Danıştay Kararı 3. Daire 1976/617 E. 1976/615 K. 01.10.1976 T.

3. Daire         1976/617 E.  ,  1976/615 K.
Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1976
Karar No : 615
Esas Yılı : 1976
Esas No : 617
Karar Tarihi : 01/10/976

İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLLERİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN GÖREV SÜRELERİ DOLMADAN BU GÖREVLERİNDEN ALINABİLMELERİNİN, ÜYELİK İÇİN NİTELİKLERDEN BİRİNİN YİTİRİLMESİ KOŞULUNA BAĞLI OLDUĞU, GÖREV SÜRELERİ ÖZEL YASA VE STATÜLERİNDE BELİRTİLMEMİŞ İSE TÜRK TİCARET KANUNUNUN 314.MADDESİNDE BELİRTİLEN GÖREV SÜRESİNİN UYGULANACAĞI VE BELİRLENEN GÖREV SÜRESİ SONUNDA HİÇBİR İŞLEME GEREK KALMADAN SÖZ KONUSU ÜYELİĞİN KENDİLİĞİNDEN SONA ERECEĞİ HK.

1- 440 sayılı İktisadi Devlet Teşekkülleriyle Müesseseleri ve İştirakler Hakkında Kanunun 1.maddesinde, İktisadi Devlet Teşekküllerinin, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet gösteren kuruluşlar olduğu ve 3.maddesinde de teşekküllerin bu Kanun ile özel kuruluş kanunlarının saklı tuttuğu hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi olacakları hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Bu hükümlere göre, İktisadi Devlet Teşekküllerinin, özel kuruluş kanunlarında ve 440 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda öncelikle Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olacaklarında duraksamaya yer yoktur. Hal böyle olunca, kuruluş kanunu olmayan veya olup ta yönetim kurulu üyelerinin görev süresine ilişkin hüküm bulunmayan teşekküllerin yönetim kurulu üyelerinin görev süresi hakkında Türk Ticaret Kanununun 314.maddesi hükmünün uygulanması zorunludur. Ancak, bu uygulamada teşekküllerin anonim şirket statüsünde olup olmadıkları da herhangibir fark yaratmamaktadır.
Zira, kanunun yukarda belirtilen hükümleri, teşekküllerin özel kuruluş kanunları ve 440 sayılı Kanun dışında özel hukuk hükümlerine tabi olacağını belirtirken, anonim şirket statüsünde olup olmama hususunda herhangibir fark gözetmediği gibi, İktisadi Devlet Teşekkülleriyle Müesseseleri ve İştirakler Hakkında Tüzük de 18.maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin görev süresi ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununa atıf yaparken, teşekküllerin anonim şirket statüsünde bulunup bulunmadıkları yolunda bir ayrıma yer vermemiştir. Bu hukuki duruma göre, kuruluş kanunu olmayan veya olup ta kanunlarında yönetim kurulu üyelerinin görev süresi ile ilgili hüküm bulunmayan İktisadi Devlet Teşekküllerinin, statüsü ne olursa olsun, yönetim kurulu üyeliği Türk Ticaret Kanununun 314.maddesinde belirtilen görev süresi ile sınırlıdır. 440 sayılı Kanunun 8.maddesinin altıncı fıkrasında, “Üyelik için bu Kanunda aranan nitelikleri yitirenler, atanmaları ve seçilmelerindeki usule göre süre dolmadan da değiştirilebilirler” hükmü yer almıştır. Bu hükme göre, kanunkoyucu yönetim kurulu üyelerinin, özel kanunlarında veya Türk Ticaret Kanununda belirtilen görev süresi dolmadan değiştirilebilmesini, ancak yönetim kurulu üyesi olmak için aranan niteliklerden birinin yitirilmesi şartına bağlanmıştır. Nitekim bu şart Tüzüğün 18.maddesinde açık bir şekilde teyid edilmiş ve Danıştay Dava Daireleri Kurulunca verilen çeşitli kararlarla da bu görüş benimsenmiş bu lunmaktadır.
Kanun koyucunun,yönetim kurulu üyelerinin görev süresü dolmadan değiştirilebilmesini yalnızca niteliğin yitirilmesi şartına bağlamasındaki açık maksat ve iradesi ortada iken yönetim kurulu üyelerinin nitelik yitirme şartı dışında da süre dolmadan, genel idare esasla rı içinde atanmalarındaki usule göre değiştirilebilmeleri hukuken mümkün görülmemektedir.
Öte yandan, 440 sayılı Kanunun 8.maddesiyle, teşekküllerin statüsüne bakılmaksızın ilgili bakanlık ve Maliye Bakanlığının inhası ve Bakanlar Kurulu kararıyla atanan iki üyenin, teşekküllerin yönetim kurullarında görevlendirilmesi öngörülmek suretiyle yeni bir yönetim sistemi getirilmiş bulunmaktadır. Kanunun bu özel düzenlemesiyle,devletin ekonomik hayatının tanzimi görevinin yerine getirilmesinde en etkili araç olan iktisadi devlet teşekkülleri için getirmiş yeni yönetim sistemini TTK’nun temsil hükümleri içinde düşünmek olanak dışıdır.
Yukardan beri açıklamaya çalıştığımız üzere, İktisadi Devlet Teşekkülleri yönetim kurulu üyelerinin, özel kanunlarında, esas mukavelelerinde veya Türk Ticaret Kanununda belirtilen görev süresi dolmadan,üyelik için aranan niteliklerden birinin yitirilmesi hali dışında değiştirilmiyeceklerine; 2- Kuruluş Kanununda belirtilen görev süresi bitmesine karşın, yeni bir atama yapılamaması sonunda, süresi biten yönetim kurulu üyesinin yeni bir atama yapılıncaya değin görevine devam edip edemiyeceği hususuna gelince: Mevzuatımızda bu konuda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak bu durum hukuki bir boşluk meydana getirmemektedir. Zira, kanunda belirtilen görev süresi biten yönetim kurulu üyesinin, aynı usule uygun olarak yeniden veya yerine bir başkası atanıncaya kadar görevine devam edebilmesi bu konuda kanunda açık bir hükmün varlığına bağlıdır. İdare yazısında da belirtildiği gibi kanunda belirli görev süresinin bitiminde, yönetim kurulu üyesinin kendisinin veya yerine bir başkasının atanması asıl olduğu için, kanunkoyucunun özel bir hüküm koymak ihtiyacını duymadığı açıktır. Hükümetlerin kuruluş tarzı itibariyle yönetim kurulu üyelerinin atanmasına ilişkin kararnamelerin zamanında çıkarılamaması, belirtilen yasal kuralın bir kenara itilmesine neden olamaz. Başka bir deyişle Kanun, yönetim kurulu üyesinin kanunla belirli görev süresinin bitiminde kendisinin tekrar veya yerine başka bir kimsenin atanması hususunda inhaya yetkili bakanlığa ve Bakanlar Kuruluna görev vermiştir.
Bu yasal görevin zamanında yerine getirilmemesine ilişkin idari uygulamaya hukuki geçerlilik tanımaya olanak yoktur. Aksi halde, görev süresi sona eren yönetim kurulu üyesinin belirsiz bir süre daha görevine devam etmesine yol açılmış olur ki, bu da Kanunun görev süresini saptamakla öngördüğü amacın ortadan kaldırılması sonucunu doğurur. Böyle bir sonucun hukuk açısından benimsenemiyeceğini açıklamaya gerek bulunmamaktadır.
Özel kanunlarında görev süresi biten yönetim kurulu üyelerinin yeniden atanabileceğine ilişkin hükümlerin bulunması, genel olarak kanunkoyucunun, eski üyenin gene yönetim kurulu üyeliği yapmasında bir sakınca görmediğini göstermekle birlikte, aynı kanunkoyucu bu görev için süre saptamış ve atama usul ve mercilerini göstermiş olmakla sözü edilen kamu kuruluşlarının faaliyetlerini gözetim ve denetimle görevli bakanlıklara ve Bakanlar Kuruluna, süresi biten yönetim kurulu üyesinin görevine devamda sakınca olup olmadığı ve yerine başka bir kimsenin atanması gerekip gerekmediği hususunda idari takdir yetkisi tanımış bulunmaktadır. Bu yetki, Kanunda belirlenen zamanda kullanılmadığı takdirde kanunkoyucunun süresi biten yönetim kurulu üyesinin görevine devam etmesinde sakınca görmediğinden bahisle, kanunda saptanan süresi bitmesine rağmen eski üyenin sınırı belirsiz sürece yönetim kurulu üyeliği görevini sürdürebileceğini kabul etmek, hukuk anlayışı ile bağdaştırılamaz. 440 sayılı Kanunun 8 ve Tüzüğün 18.maddelerinde, yönetim kurulu üyelerinin, görev süresi dolmadan sadece niteliğin yitirilmesi halinde değiştirilebileceğinin hükümlenmiş olması, niteliğini koruyan yönetim kurulu üyesinin yasal süresi bitmiş olmasına rağmen görevine devam edebileceği anlamına gelmemektedir. Aksine, özel kanunda yönetim kurulu üyeliği için süre saptanmış olması ve 440 sayılı Kanunun 8 ve Tüzüğün 18.maddelerinde, yönetim kurulu üyesinin yasal görev süresi dolmadan sadece niteliğin yitirilmesi halinde değiştirilebileceği yolundaki hükümlere göre, sürenin sonunda hiçbir şart aranmadan görevin sona ereceğini kabul etmek hukuki bir zorunluluktur.
Bu nedenlerle, İktisadi Devlet Teşekküllerinin ilgili Bakanlığın inhası ve Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile atanan yönetim kurulu üyelerinin üyelik sıfat ve görevinin kuruluş kanunlarında, esas mukavelelerinde veya Türk Ticaret Kanununda belirlenen görev süresi sonunda hiç bir işleme gerek kalmadan kendiliğinden sona ereceğine karar verildi. Genel Kurul’un 23.12.1976 gün ve E:1976/41, K:1976/41 sayılı kararıyla onanmıştır.