Danıştay Kararı 3. Daire 1986/466 E. 1986/1809 K. 30.09.1986 T.

3. Daire         1986/466 E.  ,  1986/1809 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1986
Karar No : 1809
Esas Yılı : 1986
Esas No : 466
Karar Tarihi : 30/09/986

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASININ UZLAŞMA KAPSAMINDA BULUNMADIĞI YOLUNDA KANUNDA KESİN BİR HÜKÜM OLMAYIP KANUNUN YOLUNA MÜTEHAMMÜL OLMASI VE OLAYDA 213 SAYILI KANUNA 205 SAYILI KANUNLA EKLENEN EK 5.MADDEDE SAYILAN UZLAŞMANIN TEMİN EDİLEMEMESİ HALLERİNİN DE BULUNMAMASI SEBEBİYLE UZLAŞMA KOMİSYONU KARARININ UZLAŞMANIN VAKİ OLMAMASI OLARAK KABUL EDİLEREK DAVANIN ESASTAN İNCELENMESİ GEREKİRKEN SÜREDEN REDDİNDE İSABET GÖRÜLMEDİĞİ HK.

Temyiz talebi, kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı uzlaşma talebin de bulunan mükellef şirketin bu talebinin uzlaşma komisyonunca, yetki si içinde bulunmadığı gerekçesiyle uzlaşmaya dahil edilemiyeceği yolun da verilen karara istinaden kararın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde açılan davayı, süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununa 205 sayılı kanunun 22.maddesiyle ekle nen uzlaşmanın mevzuu başlıklı ek 1.maddede, re’sen veya ikmalen tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda, idarenin 6 bend halinde sıralanan hususlarda, bu bölümde yer alan hükümler dairesinde mükellefler ve cezaya muhatap o lanlarla uzlaşabileceği, sıralanan hususların 3.bendinde, vergi ziyaı na sebebiyet verilmesinin veya usulsüzlük fiilinin işlenmesinin, mükel lefler veya ceza muhatabı tarafından, kanun hükümlerine gereği kadar nüfuz edememekten ileri geldiğinin iddia olunması, 4.bendde de, müp hen, yoruma mütehammil bulunan hususlarda mükellefine ve cezaya muha tap olanların yanılmış bulunmaları hali sayılmıştır.
Öte yandan, uzlaşma talebinin tetkiki başlıklı Ek 5.maddede, uzlaşma komisyonlarının uzlaşma müzakeresine başlamadan önce, talebin dördüncü ek maddeye uygun şekilde ve müddeti içinde yapılıp yapılmadığını, uzlaşma komisyonunun yetkisi içinde bulunup bulunmadığını inceleyerek talebin usulüne uygun şekilde yapılmadığını veya uzlaşmanın yetkisi dışında bulunduğunu tesbit ederse esasa geçmeden talebi reddedeceği açıklanmıştır. Bilindiği üzere uzlaşma müessesesi, vergiyi tarh eden idare ile bunları ödeyecek mükelleflerin anlaşmalarını sağlamak suretiyle, yargı yerlerinin gereksiz başvurularla karşı karşıya kalmalarını önlemek amacıyla getirilmiştir. Olayda, 1983 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu yapılan tarhiyat nedeniyle kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük vezalarına karşı uzlaşma talebinde bulunan yükümlü şirketin bu talebi uzlaşma komisyonu nun yazısıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun buluna rak 10.9.1984 tarihinde uzlaşma müzakeresine davet edildiği, müzakere sonrası tanzim edilen uzlaşma tutanağı ile de Özel Usulsüzlük cezası nın uzlaşma komisyonu yetkisi içerisinde bulunmadığı gerekçesiyle sade ce kaçakçılık cezasında uzlaşma sağlandığı yolundaki tutanağın tebliğ tarihinden itibaren onbeş günlük sürede mükellef şirket vekilince mah kemede dava yoluna başvurulduğu, başvurununda 4.7.1984 tarihinde tebliğ edilen özel usulsüzlük cezasına karşı dava açma süresinin çalışma ya ara verme süresi içinde bittiğinden davanın en geç 12.9.1984 tari hinde açılması gerekirken uzlaşmaya başvurusu mümkün olmadığı halde uzlaşma komisyonuna başvurarak dava açma süresinden sonra 19.9.1984 tarihinde davanın açıldığı gerekçesiyle süreden reddedildiği anlaşıl makta ise de; yukarıda açıklanan kanun maddelerinden anlaşılacağı üze re özel usulsüzlük cezasının uzlaşma kapsamı içinde yer almadığı yolunda kesin hüküm bulunmamakla birlikte, konunun yoruma mutehammil olması ve olayda ek 5.maddede sayılan uzlaşmanın temin edilememesi hallerinin de bulunmaması sebebiyle uzlaşma komisyonu kararının uzlaşmanın vaki olmaması olarak kabul edilerek davanın esastan incelenmesi gerekirken davanın yazılı gerekçe ile süreden reddinde isabet görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle mükellef şirket temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.

AYRIŞIK OY:
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 205 sayılı kanunun 22.maddesiyle eklenen uzlaşma ile ilgili üçüncü bölümde yer alan uzlaşmanın mevzuunu belirten ek 1.maddede; idarenin, resen veya ikmalen tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezaları tahakkuklarının miktarları üzerinde, mü kelleflerce veya cezaya muhatap olanlarca uzlaşabileceği hükme bağlanmış olduğuna göre, Vergi Usul Kanunun öngördüğü bir usule riayetsizlik sebebiyle herhangi bir tarhiyata bağlı olmaksızın kesilen usulsüz ceza ları, uzlaşma mevzuunun dışında kalmaktadır.
Uzlaşma ile ilgili bölümde yer alan ek 7.madde de vaz edilmiş olan, uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellefe dava açma imkanı veren 15 günlük dava süresi ancak, uzlaşma mevzuuna giren hususlarda uzlaşmanın vaki olmaması halinde kullanılabileceğinden bizatihi uzlaşma mevzuunda olmıyan bir hususta müracaat edilmesi, ilgiliye bu kanun hükmüne göre 15 günlük bir dava açma süresi tanıttıramaz. Bu müracaat işlemeye baş lamış olan dava açma süresini de durduramaz. Hal böyle olunca uzlaşma komisyonunun bu müracaat hakkında, tutanağında, ilgilinin dava açma hakkının mahfuz olduğu yolunda bir şerhinin bulunmasıda, ilgiliye kanunların tanımadığı bir hakkı bahşettiremez.
Bu sebeblerle bu görüşü gerekçe olarak benimseyerek hüküm serdeden Temyize konu mahkeme kararında kanuna ve usule aykırılık teşkil eden bir durum bulunmadığından Temyiz talebinin reddi gerekeceği oyu ile aksi yoldaki çoğunluk kararına iştirak etmiyorum.