmakla beraber, alacağa vucut veren işlemle bu işlemin duyuru şekli hakkında 2978 sayılı Kanunda her hangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden alacağın 6183 sayılı Kanunun 37.maddesinde yer alan düzenleme uyarınca Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğle duyurulması ve duyuru tarihinden itibaren bir ay içinde rızaen ödenmediği takdirde, cebren tahsil yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir. Olayda Vergi mahkemesince; 6183 sayılı Kanunun 1.maddesine göre hayali şirketler kurup hayali şahısları, çalışmış göstermek suretiyle alınan vergi iadelerinin haksız iktisaptan doğan amme alacağı niteliğinde kabul edilerek ödeme emri ile istenemiyeceğine karar verilmiştir.
Hernekadar 6183 sayılı Kanunun 1.maddesinde haksız fiil ve haksız iktisap halleri bu kanun kapsamı dışında bırakılmış ise de; bu maddede sözü edilen haksız fiil ve haksız iktisap halleri Borçlar Kanununda düzenlenen müesseselerdir. haksız alındığı nedeniyle cezalı olarak istenen vergi iadesi ise 2978 sayılı özel kanun hükümlerine göre istenmiş olup bu kanunun 7.maddesi hükmünde sözü edilen alacağın 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği açık olarak öngörülmüştür. 2978 sayılı Kanun özel bir kanun olup genel kanun niteliğinde olan Borçlar kanunu ve 6183 sayılı Kanunun genel nitelikteki bu hususa iliş kin hükümlerine nazaran hukukun genel ilkelerine göre uygulama bakımından öncelik taşımaktadır. Bu nedenle 2978 sayılı Kanunun amir hükmü uyarınca haksız olarak alınan vergi iadesi ile cezasının tahsilinde 6183 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Bu durumda 9.1.1987 günlü işlem ile davacıdan istenen vergi iadesinin 3 kat cezası ile birlikte ödenmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine vergi iadesinin ödenmesi yolundaki idari işleme karşı dava açılmaması ve ödenmemesi sebebiyle mezkur alacağın 6183 sayılı Kanuna göre istenmesindee hukuka aykırılık görülmemiştir.
Diğer taraftan; 2978 sayılı Kanun hükümleri uyarınca işveren ve sorumlu sıfatıyla alınan vergi iadelerinin haksız yere alındığının Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile sabit ise de; 2978 sayılı Kanunun 6.maddesina dayanılarak tesis edilen işlemin yerinde olup olmadığı hususu, bu işleme karşı açılan davada incelenebileceği cihetle ödeme emrine karşı açılan iş bu davada inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Sonuç itibariyle; 2978 sayılı Ücretlilere Vergi İadesi Hakkında Kanun hükümlerinden yararlanmak amacıyla işveren ve sorumlu sıfatıyla hareket eden davacı hakkında yine bu kanunun 6.maddesine dayanılarak tesis edilen idari işleme karşı dava açılmaması suretiyle kesinleşen kamu alacağının tahsili için aynı kanunun 7.maddesi delaletiyle 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ödeme emri tanzim ve tebliğinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının; işin esası hakkında inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına karar verildi.