Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2022/432 E. , 2023/2015 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/432
Karar No : 2023/2015
TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): 1- … Bakanlığı
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLLERİ: Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Davacı, Diyarbakır ili, … İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde komiser yardımcısı olarak görev yapmakta iken, kültür varlıklarını bulmak amacıyla izinsiz olarak kazı ve sondaj yaptığı iddiasıyla hakkında başlatılan soruşturma sonucunda “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkasına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiilini işlediğinden bahisle meslekten çıkarma cezası ile tecziyesine ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda; davacı tarafından, her ne kadar kaçak kazı yapıldığı iddia edilen alandaki kazı faaliyetlerinin kendilerine yapılan bir ihbar neticesinde, terör örgütü mensuplarının gizlemiş olduğu mühimmat ve uyuşturucu madde ve benzeri varlıkların olabileceği şüphesiyle yapıldığı, amirlerinin emir ve direktifleri doğrultusunda kazı faaliyetlerinin yerine getirildiği, isnat edildiği üzere altın veya benzeri değerli maden veya tarihi eser bulmak amacıyla yürütülen herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, terör örgütlerine ait örgütsel dokümanların elde edilmesi veya ortaya çıkarılması amacı ile yapılması muhtemel bir operasyonun Silvan İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği bünyesinde görev yapan davacının görev alanına girmediği, davacı ve diğer amirlerinin kendilerine ulaşan bu yöndeki bir ihbarın sıralı amirleri, TEM Büro Amirliği personeli ve nöbetçi Cumhuriyet Savcısına bildirmedikleri, tüm ilçe personelinden gizlenmek suretiyle kazı faaliyeti gerçekleştirdikleri, sivil kişilerden metal dedektör temin edilip bu şahıslarla birlikte kazı yapıldığı, baskın sırasında ele geçirilen altın arama dedektörü ve diğer malzemelere yönelik olarak herhangi bir açıklamada bulunulmadığı, olay yerine resmi araçla gidilerek, yürütülen faaliyetin resmi bir faaliyet olarak algılanmasının sağlanıldığı, İlçe Emniyet Müdürü …, davacı ve Komiser Yardımcısı … arasında bahse konu kazıya ilişkin planlı çalışma yapıldığına ilişkin tapelerin bulunduğu, soruşturma kapsamında bilgisine başvurulan … tarafından; “Kazı olayının olduğu 19/01/2019 tarihinden yaklaşık bir hafta kadar önce, salı günü saat:12:30 sıralarında, … resmi plakalı araç ile komiser yardımcısı davacı ve polis memuru …’nin çalıştığı dönerci dükkanına geldikleri, davacının kendisine rütbe almak için Ermeniler döneminden kalan, herkesin bilip de girmeye korktuğu yeri bilip bilmediğini sorduğu, sağlık meslek lisesi mezunu olduğunu bildiğini ve iş konusunda yardımcı olacağını söylediği, kendilerine Azizoğlu Konağı’nın olduğu bölgede bir yer olduğunu söylediğini, arabayla belirttiği yere gittiklerini, karşıda özel harekatçılar olduğundan nasıl gireceklerini sorduğunda işi rütbe almak için resmi olarak yapacaklarını, hatta konuyu terör konusu olarak gösterip kendisine de memur olma konusunda yardımcı olacaklarını söyledikleri” ifadelerine yer verildiği, adli yargıda yapılan yargılamada iştirak halinde kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yapmak suçunun sabit görüldüğü, bir bütün olarak değerlendiriliğinde, anılan suçu işlerken, resmi bir görev kapsamında göstermek suretiyle davacının üzerine atılı “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlama amacıyla kötüye kullanma” eyleminin sübuta erdiği kanaatine ulaşıldığından, fiilinin karşılığı olan meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; Mahkeme kararının kaldırılmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı belirtilerek, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; temyize konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, adil yargılama ilkesi ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği, anılan kararın gerekçesinin, hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ceza dava dosyasındaki yanlış ve hatalı tespitlere dayandırıldığı, 2 yıl 6 ay hapis cezası ile tecziye edilmesine ilişkin kararın, … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesince usul yönünden bozulduğu, kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, ceza davasının sonucu beklenilmeden karar verildiği, beraat kararı verilmesi ihtimalinin yüksek olduğu, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme yapıldığı, idarenin takdir yetkisinin, kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması gerektiği, takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı, tarafına isnat edilen suçun sübuta ermediği, meslek hayatı boyunca herhangi bir disiplin cezası almadığı, çok iyi değerlendirme puanlarının bulunduğu, isnat edilen eylemin sübuta erdiği kabul edilse dahi bir derece hafif olan disiplin cezasının uygulanabileceği, bir alt ceza uygulanmayarak takdir hakkının keyfi olarak kullanıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idareler tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususların, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine teminen dosyanın, kararı veren … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.