Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2022/4139 E. , 2023/1263 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/4139
Karar No : 2023/1263
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; 02/05/2009 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı sınavında başarılı olarak komiser yardımcılığı kursuna başlayan ve bu kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanan davacının, söz konusu sınavda yer alan bazı soruların mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede başarısız duruma düştüğünden bahisle tekrar polis memurluğuna atanmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 03/09/2014 günlü işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan ücret ve diğer maddi alacaklarının tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile, dava konusu işlemin iptaline ve yoksun kalınan mali hakların ödenmesine karar verilmiş olup; anılan iptal-kabul kararı, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 23/03/2016 günlü, E:2015/23026, K:2016/1779 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar ise, Danıştay İkinci Dairesinin 15/09/2021 günlü, E:2021/2377, K:2021/2668 sayılı kararı ile bozulmuş, davalı idarenin karar düzeltme istemi aynı Dairenin 09/02/2022 günlü, E:2022/71, K:2022/245 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince bozma kararına uyulmak suretiyle verilen temyize konu karar ile; uyuşmazlık konusu olayda, hatalı soruların mahkeme kararıyla iptali sonucunda, idarece mahkeme kararı üzerine yapılan değerlendirmede, sıralamaya giremeyerek başarısız oldukları anlaşılan kursiyerlerin ilişikleri kesilmeyerek kursa devamının sağlandığı ve davacının durumunda olduğu gibi bu kişilerin kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanmak suretiyle statüleri gereği kişisel kazanımlar elde ettikleri; bu durumda, davacının komiser yardımcısı olarak atanmasından dört yıl sonra yargı kararının uygulandığından bahisle, subjektif kazanımlarını ortadan kaldıracak şekilde, komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkelerine uyarlık bulunmadığı; diğer taraftan, davacının komiser yardımcılığına, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda yapılan bir değerlendirme sonucunda atandığı, idarenin açık mevzuat hükmüne aykırı bir uygulamasından söz edilemeyeceği, maddi olay yönünden de hatalı bir saptamaya dayanılmadığı görüldüğünden; bu atama işleminin açık hataya dayandığı ve her zaman geri alınabileceği sonucuna varılamayacağı gerekçesiyle; dava konusu işlemin iptaline, davacının parasal hak isteminin kabulüne, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 11.000,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının girdiği sınav sonucuna göre 79 puanla 888. sırada yer aldığı ve belirlenen 1125 kişilik kontenjana girdiğinden komiser yardımcılığı kursuna katılarak mezun olduğu fakat, 2009 yılı komiser yardımcılığı kursu sınavında bazı soruların Mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine yapılan ikinci değerlendirmede davacının belirlenen kontenjana giremediği, ilgili hukuk biriminin görüşü doğrultusunda aralarında davacının da bulunduğu nihai başarı sıralamalarında başarısız duruma düşen personel hakkında rütbe tenzili işlemi yapıldığı, dava konusu işlemin yargı kararları doğrultusunda tesis edildiği, 677 sayılı KHK uyarınca davacının kamu görevinden çıkarıldığı ve 18/12/2019 tarihli onay ile de “açıktan isteğiyle emekli” olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın iptale ve davacının parasal hak isteminin kabulüne, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının davalı idare tarafından davacıya ödenmesine yönelik bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu kararın dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklara faiz uygulanması ile vekalet ücreti ödenmesine ilişkin hüküm fıkrası yönünden:
2577 sayılı İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 16 ncı maddesinin 4 üncü fıkrasında, “Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler.” hükmü bulunmakta olup, talep dışında veya talepten fazlaya karar verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan; 2577 sayılı Kanun’un “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Maddenin gerekçesinde ise, madde ile temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda; 02/05/2009 tarihinde yapılan komiser yardımcılığı sınavında başarılı olarak komiser yardımcılığı kursuna başlayan ve bu kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanan davacının, söz konusu sınavda yer alan bazı soruların mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede başarısız duruma düştüğünden bahisle tekrar polis memurluğuna atanmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 03/09/2014 günlü işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan ücret ve diğer maddi alacaklarının tazminine karar verilmesi istemiyle işbu davanın açıldığı, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı mali haklarına ilişkin olarak faiz ödenmesine dair ayrıca ve açıkça herhangi bir talebinin bulunmadığı görülmekte olup; davacının talebi dışında işlem nedeniyle yoksun kalınan mali haklarının ödenmesinde faize hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, işbu temyiz istemine konu kararın hüküm fıkrasındaki, “… dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte …” ibaresi çıkartılmak suretiyle, kararın bu yönden düzeltilerek onanması gerekmektedir.
Yine; somut olayda, İdare Mahkemesince, neticeten dava konusu işlemin iptaline ilişkin verilen kararda, davacı (karar tarihi itibariyle) vekil ile temsil edilmemesine rağmen “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 11.000,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
Bu itibarla, karar tarihinde davacının vekilinin olmaması hususu dikkate alındığında, davalı idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, İdare Mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında yer alan “… ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 11.000,00-TL vekalet ücretinin … ” ibaresinin, çıkarılarak kararın bu şekilde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın hüküm fıkrası yönünden yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Yargı kararı uyarınca yapılan yeni sıralamaya göre 02/05/2009 tarihinde gerçekleştirilen komiser yardımcılığı sınavında başarısız olduğu sabit olan davacının, komiser yardımcılığı kursuna devam ettirilerek kursu başarıyla tamamlaması üzerine komiser yardımcılığına atanmasında idarenin açık hatası bulunduğu ve davacının hukuka aykırı işlem dolayısıyla elde ettiği komiser yardımcılığı statüsünün kazanılmış hak kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, davacının komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.