Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2023/1679 E. , 2023/2782 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/1679
Karar No : 2023/2782
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … adına … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … Üniversitesinde Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı olarak görev yapmakta olan davacının, aynı birime Mühendis olarak atanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi ve mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; üst düzey kamu yöneticilerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları, dolayısıyla atama yapma ve görevden alma konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin bu tür kadrolar için daha geniş olduğunun kabulü gerektiği, belirtilen kadro türü arasında yer alan “Daire Başkanlığı” kadrosuna söz konusu yetki kapsamında 2547 sayılı Kanun’un 13/b-4 ve 52/a maddeleri gereğince Rektör tarafından herhangi bir görevde yükselme sınavı olmaksızın atanmış olan davacı açısından bu görevin kazanılmış bir hak oluşturmayacağı, hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca soruşturma yürütüldüğü ve aynı zamanda davacının Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı görevini fiilen yerine getirmediği de göz önünde bulundurulduğunda maaş ve özlük hakları aynı kalmak kaydıyla tesis edilen dava konusu atama işleminin kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırı olduğundan bahsedilemeyeceği, ayrıca takdir yetkisinin keyfi olarak kullanıldığına dair somut ve hukuken geçerli bilgi belgenin de mevcut olmadığı anlaşıldığından, davacının eski kadrosu olan “Mühendis” kadrosuna atanması yönündeki işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; daire başkanı olarak görev yapmakta iken hiçbir idari veya adli soruşturma raporuna dayanmaksızın, görevinde başarısızlığı veya yetersizliğine dair hiçbir somut gerekçe ve kamu yararı/hukuki yarar ortaya konulmaksızın, keyfi bir biçimde görev sıralaması bakımından daha alt konumda bulunan, özlük hakları itibariyle daha düşük olan ve statü itibariyle denk olmayan mühendis kadrosuna atamasının gerçekleştirildiği; davalı idarece işlemin “soruşturma” iddiasına dayandırıldığı ancak, söz konusu soruşturma hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının … tarih ve … sayılı kararıyla “men-i muhakeme” kararı verildiği; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onikinci Dairesinin 13/02/2023 günlü, E:2023/678, K:2023/487 sayılı gönderme kararı ile Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71/2. maddesinde, kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilecekleri hükme bağlanmış; aynı Kanun’un 76. maddesinin 1. fıkrasında da; “Kurumlara görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memuru bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 52. maddesinin (a) fıkrasında, “Genel Sekreter ile daire başkanları, müdürler, hukuk müşavirleri ve uzmanlar, yükseköğretim üst kuruluşlarında ilgili kuruluşların görüşü alınarak Yükseköğretim Üst Kuruluşunun Başkanı; üniversitelerde ise yönetim kurulunun görüşü alınarak rektör tarafından atanır. Fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterinin atanması, ilgili dekan ve müdürün önerisi üzerine rektör tarafından yapılır.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen hükümler ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Buna karşılık, sözü edilen takdir yetkisinin, ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği hususunun yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunduğunu da vurgulamak gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak kullandığına dair herhangi bir bilgi ve/veya belgenin bulunmadığı, dava konusu işlemin, davacının geçmiş hizmetleri ve görevin niteliği dikkate alınarak, hizmetin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesine dayanılarak hüküm kurulması gerekirken, Mahkeme kararında; bu gerekçenin yanı sıra, “üst düzey kadro türü arasında yer alan daire başkanlığı kadrosuna atama ve görevden alma konusunda davalı idareye tanınan takdir yetkisinin daha geniş olduğunun kabulü gerektiği …” değerlendirmesine yer verilmiş olmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de; davanın reddi yolundaki kararda yer alan diğer gerekçenin hukuka uygun bulunması karşısında, bu husus, temyize konu bölge idare mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 23/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.