Danıştay Kararı 2. Daire 2022/4236 E. 2023/973 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2022/4236 E.  ,  2023/973 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/4236
Karar No : 2023/973

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Davalı İdare bünyesinde Bilgi İşlem Dairesi Başkanı olarak görev yapan davacı, Trafik Şube Müdürlüğü emrine mühendis olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.

Uyuşmazlık Hakkında Verilen Yargı Kararları :
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:… K:… sayılı kararla, davacının yargılama devam ederken 05/10/2019 tarihinde İstanbul Medeniyet Üniversitesi Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanlığı kadrosuna naklen atanarak davalı Kurum bünyesinden ayrıldığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş; taraflarca karşılıklı olarak istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, Mahkeme kararı kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin anılan kararına uyularak yapılan yargılama sonunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi kapsamında takdir yetkisine istinaden tesis edilen işlemlerin de hukuka uygunluk denetimine tabi tutulacağı, idari kadrolarda görev verilen yöneticilerin hem vatandaşın taleplerine duyarlı olması hem de değişen ve gelişen ihtiyaçları yönetebilecek ve bağlı bulunduğu idarede üst amirleri ile işbirliği ve koordinasyon içinde çalışabilme yetkinliğine sahip olması gerektiği, İdarenin geniş takdir yetkisi kapsamında atama yaptığı kadroların genelde bu tür üst düzey idari kadrolar olduğu, idarenin üst düzey kadrolara bir kere atadığı kişileri meslek hayatları boyunca bu kadrolarda çalıştırma zorunluluğunun bulunmadığı, bu kadrolara atanan kişilerin idarecilik görevlerine son verilmesi durumunda bunun kazanılmış hakları veya genel olarak hukuk güvenliği ilkesini ihlal eden bir yönünün bulunmadığı, görevde yükselme sınavına tabi olmayan yönetici kadrolarına atama konusunda idarenin geniş bir tercih ve takdir yetkisi bulunduğu, davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; davacının, görevden alınmasını gerektirecek nitelikte somut bir tespit bulunmadığı gibi, görevinde başarısız olduğu, yetersiz kaldığı ve herhangi bir olumsuz davranışının bulunduğu hususları da hukuken kabul edilebilir somut tespitlerle ortaya konulmadığından, dava konusu işlemde sebep ve maksat yönlerinden hukuka uygunluk, davayı reddeden Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararı kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine karar, Danıştay İkinci Dairesinin 26/05/2022 günlü, E:2021/18846, K:2022/3002 sayılı kararıyla; davacının geçmiş hizmetleri incelendiğinde idarenin, davacıyı Daire Başkanlığı kadrosuna 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde ifadesini bulan takdir yetkisi kapsamında atadığı görülmekte olup, davalı idarenin atama konusunda sahip olduğu bu yetkinin davacıyı görevden alma konusunda da mevcut olduğunun kabulü noktasında tereddüt bulunmadığı; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dava konusu işlemin, davacının geçmiş hizmetleri ve görevin niteliği gözönünde bulundurularak, hizmetin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : Danıştay İkinci Dairesinin anılan bozma kararına uyularak … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen temyize konu kararla, davacının istinaf başvurusunun reddine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; memurların atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu, davaya konu idari işlemi haklı kılacak hiçbir bilgi, belge ve kayıt sunulamadığı, işleme dayanak somut, nesnel hiçbir sebep gösterilemediği, salt takdir yetkisine dayanılarak tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu, maddi ve özlük hakları yönünden kayba uğradığı, Daire Başkanının üst düzey yönetici sayılamayacağı, ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71/2. maddesinde, kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilecekleri hükme bağlanmış; aynı Yasa’nın “Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde de; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Personel istihdamı” başlıklı 22. maddesinin 1. fıkrasında; “Büyükşehir belediyesi personeli büyükşehir belediye başkanı tarafından atanır. Personelden müdür ve üstü unvanlı olanlar ilk toplantıda büyükşehir belediye meclisinin bilgisine sunulur.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümler ile memurların sınıfları da değiştirilmek suretiyle atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Buna karşılık, sözü edilen takdir yetkisinin, ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği hususunun yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunduğunu da vurgulamak gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullanıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı; dava konusu işlemin, davacının geçmiş hizmetleri ve görevin niteliği göz önünde bulundurularak, hizmetin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesine dayanılarak hüküm kurulması gerekirken, Mahkeme kararında bu gerekçenin yanı sıra “İdarenin geniş takdir yetkisi kapsamında atama yaptığı kadroların genelde bu tür üst düzey idari kadrolar olduğu, görevde yükselme sınavına tabi olmayan yönetici kadrolarına atama konusunda idarenin geniş bir tercih ve takdir hakkı bulunduğu…” değerlendirmesine yer verilmiş olmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de; davanın reddi yolunda verilen kararda yer verilen diğer gerekçenin hukuka uygun bulunması karşısında, bu husus, temyize konu İdari Dava Dairesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 07/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.