Danıştay Kararı 2. Daire 2022/4181 E. 2023/3121 K. 31.05.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2022/4181 E.  ,  2023/3121 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/4181
Karar No : 2023/3121

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Çorum Merkez ilçe Jandarma Komutanlığı emrinde astsubay olarak görev yapmakta iken, disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle … günlü, … sayılı İçişleri Bakanlığı işlemiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen davacı, anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince; davacının, bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine yapmış olduğu başvurunun kabul edilmesi ve Anayasa Mahkemesi’nin 27/06/2018 günlü, 2015/9879 başvuru numaralı kararı ile tespit edilen hak ihlalinin (özel hayatın gizliliği hakkının ihlali) ortadan kaldırılması amacıyla yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi sonrasında yapılan yargılama neticesinde verilen temyize konu kararla; uyuşmazlıkta, dava konusu ayırma işleminin gerekçesinin davacının mahremiyet alanında gerçekleşen cinsel yaşamına ilişkin eylemleri olduğu, davacının görevinin ifası ile ilgisi olmayan, mahremiyet alanında gerçekleşen ve mesleki faaliyetine yansıması olmayan kendi rızası ile alenileştirmediği cinsel yaşamına ilişkin hususların gerekçe gösterilerek hakkında TSK’dan ayırma işlemi tesis edilmesinin özel hayatın gizliliği hakkına müdahele oluşturduğunun açık olduğu; kamu görevlileri mesleki yaşamlarıyla da bütünleşen bazı özel hayat unsurları açısından sınırlamalara tabi tutulabilecek olmakla birlikte anılan müdahelenin ihlal oluşturmaması için Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen, kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama ölçütlerine aykırı olmaması gerektiği; buna göre dava konusu ayırma işleminin, tesis edilme sebeplerinin mevzuat hükümlerinde öngörülmüş olmasıyla kanuna dayandığı, askeri disiplinin ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesinin sağlanması şeklinde meşru amaç taşıdığı anlaşılmakla birlikte, davacının özel hayatın gizliliği hakkınına yönelik bu sınırlamanın istisnai tedbir mahiyetinde olması, alınabilecek en son önlem niteliğinde olması, sınırlamayla kamu yararı ile birey zararı arasındaki denge gözetilerek ölçülük ilkesine de uygun olması gerektiği; bu değerlendirmeler ışığında soruşturma sürecinde davacının eyleminin sübuta erdiği noktasındaki tespitin tek dayanağının davacının bilgisi dışında gizlice çekilen, davacının rızası ve iradesi dışında üçüncü kişilerce alenileştirilmiş olan ve internette yayınlanan ses kaydı olduğu, bunun dışında eylemin işlendiğini gösteren başkaca herhangi bir delilin mevcut olmadığı; bu durumda, dosya içeriğinde yer alan ve bir internet sitesinde yayınlanan ses kaydının, anayasada güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olarak ilgilisinin rızası ve bilgisi olmaksızın gizlice kayda alınmış olması ve üçüncü şahıslar tarafından ifşa edilmiş olması karşısında hukuka aykırı surette elde edilen delillerden olduğu anlaşıldığından, davacıya isnat edilen eyleme ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında ispata elverişli delil olarak kabulü mümkün olmadığı gibi eylemin subut bulduğunu ortaya koyacak ve usulüne uygun elde edilmiş başkaca bir delilin de bulunmaması ve ayrıca özel hayata ilişkin olduğu anlaşılan eylemin olası durumda davacının mesleki hayatı üzerinde oluşturabilecek olumsuz etkilerine dair yeterli ve ikna edici gerekçelerin de ortaya konulamamış olması karşısında tesis edilen işlemde ölçülülük ilkesine ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nezdinde dava açtığı 24/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı İdare tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, istinaf istemi görev yönünden reddedilerek dosya Danıştaya gönderilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı İdare tarafından; dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, davacının davranışlarının Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nda tanımlanmış ahlaki zayıflıkla birebir olarak örtüştüğü, personelin toplum tarafından görülmesi istenen ağır başlılık, ciddiyet ve statüsü gereği kendinden istenen standart davranış normlarına uymak zorunda olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.