Danıştay Kararı 2. Daire 2022/3715 E. 2022/6550 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2022/3715 E.  ,  2022/6550 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3715
Karar No : 2022/6550

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin 22/12/2021 günlü, E:2021/5768, K:2021/5139 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava, Sağlık Bakanlığı Merkez Teşkilatı olan Strateji Geliştirme Başkanlığında mühendis olarak çalışmakta iken Tarsus Devlet Hastanesi yönetimince, ameliyathane, yoğun bakım ve servisleri tadilat ile mevcut elektrik gücünün artırılması konulu ihalede hastane yönetimine yardımcı olmak üzere görevlendirilen davacı hakkında, kamu zararına sebep olduğu gerekçesiyle, 5018 sayılı Kanun’un 71. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 05/06/2007 günlü, 11507 sayılı işlemin iptali ve verilen idari para cezasının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Danıştay Onuncu Dairesinin 30/03/2017 günlü, E:2014/731, K:2017/1769 sayılı bozma kararına uyularak; davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda saptanan eylemlerin niteliği ile olayın oluş biçimi birlikte değerlendirildiğinde, davacının usulsüz eylemleri sabit olduğundan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesi uyarınca 1 (bir) aylık net ödemelerinin 2 (iki) katı tutarında para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, … Asliye Ceza Mahkemesinin, suçun işlendiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle, davacının edimin ifasına fesat karıştırma ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraatine ilişkin … günlü, E:…, K:… sayılı kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmakta ise de; soruşturma sonucunda saptanan eylemlerin adli yönden suç oluşturmaması veya bu yönlerden ilgililer hakkında işlem yapılmaması, aynı nedene bağlı olarak idari işlem tesis edilmesine ve idari yargı yerleri tarafından, uyuşmazlığın, bilgi-belgeler ışığında, idare hukuku ilke ve kuralları çerçevesinde idarenin veya davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı yönünden irdelenmesine engel teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire Kararının Özeti : Davacının temyiz başvurusu üzerine, Danıştay İkinci Dairesinin 22/12/2021 günlü, E:2021/5768, K:2021/5139 sayılı kararıyla, sözü edilen kamu zararının tahsili amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından açılan tazminat davasında da, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu durumda idari yargı kararları, yargılandığı ceza davası sonucunda verilen karar ile kamu zararının tahsili amacıyla davacı aleyhine açılan davada verilen kararların birlikte değerlendirilmesinden, geçici kabule göre herhangi bir kamu zararının oluşmadığı göz önünde bulundurulduğunda, fiil ve davranışlarıyla kamu zararına yol açmadığı anlaşılan davacıya 5018 sayılı Kanunun 71. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde, hukuka uygunluk görülmediği ve hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlem nedeniyle davacının ödediği tutarın tazmini gerektiği gerekçesiyle, temyize konu İdare Mahkemesi kararı bozulmuş bulunmaktadır.

KARAR DÜZELTME TALEBİNDE
BULUNANIN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacının idareyi zarara uğrattığının müfettiş raporuyla ortaya konulduğu, davalı idare tarafından tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulmasına dair Danıştay İkinci Dairesinin 22/12/2021 günlü, E:2021/5768, K:2021/5139 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava; Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığında inşaat mühendisi olarak çalışmakta iken Mersin Tarsus Devlet Hastanesi ameliyathane, yoğun bakım ve servisleri tadilat ile mevcut elektrik gücünün artırılması konulu ihalede hastane yönetimine yardımcı olmak üzere görevlendirilen davacının, gerçeğe aykırı yapım işleri geçici kabul teklif belgesi düzenleyerek zamanında bitmemiş işi bitmiş gibi göstermek suretiyle edimin ifasına fesat karıştırdığı; ihaleye konu işin zamanında tamamlanmamış olmasına karşın gerekli tespitleri yapmayıp, yüklenici hakkında sözleşmede öngörülen cezai müeyyideyi uygulamayarak görevini ihmalde bulunduğu ve bu davranışlarının yüklenici firma lehine haksız kazanç oluşturduğu, dolayısıyla kamu zararına sebep olduğundan bahisle, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesi uyarınca 1 (bir) aylık net ödemelerinin 2 (iki) katı tutarında para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
5018 sayılı Kanun’un “Amaç” başlığını taşıyan 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı, kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemektir.” hükmü, “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32. maddesinde, “Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun ve diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.” hükmü, “Yaptırımlar ve Yetkili Merciler” üst başlığı altında düzenlenen “Kamu zararı” başlıklı 71. maddesinde, “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.
Kamu zararının belirlenmesinde;
a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,
e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,
f) (Mülga:22/12/2005-5436/10 md.)
g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, …. Esas alınır.
(Değişik üçüncü fıkra: 22/12/2005-5436/10 md.) Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.
Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.
(Değişik son fıkra: 25/4/2007-5628/4 md.) Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usûl ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir” hükmü, “Para cezaları ve yetkili merciler” başlığı altında düzenlenen 73. maddesinde, “Bu Kanunda belirtilen para cezaları, ilgili kamu idaresinin üst yöneticisi tarafından verilir. Para cezaları, karar verilmesini izleyen ay başından başlamak üzere ve herhangi bir hüküm almaya gerek kalmaksızın; ilgililerine yapılan her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil bir aylık net ödemelerin dörtte biri oranında kesilerek tahsil olunur” hükmü yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinin üçüncü fıkrasında ise;
“(Değişik: 6/12/2006-5560/32 md.) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idarî para cezalarının ilgili kanunlarında 1/6/2005 tarihinden sonra belirlenen oranın dışındaki kısmı ile Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemeler tarafından verilen idarî para cezaları Genel Bütçeye gelir kaydedilir…” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan; 30/03/2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 06/12/2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,… uygulanır” hükmü, Kanun’un “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.” düzenlemeleri yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Olayda, davanın 5018 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasına karşı açıldığı, 5018 sayılı Kanun’da da bu Kanun uyarınca verilen idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.
Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 5018 sayılı Kanun’da da idari para cezasına itiraz konusunda kanun yoluna ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, 5018 sayılı Kanun’un 71. maddesinde yer alan para cezasının belirlenmesinde “aylık net ödemenin” esas alınmasının, bu para cezasını, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Disiplin Cezalarının Çeşitleri ile Ceza Uygulanacak Fiil ve Hallerini düzenleyen 125. maddesinin (c) bendinde yer alan “aylıktan kesme” şeklindeki disiplin cezasına dönüştürmeyeceği açıktır.
Bu itibarla, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine bir hüküm bulunmaması halinde uygulanacağının açıkça belirtilmiş olması karşısında, uyuşmazlığın 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. ve 27/1. maddeleri gereği adli yargı bünyesinde bulunan Sulh Ceza Hâkimliğince çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 29/04/2019 günlü, E:2019/253, K:2019/301 sayılı ve 03/03/2014 günlü, E:2014/239, K:2014/280 sayılı kararları da bu tür uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu yönündedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinde usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı Kanun’un temyize tabi ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49/1-b maddesi uyarınca BOZULMASINA;
3. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin 3622 sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 15/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.