Danıştay Kararı 2. Daire 2022/3689 E. 2023/285 K. 23.01.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2022/3689 E.  ,  2023/285 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3689
Karar No : 2023/285

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü bünyesinde … olarak görev yapan davacının, bu görevinden alınarak uzman kadrosuna atanmasına ilişkin …günlü, …sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: …İdare Mahkemesinin …günlü, E:…, K:…sayılı kararıyla; davacının hak ettiği derece ve ek gösterge üzerinden daire başkanlığı görevinden alınarak uzman kadrosuna atandığı, davacının özlük haklarında herhangi bir kayba uğrama durumunun söz konusu olmadığı, daha önce bulunmuş olduğu 3600 ek gösterge ve 1. derecede olan kadroya atandığı, idarenin takdir yetkisinin yerinde kullanılmadığına ilişkin bir emarenin olmadığı, 657 sayılı Kanun’a uygun olarak gerçekleştirilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesince verilen temyize konu kararla; Mahkeme kararı usul ve hukuka uygun bulunarak, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığı ve disiplin cezası almadığı, görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde bilge ve belge bulunmadığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …İdare Mahkemesine gönderilmesine, 23/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin 1. fıkrasında; “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükmü ile davalı idareye, personelini atama konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Atama işlemi, kamu hizmetinin rasyonel ve verimli bir biçimde görülmesi için tesis edilmesi gereken bir tasarruf olduğundan, bunun, hizmetin en iyi şekilde yerine getirilmesi ve kamu görevlisinin en yararlı olabileceği yer ve görevde çalıştırılması maksatlarıyla yapılması, nihayet kamu yararının sağlanması amacına dayalı bulunması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 1979 yılında Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde mezun olan ve 1982 yılında da İstanbul Teknik Üniversitesinden yüksek lisans eğitimini tamamlayan davacının, 1980-1988 yılları arasında Hacettepe Üniversitesinde asistan, araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi olarak çalıştığı, 14/07/1988 tarihinde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve 18/05/1992 tarihinden itibaren de Devlet Hava Meydanları İşletmesi emrine naklen ataması yapılarak mühendis kadrosunda görev ifa ettiği, 20/06/1994 tarihinde naklen atandığı Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğündeki …görevini yürütmekte iken 2005 ve 2014 yılında mühendis, 2010 ve 2012 yıllarında ise uzman kadrosuna atamaları yapılmakla birlikte, bu atamaların yargı kararlarıyla iptal edilmesi üzerine daire başkanlığı görevine atanarak bu görevini sürdürdüğü, bilahare 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi gereği …günlü, …sayılı dava konusu işlemle uzman kadrosuna yeniden atanması üzerine temyizen bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan; davacı, davalı idare bünyesinde daire başkanı olarak görev yaptığı dönemdeki eylemleri nedeniyle 09/06/2010 günlü işlemle, 657 sayılı Yasa’nın 125/C-b maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmış ise de; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 22/03/2018 günlü, E:2016/1205, K:2018/1185 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, …İdare Mahkemesince verilen ve kesinleşen …günlü, E:…, K:…sayılı kararla, anılan disiplin cezasının iptaline hükmedilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının, geçmiş hizmetleri değerlendirildiğinde, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak daire başkanlığına atandığı ve bu görev için yeterli donanıma sahip olduğu görülmekte olup; daire başkanlığından alınarak uzman olarak atanmasını gerektirecek şekilde hizmeti aksattığı veya başarısız olduğu ya da görevde kalmasında hizmetin yürütülmesi açısından sakınca olduğu yönünde hukuken geçerli somut bilgi ve belgeye dayanılmaksızın, sadece takdir yetkisine bağlı olarak işlem tesis edildiğinin anlaşılması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı şekilde kullanılan takdir yetkisine dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla; temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla, kararın onanmasına ilişkin çoğunluk kararına katılmıyoruz.