Danıştay Kararı 2. Daire 2023/260 E. 2023/373 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2023/260 E.  ,  2023/373 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/260
Karar No : 2023/373

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı, komiser yardımcısı olarak görev yapmakta iken, komiser rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin 2014 yılı Merkez Değerlendirme Kurulu işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı, karar düzeltme aşamasında Danıştay Beşinci Dairesinin 06/02/2019 günlü, E:2016/7444, K:2019/757 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Danıştay Beşinci Dairesinin 06/02/2019 günlü, E:2016/7444, K:2019/757 sayılı bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali ile davacının yoksun kaldığı parasal haklarının 11/07/2014 tarihinden itibaren hesaplanarak dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın Dairemizin 28/12/2021 günlü, E:2021/3119, K:2021/5273 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının gerekçeli olarak onanmasına, kabule ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince kısmen bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararla; dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin davacının doğrudan terfi ettirilmesi sonucunu doğurmadığı, tespit edilen hususlara göre durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik olduğu ve davacının terfi edip etmeyeceğinin bu değerlendirme sonucunda belirleneceği dikkate alındığında, bu aşamada davacının parasal haklarının kabulü yönünde karar verilmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesi isteminin reddine hükmedilmiş; yargılama giderlerinin yarısı davacı üzerinde bırakılmış ve davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hem İdare Mahkemesince hem de Danıştayca doğruluğunun ortaya çıkarıldığı, dava açıldıktan sonraki bir tarihte hakkında verilen mahkumiyet kararının bu davada esas alınamayacağı, suç ve cezaların geçmişe yürütülemeyeceği ilkesinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının esasına yönelik temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması; davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığından, bu kısma yönelik temyiz talebinin kabulüyle kararın yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Mahkeme kararının esasına yönelik temyiz istemine ilişkin olarak;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ”Kararlarda bulunacak hususlar” başlığını taşıyan 24. maddesinin (f) bendinde; kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, 31. maddesinin göndermede bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde de; davaya göre Kanun uyarınca takdir olunacak vekalet ücretlerinin yargılama giderlerinden olduğu, 326. maddesinin birinci fıkrasında; kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 330. maddesinde; davayı kaybeden taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedileceği, 331. maddesinin 1. fıkrasında ise; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceği kuralına yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, yargılama sonucu bir tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o tarafın, dava açmak ya da dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle karşı tarafın yargılama masrafı yapmasına neden olmasıdır.
Somut olayda, davacının “komiser rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem” hakkında verilen iptal kararı “yeniden değerlendirme yapılması gerektiği” gerekçesiyle onanmış olup, nihayetinde “iptal kararı” bu şekilde kesinleşmiştir. Bu işleme bağlı olan parasal hak talebi ile ilgili olarak verilen nihai kararda ise, “dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin davacının doğrudan terfi ettirilmesi sonucunu doğurmadığı, tespit edilen hususlara göre durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik olduğu ve davacının terfi edip etmeyeceğinin bu değerlendirme sonucunda belirleneceği dikkate alındığında, bu aşamada davacının parasal haklarının kabulü yönünde karar verilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur. Ancak, bu “ret hükmü” işlemin hukuka uygunluğunu saptayan ya da davacının haksız olduğunu ortaya koyan nitelikte bir hüküm olmayıp, yalnızca konuyla ilgili henüz karar verilemeyeceğini tespit etmektedir. Başka bir ifade ile davanın esası hakkında bir karar verilmiş değildir.
Bu itibarla, parasal hak talebinin bağlı olduğu işlem hakkında iptal kararı verildiği ve temyizen incelenen kararda, dava konusu parasal hak talebi hakkında “hukuka aykırılık” yolunda bir tespit yapılmadığı dikkate alındığında, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılan kısmı ile, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, İdare Mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında yer alan “…aşağıda dökümü yapılan 325,10-TL yargılama giderinin takdiren 162,55-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, 162,55-TL’sinin ise davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, davalı idare tarafından sarf edilen 148,05-TL yargılama giderinin 74,05-TL’sinin davalı idare üzerinden bırakılmasına, geriye kalan 74,00-TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine,…” ibaresinin “…aşağıda dökümü yapılan 325,10-TL yargılama giderinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, davalı idare tarafından sarf edilen 148,05-TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,…” şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN REDDİ ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesi isteminin reddine ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliğiyle,
2. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN KABULÜ ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
3. Temyiz aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderinin yarısının davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinde; “1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararı sonucunda haksızlığı yolunda bir tespit yapılmayan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil etmektedir.
Bu sebeple, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyoruz.