Danıştay Kararı 2. Daire 2022/3576 E. 2023/209 K. 17.01.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2022/3576 E.  ,  2023/209 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3576
Karar No : 2023/209

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : … Kurumunda … Başkanı olarak görev yapan davacının, bu görevinden alınarak aynı Kurum emrine Mali Hizmetler Uzmanı olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı Kültür ve Turizm Bakanı Onaylı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi kapsamında, memurların naklen atanmaları hususunda idareye, kazanılmış hak aylık derecelerine ve 68. maddedeki esaslara uygun olmak şartı ile başkaca bir sınırlama olmaksızın takdir yetkisi tanındığı, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair herhangi bir bilgi belge bulunmadığı dikkate alındığında, daire başkanı olarak görevine özel bir prosedür ya da nitelik aranmadan doğrudan takdire dayalı ataması yapılan davacının, yine aynı silsile takip edilerek bu görevinden alınarak Mali Hizmetler Uzmanı olarak atanmasına yönelik dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; her ne kadar, idarelerin hangi personel ile çalışacağı ve personelini hangi görevde istihdam edeceği konusunda takdir yetkisi bulunmakta ise de, bu yetki sınırsız olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış ve bu yönüyle de yargı denetimine tabi bir yetki olduğu açık olduğundan, daire başkanlığı kadrosunun hiyerarşik olarak altında olan şef ve mali hizmetler uzmanı olarak uzun yıllar çalışarak 26/03/2013 tarihinde daire başkanlığı kadrosuna atanan, başka bir anlatımla kariyer ve liyakat ilkelerine uygun bir şekilde daire başkanı olarak atanmış olan davacının, bu görevden alınmasını gerektirecek nitelikte herhangi bir somut neden olmadan daire başkanlığı kadrosundan alınarak mali hizmetler uzmanı kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı Kanun’un değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; üst düzey görevlere atama konusunda idarenin takdir yetkisinin daha geniş olduğu; daire başkanlığı kadrosuna, özel bir prosedür ya da nitelik aranmadan, doğrudan takdire dayalı olarak atama yapıldığı, bu usulle atanan kişilerin, kamu hizmetinin gerekleri gözetilerek, usule uygun şekilde görevden alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı; kamu yararı, hizmet gerekleri, kurum işleyişinin etkinliği, verimliliği ve çalışma barışı gibi hususların hep birlikte değerlendirilmesi sonucunda, idarenin, takdir yetkisi çerçevesinde, yasal hükümler doğrultusunda gerçekleştirdiği dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasının yerinde olmadığı ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacı tarafından; kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak, memuriyet aşamalarında teker teker yükselerek daire başkanı olarak atandığı; daire başkanlığı görevini yaptığı süre içinde görevini yerine getiremediğine veya başarısız ya da liyakaten yetersiz olduğuna ilişkin olarak, davalı idare tarafından, dava dosyasına bilgi ve belge sunulamadığı; herhangi bir gerekçeye dayanmayan dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu; buna göre, temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı Kültür ve Turizm Bakanlığının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… Kurumunda ..Başkanı olarak görev yapan davacı tarafından; bu görevden alınarak aynı Kurum emrine Mali Hizmetler Uzmanı olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı Kültür ve Turizm Bakanı Onaylı işlemin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde, kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda aktarılan mevzuat hükmü ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşik yargı içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 2007 yılında davalı idare emrine kurumlararası naklen atama yoluyla Mali Hizmetler Uzmanı, müteakiben 2013 yılında daire başkanı olarak atandığı ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar daire başkanlığı görevine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davacının geçmiş hizmetleri incelendiğinde; idarenin, davacıyı daire başkanı kadrosuna 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde ifadesini bulan takdir yetkisi kapsamında atadığı görülmekte olup, davalı idarenin atama konusunda sahip olduğu bu yetkinin, davacıyı görevden alma konusunda da mevcut olduğunun kabulü noktasında tereddüt bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, idarenin mevzuat uyarınca sahip olduğu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dava konusu işlemin, davacının geçmiş hizmetleri ve görevin niteliği göz önünde bulundurularak, hizmetin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla, kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü suretiyle İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak, dava konusu işlemin iptali yolunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen temyize konu kararda ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı Yasa’nın 6545 sayılı Yasa ile değişik 50. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’ya 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. madde uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı temyize konu karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.