Danıştay Kararı 2. Daire 2021/971 E. 2023/233 K. 18.01.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/971 E.  ,  2023/233 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/971
Karar No : 2023/233

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…., K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi gereğince meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, K:… sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının, … Başsavcılığının … sayısına kayden yürütülen soruşturma kapsamında alınan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararları doğrultusunda düzenlenen tutanaklarda, örgüt lideri ve üyesi olduğu iddia edilen kişilerce yaptığı görüşmelerinde, yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak fiilini işlediği sonucuna varıldığından, fiiline uygun disiplin cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiği, soruşturmanın önyargılı, objektif olmayan tutum ve değerlendirmeye tabi tutularak yürütüldüğü, suç teşkil etmeyen fiillerin zorlama yoluyla aleyhe değerlendirildiği, mevzuatla belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde görevini yaptığı ve yükümlülüklerini yerine getirdiği, hukuka açıkça aykırı olan dava konusu işlemin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onikinci Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 22/12/2014 günlü, K:2014/17 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesine; Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca Danıştay Beşinci Dairesine; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ise, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY
Dava dosyasının incelenmesinden; … Başsavcılığının … sayısına kayden “çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, kurulan örgüte üye olmak, örgüt kapsamında tefecilik, nitelikli yağma, kasten yaralama, ölümle tehdit, basın yayın organlarının kullanılması suretiyle şantaj yaparak haksız ekonomik çıkar sağlamak, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet” suçlarına yönelik yapılan soruşturma kapsamında alınan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararları doğrultusunda düzenlenen tutanaklardan, … Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapan davacının, örgüt lideri ve üyeleri ile irtibatlı olduğunun belirlenmesi üzerine, hakkında tahkikat emri verildiği ve yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen … günlü, … sayılı disiplin soruşturma raporunda getirilen teklife istinaden Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararıyla, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi üzerine, temyizen bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Örgütü (Teşkilatı) Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesinde yer alan “Yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiili, meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.
08/03/2018 günlü, 30354 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un “Disiplin cezası verilecek fiiller” başlıklı 8. maddesinin, meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiillerin sayıldığı 6. fıkrasının (ç) bendinde, “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak” düzenlemesi; Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur.” şeklindeki geçiş hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için; disipline aykırı eylem veya işlemlerinin sübut bulup bulmadığının usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanarak bu eyleme uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir.
Belirtilen hususlarla birlikte; Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun, Karar Tarihi:02/07/2020, Başvuru Numarası:2016/14253 olan “Barış Baş” dosyasında verdiği kararın 56. paragrafında; “Ceza muhakemesi hukuku ve disiplin hukuku farklı kural ve ilkelere tabi disiplinlerdir. Disiplin hukuku kurumun iç düzenini korumayı amaçlayan ve bunun için kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine yönelik olarak uygulanacak yaptırımları ve bu yaptırımların uygulanmasındaki usul ve esasları düzenleyen bir hukuk alanıdır. Bazı hâllerde ise kamu görevlisinin fiili ceza hukuku kapsamında suç tanımına uymasının yanı sıra disiplin hukuku yönünden de sorumluluk gerektiren bir mahiyet taşıyabilir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Özcan Pektaş, B. No: 2013/6879, 2/12/2015, § 25; Kürşat Eyol, § 30).”, 57. paragrafında; “Cezai sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiş veya ceza sorumluluğu ortadan kalkmış olsa dahi aynı olaylar nedeniyle -daha hafif bir ispat külfeti temelinde- kişi hakkında başka tür bir sorumluluğun tesis edilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır. Bu bağlamda ceza yargılamasına konu maddi olay ve olguların disiplin hukuku esasları çerçevesinde diğer kamu makamlarınca (idari/adli) ayrıca değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda ulaşılacak kanaate göre işlem/karar tesis edilmesi mümkündür (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Özcan Pektaş, § 25; Kürşat Eyol, § 30, Galip Şahin, § 48).”, 58. paragrafında ise; “Adli ve idari makamların kendi görev sınırlarını aşarak kişiyi suçlu ilan etmesi veya bu bağlamda birtakım çıkarımlarda bulunması masumiyet karinesinin ihlaline yol açabilir. Masumiyet karinesi kapsamındaki güvencelerin sağlanıp sağlanmadığının tespiti yapılırken ise kararın gerekçesinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir (Galip Şahin, § 48; M.I., B. No: 2012/1268, 30/12/2014, § 50). Bu kapsamda karar vericilerin kullandıkları dil kritik önem taşır (Mustafa Kıvrak, B. No: 2013/3175, 20/2/2014, § 36). Kamu makamlarının işlem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza mahkemeleri tarafından suçlu bulunmamış bireyin masumiyeti üzerine gölge düşürülmesine sebebiyet vermemeleri gerekmektedir (Galip Şahin, § 47).” değerlendirmelerine yer verildiği görülmektedir.
Bu bağlamda, yapılan soruşturma sonucunda disiplin cezası verilebilmesi için, suça esas fiilin sübuta erdiğine ilişkin tespitin, hukuken geçerli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut delillere dayanması gerektiği; aksi durumda; Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve yargı kararları ile güvence altına alınmış bulunan masumiyet karinesinin ihlali sonucunun doğabileceği açıktır.
Dava konusu işleme esas soruşturma raporu ile dava dosyasındaki diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde; … Başsavcılığının …. sayısına kayden “çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, kurulan örgüte üye olmak, örgüt kapsamında tefecilik, nitelikli yağma, kasten yaralama, ölümle tehdit, basın yayın organlarının kullanılması suretiyle şantaj yaparak haksız ekonomik çıkar sağlamak, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet” suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında yapılan iletişim tespitlerinde; davacının, örgüt lideri ve üyesi olduğu iddia edilen …. ile yaptığı görüşmeler ve üçüncü şahıslar arasındaki konuşma içeriklerine yer verilmiş; bu kapsamda davacının, suç örgütü lideri ve diğer şüphelilerin ihbarlarına itibar edip ihbar tutanağı düzenleyip durumu yetkili mercilere iletmesi gerekirken iletmediği, şahsi olarak kendini görevli görerek işlemleri re’sen yürüttüğü, şahıslara uygulamalar hakkında bilgi verdiği, suç örgütü elemanlarıyla menfaate dayalı dostluk kurarak yetkisini ve nüfuzunu kötüye kullandığı belirtilmiş, söz konusu fiillere dayalı olarak da davacı hakkında meslekten çıkarma disiplin cezası uygulanmıştır.
Öte yandan, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına dayanak gösterilen fiilleri nedeniyle “örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçundan dolayı yargılandığı davada, … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararıyla; davacının eylemlerinin sabit olmadığı, diğer sanıklar tarafından kaçırılan veya saklanan bir delilin tespit edilemediği, eylemlerinin suçluyu kayırma suçunu oluşturduğuna dair de somut bir delil elde edilemediği, netice itibarıyla üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatına karar verilmiş ve bu karar (davacı yününden) 22/03/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Uyuşmazlıkta; dava konusu işlemin tesisinde, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin dinlenmesi ve denetlenmesi sırasında elde edilen ses kayıtlarının çözümü suretiyle oluşturulan tutanaklara dayanıldığı, hukuka uygun olarak elde edilmiş başkaca bir delile yer verilmediği; davacının ifadelerinde doğruladığı ancak farklı şekilde anlamlandırdığı konuşma içeriklerindeki fiilleri karşılığında, nasıl bir menfaat elde ettiğine ilişkin somut bir tespitin de bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda; davacının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkasına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullandığı hususu, içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek soyut telefon görüşmeleri dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delillerle açıkça tespit edilemediğinden, eylemlerinin karşılığı olarak Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla tecziyesine ilişkin Emniyet Genel Müdürülüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, K:… sayılı işleminde hukuka uygunluk; davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:…. sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Kullanılmayan …TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
…. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…., K:… sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, bozulmasını gerektiren bir sebep de bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.