Danıştay Kararı 2. Daire 2021/9296 E. 2023/2012 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/9296 E.  ,  2023/2012 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/9296
Karar No : 2023/2012

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacı, “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … günlü, … sayılı kararın iptali istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiş; anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Onikinci Dairesinin 14/12/2012 günlü, E:2012/5382, K:2012/10940 sayılı kararıyla, davacının fiiline uygun disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararına uyularak dava reddedilmiştir.
Davacının temyiz istemi üzerine, Danıştay Onaltıncı Dairesince verilen 02/07/2015 günlü, E:2015/6499, K:2015/4265 sayılı kararla; olayda, davacıya isnat edilen eylemin “Yetkisini veya nüfuzunu başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” şeklinde olduğu dikkate alındığında, disiplin soruşturması kapsamında ifadesi alınan …, Polis Memuru … ve diğer tanık ifadeleriyle, hakkında soruşturma yapılan davacı ve diğer görevlilerin ifadelerinin bütün olarak değerlendirilmesinden, davacı ve diğer görevlilerin kimliksiz olarak yakaladıkları şahıslar hakkında, … isimli şahsın polis tanıdığı olduğunu söylemesi üzerine kanuni işlem yapmadan bıraktıkları sübuta ermiş ise de, bu eylemi Polis Memuru … ile ileri gelen yakınlıkları veya dostluklarından ya da … isimli şahsın özellikle yararına hareket etme amacıyla değil, kimliksiz yakalanan şahsın kimliğini ispat için güvenilir bir kişinin tanıklığı olarak kabul etmelerinden dolayı gerçekleştirdikleri, ayrıca şahısların kimliklerinin daha sonra tespit edilmiş olduğu ve fiilen kimlik taşımanın zorunlu olmadığı, diğer yandan davacının araç içindeki şahıslar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesi gereğince hayâsızca hareketlerden dolayı işlem yapması gerekirken yapmamak ve aynı Kanun’un 278/1. maddesi hükümlerine göre olayı yetkili makamlara bildirmemek şeklindeki eylemi hakkında, görülen olayın suç teşkil etmemesi nedeniyle olay hakkında evrak tanzim etmemenin Türk Ceza Kanunu hükümlerince suç olarak kabul edilmediği görülmekte ise de, davacının yürütülen emniyet hizmetinin gereği olarak görev bölgesinde meydana gelen olayı yetkili makamlara bildirmemesinin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 5/A-6 maddesinde yer verilen “Görevde kayıtsızlık göstermek, görevi savsaklamak” suçu kapsamında görülebileceği sonucuna varıldığı, bu durumda, davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
… İdare Mahkemesince, anılan bozma kararına uyularak verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; olayda adli yargı süreci sonunda davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ve beraate karar verilmiş ise de, motorlu taşıt içerisinde uygunsuz vaziyette yakalanan şahısların fiillerinin Türk Ceza Kanunu açısından değerlendirmesinin adli yargı yerlerince yapılması gerektiği, davacının vazifesinin, bu durumu tespit etmesi halinde adı geçen yerlere aktarmak şeklinde olduğu, davacının ise bu vazifesini yerine getirmediği, ayrıca yakalanan kişilerin üzerinde kimlik belgesi bulunmadığından kimlik tespitinin sözlü olarak yapıldığı, ancak doğrulamanın yapılmadığı, davacının alınan ifadesinde, şahısların kimliklerinin üzerinde olmadığından kimlik sorgulamalarını yapmadığı, … isimli şahsın polis arkadaşının ekip otosunun kod numarasına kadar söylediğinden polis memuruyla akrabalığının doğruluk derecesini düşündüğü, bu nedenle kimlik sorgulamasını yapmadığı, … ve … isimli kişiler yönünden aile faciası olacağını düşünerek haklarında uygunsuz vaziyette yakaladıklarından ve kimliksizlikten yasal işlem yapmadığı ve plakası belli olan aracın sorgulamasını da yapmadığı yönünde beyanda bulunduğu anlaşıldığından, davacı üzerine atılı suçun disiplin hukuku açısından sübuta erdiği, davacının fiiline uygun disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacı tarafından cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onikinci Dairesi tarafından Danıştay Onaltıncı Dairesine, Danıştay Onaltıncı Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Danıştay Beşinci Dairesine, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.