Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2022/3451 E. , 2022/6381 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3451
Karar No : 2022/6381
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi, … İdari Dava Dairesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : …Büyükşehir Belediye Başkanlığında … olarak görev yapan davacı, …kadrosuna atanmasına ilişkin …günlü, …sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı mali kaybının dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin …günlü, E:…, K:…sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda; davacının geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinden, davalı idare bünyesinde uzun yıllar yöneticilik yaptığı, bu süre zarfında, söz konusu görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde de nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, davacının görevinden alınmasını gerektirecek somut bir tespitin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının …kadrosundan alınarak …kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlem hukuka aykırı bulunduğundan, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında yer alan ”idare, kendi eylem ve işlemlerden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü uyarınca, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının tazminat talebinin kabulüne, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava açma tarihi olan 25/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun reddine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, görevde yükselme sınavına tabi olmayan yönetici kadrolarına atama konusunda idarenin geniş bir tercih ve takdir yetkisi bulunduğu; dava konusu işlemin, kamu yararı amacı ve hizmet gereği ilkeleri doğrultusunda hukuken geçerli sebeplere dayanılarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68 ve 76. maddeleri hükmü ile idareye tanınan takdir yetkisi kapsamında tesis edildiği ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçe eklenerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
…Ceyhan İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde …kadrosunda görev yapan davacının, 14/5/2014 tarihinde Adana Su ve Kanalizasyon Dairesi Genel Müdürlüğüne …kadrosuna, 23/07/2014 tarihinde …kadrosuna, 12/08/2014 tarihinde Genel Müdürlüğe, 17/05/2017 günü …Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde …kadrosuna sınavsız olarak atandığı, bu görevini sürdürmekteyken …günlü, …sayılı işlemle Genel Sekreter Yardımcılığından alınarak mühendis kadrosuna atanması üzerine bu işlemin iptali istemiyle davacı tarafından açılan dava sonucunda …İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın, …Bölge İdare Mahkemesi Birinci Dava Dairesinin …günlü, E:…, K:…sayılı kararı ile kaldırılarak, işlemin iptaline, davacının mahrum kaldığı parasal hakların dava açma tarihi olan 18/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak, davacıya ödenmesine karar verildiği (anılan karar, Danıştay İkinci Dairesinin 01/03/2022 günlü, E:2021/16906, K:2022/905 sayılı kararıyla onanmış ve kesinleşmiştir.) ve 05/04/2021 tarihinde davacının, Mahkeme kararı uyarınca genel sekreter yardımcısı olarak atandığı, bu kez …günlü, …sayılı dava konusu işlem ile yeniden mühendis kadrosuna atanması üzerine anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa’nın 138. maddesinin son fıkrasında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin 1. fıkrasında, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. …” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasa Mahkemesi kararlarında, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, “insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlet” şeklinde tanımlanmıştır.
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi “hukuki güvenlik ilkesi”dir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Diğer bir ifadeyle hukuki güvenlik ilkesi, kişilerin hukuksal ilişkiler kurarken tabi olacakları hukuk kurallarını önceden bilmeleri anlamına gelirken, “idari istikrar ilkesi” ise, bu kurallara dayanılarak kazanılan hakların korunacağı güvencesinin kişilere verilmesini ifade etmektedir.
Anayasa’nın 138. ve 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesi uyarınca idarenin, yargı kararının gereğini “aynen” ve “gecikmeksizin” yerine getirmesi zorunluluk olmakla birlikte; idarenin, yargı kararını biçimsel olarak uygulanması sonucunu doğuracak yeni işlem tesisinin de yukarı da anılan ilke ve kurallara aykırılık teşkil edeceği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, …günlü, …sayılı işlemle …ndan alınarak mühendis kadrosuna atanması üzerine bu işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda 26/01/2021 tarihli, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen yargı kararı gereğince 05/04/2021 tarihinde tekrar …ı olarak atandığı, görevine iade edildikten kısa bir süre sonra dava konusu edilen …günlü, …sayılı işlem ile yeniden …kadrosuna atandığı görülmekle birlikte, idarenin, mahkeme kararlarını yerine getirmesi, Anayasa’nın 138. maddesi ve 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesi gereği temel bir ödev olup, kararları geciktirme ya da uygulamama gibi bir tercih hakkı olmadığı gibi, iptal kararlarını etkisizleştirecek idari işlemler yapma imkanı ve hakkı da olmadığından, davacının mahkeme kararı gereği görevine iadesini etkisiz kılacak şekilde tesis edilen dava konusu işlemin yargı kararını etkisizleştirmeye yönelik olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda; davalı idare istinaf başvurusunun, yukarıda açıklanan gerekçe de eklenilmek suretiyle reddine karar verilmesi gerekirken, davacının geçmiş hizmetlerinin değerlendirilmesinden, davalı idare bünyesinde uzun yıllar yöneticilik yaptığı, bu süre zarfında, söz konusu görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde de nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, görevinden alınmasını gerektirecek somut bir tespitin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının genel sekreter yardımcılığı kadrosundan alınarak mühendis kadrosuna atanmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile tazminat isteminin kabulü, davacının yoksun kaldığı mali, özlük, sosyal haklarının ve sosyal denge tazminatının, dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idare tarafından davacıya ödenmesi yolunda verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusun reddine ilişkin temyize konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. …Bölge İdare Mahkemesi, … İdari Dava Dairesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe eklenmek suretiyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı İdare üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …İdare Mahkemesine gönderilmesine, 13/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.