Danıştay Kararı 2. Daire 2022/1357 E. 2022/6900 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2022/1357 E.  ,  2022/6900 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/1357
Karar No : 2022/6900

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Kültür ve Turizm Bakanlığı … Genel Müdürlüğünde daire başkanı olarak görev yapan davacı, Strateji Geliştirme Başkanlığına mimar olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali ile söz konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların, yasal faiziyle birlikte kendisine ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararla; daire başkanlığı kadrosunun hiyerarşik olarak altında olan kadrolarda uzun yıllar çalışarak daire başkanlığı kadrosuna gelen, başka bir anlatımla kariyer ve liyakat ilkelerine uygun bir şekilde daire başkanlığı kadrosuna atanmış olan ve hakkında, görevinde başarısız olduğuna dair bir iddia veya görevden alınmasını gerektirecek herhangi bir husus bulunmayan davacının, daire başkanlığı kadrosundan alınarak, mimar kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle uğradığı özlük haklarının verilmesi ve parasal haklarının tazmini istemi yönünden davanın kabulüne, maddi hak kayıplarının davanın açıldığı 15/10/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; üst düzey kamu yöneticilerinin; kamu kurum ve kuruluşlarının geleceğe dönük planlarını ve politikalarını saptayan, bu plan ve politikalardaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakları ve bu kaynakların kullanım yerlerini belirleyen kişiler ya da bu kişilerin emir ve direktifleri yönünde uygulamayı yapan veya onlara yardımcı olan kişiler oldukları; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesiyle atama yapma ve görevden alma konusunda ise idareye takdir yetkisi tanınmış olduğu; dosya kapsamına göre davacının, üst düzey yöneticilik görevine atanmadan önce bulunduğu görev ile kariyer ve liyakat ilkelerine uygun bir şekilde daire başkanlığı kadrosuna atanmadığı, davalı idarede mimar olarak görev yapmakta iken daire başkanı kadrosuna atandığı, dolayısıyla görevde yükselme suretiyle şef (teknik şef), uzman, baş uzman, şube müdürü, daire başkan yardımcısı gibi alt görevlerde çalışmadan, takdir yetkisine dayalı olarak, doğrudan daire başkanlığı görevine getirildiği, öte yandan, davacı 06/08/2012 tarihinde Planlama ve Yardım Şubesi Müdürlüğü görevini yürütmek üzere görevlendirilmiş ise de; anılan görevin süresi ve görevlendirme suretiyle yürütülen bir görev olması nedeniyle bu görevin davacı açısından kazanılmış bir hak oluşturmaması nedeniyle asaleten atanmadığı; belli bir süre için görevlendirme ile yürütmüş olduğu şube müdürlüğünün, kariyer ve liyakat ilkeleri bakımından görevde yükselme suretiyle alt görevde bulunmuş olma koşulunu sağlamadığı, dolayısıyla asıl kadrosu mimar iken takdir yetkisine dayalı olarak atandığı daire başkanlığı görevinde yaklaşık dört yıl süreyle görev yaptıktan sonra, yine takdir yetkisine dayanılarak dava konusu işlemle bu görevden alındığı hususu göz önüne alındığında ve idarenin kamu hizmetinin gerekleri doğrultusunda personelin görevini değiştirme konusunda yasalarla ve idare hukuku ilkelerine dayalı olarak sahip olduğu takdir yetkisini dava konusu işlemin tesisi sırasında kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif (öznel) nedenlerle kullandığına dair dosyada herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığı anlaşılmakla, kazanılmış hak aylık ve kadro derecesi ile ek göstergesi korunmak suretiyle davacının daire başkanlığı görevinden alınarak, bu göreve atanmadan önce bulunduğu görev olan mimar kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırı olmadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verildiğinden, İdare Mahkemesinin istinafa konu kararının, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının tazmini talebi yönünden, davanın kabulüne ilişkin kısmında da hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu işlemde, idarenin atama konusunda sahip olduğu takdir yetkisini 657 sayılı Kanun’un temel ilkelerinden olan liyakat ve kariyer ilkeleri ile hizmet gereklerine uygun biçimde kullanmadığının açık olduğu; davalı idarenin ayrımcılık yaparak 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihten sonra görevden alınan yönetici personelin bir kısmını uzman kadrolarına atarken, diğerlerini yönetici kadrolara atanmadan önce görev yaptıkları kadrolara atadığı; daha önce görev yaptığı mimar kadrosuna atandığından, mali yönden ciddi kayba uğradığı; davalı idarede birçok daire başkanı kadrosu münhal olduğu halde, sınıf değişikliği yapılarak daha alt düzeyde bir göreve getirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; daire başkanlığı kadrosunda üç yıldan daha az süre görev yapan davacının, 375 sayılı KHK’nin mülga Ek 18. maddesi uyarınca uzman kadrosuna değil, araştırmacı kadrosuna atanabileceği, araştırmacı kadrosundan daha aktif ve mesleğine uygun kadroya atandığından, anılan KHK hükmüne aykırı hareket edildiğinin söylenemeyeceği; 657 sayılı Kanun’un 71. ve 76. maddeleriyle Devlet memurlarının hizmet sınıfı ve unvan değişikliği suretiyle atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı; gerekli kariyer basamaklarından geçmeden daire başkanlığına atanan davacının, görevden alınmasının kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olmadığı; dava konusu işlemde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığından temyiz talebinin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idare bünyesinde üç yıldan fazla süre daire başkanlığı görevini ifa eden, bu süre zarfında görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi disiplin cezası da almayan ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belge bulunmayan davacının, daire başkanlığı görevinden alınmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden, davacının temyiz isteminin kabulü ile davanın reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Kültür ve Turizm Bakanlığının … günlü, … sayılı işlemiyle Telif Hakları Genel Müdürlüğü emrine daire başkanı olarak atanan ve 03/06/2015 tarihinde bu görevine başlayan davacının; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71. ve 76. maddeleri uyarınca, … günlü, … sayılı işlemle mimar olarak atanması üzerine, anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının iade edilmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 71. maddesinin 2. fıkrasında, kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilecekleri; 76. maddesinde ise, kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükme bağlanmıştır.
09/07/2018 günlü, 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 703 sayılı KHK’nin Geçici 1. maddesinin 4. fıkrasının; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarında yönetici kadro ve pozisyonlarında bulunup 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin mülga ek 18 inci maddesi hükümleri kapsamında olanlardan yukarıdaki fıkrada yer almayanlar, görevden alındıkları takdirde anılan madde hükümlerine göre işleme tabi tutulur.” yolundaki düzenlemesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 18. maddesinde;
“22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu hariç olmak üzere, tabi oldukları personel kanununa bakılmaksızın Başbakanlık, bakanlıklar, bağlı ve ilgili kuruluşlar ile başkan ve üyeleri hariç olmak üzere 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (III) sayılı Cetvelde sayılan düzenleyici ve denetleyici kurumlar ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda;
(…)
c) Ek göstergeleri 3600 (dâhil) ila 6400 (hariç) olarak tespit edilen yönetici kadro veya pozisyonlarında bulunanlar görevden alındıklarında veya görev süreleri sona erdiğinde;
1) Daha önce 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan merkez teşkilatına ait kadrolar ile mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri ve yeterlilikleri aynı veya benzer nitelik arz eden merkez teşkilatına ait kadro veya pozisyonlarda bulunanlar daha önceki bu kadro veya pozisyonlarına,
2) Daha önce (1) numaralı alt bentte belirtilen kadrolarda bulunmayanlardan ek göstergesi 3600 (dâhil) ila 6400 (hariç) olarak tespit edilen yönetici kadro veya pozisyonlarında toplam en az üç yıl görev yapmış olanlar ilgili kuruma ait (1) numaralı alt bentte yer alan kadro veya pozisyonlardan kurumlarınca tespit edilmiş olan kadro veya pozisyonlarına,
atanırlar.(…)” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda aktarılan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri ile memurların sınıfları da değiştirilmek suretiyle naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yargı içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 1990 yılında davalı idare emrinde sözleşmeli mimar pozisyonunda göreve başladığı, 2011 yılında mimar kadrosuna atandığı, 2015 yılında ise daire başkanı olarak atandığı ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar daire başkanlığı görevine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davacının geçmiş hizmetleri incelendiğinde; idarenin, davacıyı daire başkanlığı kadrosuna 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde ifadesini bulan takdir yetkisi kapsamında atadığı görülmekte olup, davalı idarenin atama konusunda sahip olduğu bu yetkinin davacıyı görevden alma konusunda da mevcut olduğunun kabulü noktasında tereddüt bulunmamakta ise de; 3600 ek göstergeli daire başkanlığı kadrosunda üç yıldan daha uzun süre görev yapmış olan davacının, 703 sayılı KHK’nin Geçici 1. maddesinin 4. fıkrası uyarınca uygulanmasına devam edilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 18. maddesinin (c) bendinin (2) no’lu alt bendi doğrultusunda, 657 sayılı Kanun’un 36. maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) no’lu bendinde sayılan merkez teşkilatına ait kadrolar ile mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri ve yeterlilikleri aynı veya benzer nitelik arz eden merkez teşkilatına ait kadrolardan birisine atanması gerekirken, mimar kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde yasal isabet bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu işlemin iptali, davacının işlem nedeniyle uğradığı özlük haklarının verilmesi ve parasal haklarının tazmini istemi yönünden davanın kabulü, maddi hak kayıplarının davanın açıldığı 15/10/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak davacıya ödenmesi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerinde olduğundan anılan karara yönelik istinaf başvurusunun kabul edilerek söz konusu kararın kaldırılması ile davanın reddi yolunda verilen temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2/a fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/12/2022 tarihinde hüküm yönünden oybirliği, gerekçe yönünden oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava; Kültür ve Turizm Bakanlığı … daire başkanı olarak görev yapan davacının, Strateji Geliştirme Başkanlığına mimar olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali ile söz konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının iade edilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesinden 1989 yılında mezun olan davacının, 1990-2015 yılları arasında davalı idare emrinde sözleşmeli ve kadrolu olarak mimar, 2015-2019 yılları arasında ise daire başkanlığı görevlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
657 sayılı Kanun’un 76. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere, kamu görevlilerinin görevlerini ve görev yerlerini değiştirme konusunda idareye takdir yetkisi tanınmakta ise de, bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu ve bu yönüyle de yargı denetimine tabi bulunduğu tartışmasızdır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının, davalı idare bünyesinde üç yıldan fazla süre daire başkanlığı görevini ifa ettiği, bu süre zarfında söz konusu görevi ile ilgili olarak hakkında hiçbir adli ve idari soruşturma açılmadığı gibi disiplin cezası da almadığı ve görevinde başarısız veya yetersiz olduğu yönünde de nesnel ve hukuken kabul edilebilir bilgi ve belgenin dava dosyasında bulunmadığı görüldüğünden, davacının daire başkanlığı görevinden alınmasına ilişkin dava konusu işlemde sebep ve maksat unsurları yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının temyiz isteminin kabulü ile davanın reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının anılan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.