Danıştay Kararı 2. Daire 2021/9274 E. 2023/195 K. 17.01.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/9274 E.  ,  2023/195 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/9274
Karar No : 2023/195

DAVACI : …
DAVALILAR : 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V….
3- ….
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU: Davacı tarafından,
1- 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken …. tarihleri arasında yapılan rütbe terfi sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin,
2- Bu işlemin dayanağı olan 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 29. maddesinin iptali,
3- Yoksun kaldığı maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi,
4- 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanunla değişik 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan ”sözlü sınavda” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle dava açılmıştır.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından; rütbe terfi yazılı sınavında 77,50 puan aldığı, sözlü sınavda 30 puan verilerek başarısız sayıldığı, sözlü sınav uygulamasının kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu,
Sözlü sınavda birden fazla komisyon oluşturulmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, komisyonlar arasında uygulama farklarının bulunduğu,
Sözlü sınav kriterlerinin çok kısa süren (en fazla bir -üç dakika arasında süren) sözlü sınavda değerlendirilebilecek nitelikte objektif, denetlenebilir, ölçülebilir kriterler olmadığı,
Sözlü sınav için 50 puan barajı getirmenin yazılı sınavın nesnel sonuçlarını ortadan kaldırdığı, subjektif değerlendirmelerin ve keyfi uygulamaların önüne açacak nitelikte olduğu,
Performans puanlarının çok iyi düzeyde olduğu, mesleki geçmişinin dikkate alınmadığı,
Sözlü sınavın davalı idarece sesli ve görüntülü kayıt altına alınmamasının ve komisyon üyelerince takdir edilen notların gerekçelerinin ortaya konulmamasının ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
1-… (kapatılan …) ve…Bakanlığının savunması: Kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca sınavların belirli bir zaman aralığında gerçekleştirilmesi gerektiği, binlerce personelin tek bir komisyon tarafından sözlü sınava tabi tutulmasının ve işlemlerin zamanında tamamlanmasının mümkün olmayacağı, bu nedenle personel sayısı da dikkate alınarak ihtiyaç halinde idareye birden fazla komisyon oluşturma yetkisi verildiği, Yasaya göre idarenin yazılı ve sözlü yapmak zorunda olduğu, sözlü sınavın tek başına belirleyici olmadığı, adayların lehine bir düzenleme getirdiği ve yazılı sınavın tamamlayıcısı olduğu, Yönetmelikte sözlü sınav için objektif kriterler belirlendiği, dolayısıyla dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın ve yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
2-… Müdürlüğünün savunması:Dava konusu sözlü sınavında barajın aday lehine düşük tutulduğu, 50 puan alma şartı konulmasının kamu yararı ve hizmet gereği olduğu, daha fazla katılımı sağlamak, objektiflik ve hakkaniyet açısından makul olduğu, sözlü sınava girenlere önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle sınavların icra edildiği, dolayısıyla dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın ve yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 29. maddesinin iptali ve parasal hak istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının bir üst rütbeye terfi için katıldığı sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden ise iptal kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : …. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacı tarafından, 2015 yılında yapılan rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile sınavın dayanağı olan 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 29. maddesinin iptaline ve dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan maaş farklarının yasal faiziyle birlikte tazminine, dava konusu işlemlere dayanak olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 6638 sayılı Kanunla değişik 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan “sözlü sınavda” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Davacının Anayasaya aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.
Davaya konu Yönetmeliğin 29. maddesinin iptali istenilmiş ise de, dava dilekçesinde, bu maddenin sadece sınav sonuçlarının duyurulma şekline yönelik düzenlemeyi içeren 2. fıkrasının iptaline yönelik hiç bir açıklama ve iptal gerekçesi ileri sürülmediğinden iptal isteminin, sadece bu maddenin 1. fıkrasına ilişkin olduğu kabul edilerek iptal istemi sadece bu fıkra yönünden incelendi.
05.05.2016 günlü, 29703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile dava konusu Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrası da yürürlükten kaldırılmış olduğundan bu fıkranın iptali istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Davanın, davacının rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılması işleminin iptali istemine ilişkin kısmına gelince; dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan ve işlemin dayanağı olan anılan Yönetmeliğin 05.05.2016 günlü, 29703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren söz konusu Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 28. maddesinin 3. fıkrası değiştirilerek yeniden düzenlenmiş, 29. maddesinin 1. fıkrası da yürürlükten kaldırılmış ise de, bu düzenlemelere dayanılarak tesis edilen davaya konu işlemlerin iptali istenildiğinden söz konusu işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesinde bu düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir.
Anılan Yönetmeliğin “Sözlü sınav” başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında, “Yazılı sınava giren adaylar, sicil numarası küçük olandan başlamak üzere sözlü sınava tabi tutulur.” kuralına yer verilmiş, aynı maddenin değişiklikten önceki haliyle 3. fıkrasında, “Sözlü sınav komisyonları üst rütbeye terfi edecek personeli; a) Bir konuyu kavrama ve ifade edebilme yeteneği, b) Temsil ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti, c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı, ç) Analitik düşünme, problem çözme ve doğru karar verebilme yeteneği, d) Planlama, eşgüdüm ve denetim becerileri, konularında yüz tam puan üzerinden değerlendirir. Her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayların sözlü sınav puanı tespit edilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Söz konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresi Danıştay 5. Dairesince verilen 20.06.2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararla, aynı maddenin 3. fıkrasının a, b, c, ç ve d bentleri de Danıştay 5. Dairesince verilen 14.02.2019 tarih, E:2016/21942, K:2019/1165 sayılı kararla hukuka aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Davaya konu Yönetmeliğin “Sınav listelerinin düzenlenmesi” başlıklı mülga 29. maddesinin 1. fıkrasında, başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği, başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasının elli ve üstü olması koşula bağlanmıştır.
Bu maddede, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile başarı puanının hesaplanacağının öngörülmesi ve yazılı sınavın tamamlayıcısı olan ve görevin gerektirdiği niteliklere en uygun personelin bir üst rütbeye terfi için mesleki bilgisini ve genel kültür düzeyini ölçmeyi amaçlayan sözlü sınavda başarılı sayılmak için en az elli puan almış olmak şartının getirilmesinin 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması koşuluna uygun olduğu anlaşıldığından bu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda her ne kadar Yönetmeliğin 29. maddesindeki düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, anılan Yönetmeliğin dava konusu bireysel işlemin dayanağı hükümlerinden olan 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresi ile 28. maddesinin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrasının hukuka aykırılığının Danıştay 5. Dairesinin anılan kararlarıyla tespit edilmiş olması karşısında söz konusu sınavda puanların belirlenmesinde, anılan Yasa maddesinde öngörüldüğü şekilde ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun bir değerlendirme yapıldığından söz edilemeyeceğinden 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında yapılan rütbe terfi sözlü sınavında davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan maaş farklarının yasal faiziyle birlikte tazminine de karar verilmesi istenilmiş ise de, hukuka aykırılığı tespit edilen anılan Yönetmelik hükümleri hakkında yapılacak yeni düzenlemelerle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yeniden yapılacak sözlü sınav sonucunda ortaya çıkacak olan değerlendirme ve puana göre işlem tesis edileceğinden, davacının sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin hukuka aykırı olduğunun hüküm altına alınması sözlü sınavında başarılı olduğu ve bir üst rütbeye terfi ettirilmesi sonucunu doğurmayacağından olayda davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle davanın, davaya konu Yönetmeliğin 29. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, 2015 yılında yapılan rütbe terfi sözlü sınavları ile davacının terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan maaş farklarının yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin ise, reddi gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince: … İdare Mahkemesinin .… günlü, E:…, K:… sayılı görev yönünden ret kararı üzerine Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesine iletilen, anılan Daire tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Danıştay Beşinci Dairesine, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ise Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı, 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken 2015 yılında bir üst rütbeye terfi için katıldığı rütbe terfi yazılı sınavında 77,50 puan almıştır. 28/06/2015 tarihinde rütbe terfi sözlü sınava katılmış ve 30 puan alarak başarısız sayılmıştır.
Bunun üzerine davacı, 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken sözlü sınavın sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, bu işlemin dayanağı olan 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 29. maddesinin iptali, yoksun kaldığı maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanunla değişik 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan ”sözlü sınavda” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle bakılan davayı açmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın -davanın açıldığı tarihteki haliyle- 124. maddesinde, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun “Terfi ve Atama” başlıklı 55. maddesinin -davanın açıldığı tarihteki haliyle- 11. fıkrasında, “Kurullarda personelin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için;
a) Bulunulan rütbelerdeki en az bekleme sürelerinin tamamlanması,
b) Bekleme süresi içindeki yıl sayısı kadar iyi veya çok iyi performans değerlendirme puanının alınması,
c) Yönetmeliğe uygun olarak yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması,
d) Polis Akademisi Başkanlığınca düzenlenecek yöneticilik ile ilgili hizmet içi eğitimde başarılı olunması,
şarttır.”;
18. fıkrasında, “Rütbe terfileri ve sınavlar ile meslek içi yöneticilik eğitim kursları, eğitim tarih ve süreleri ile değerlendirme kurullarının çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
I – ANAYASA’YA AYKIRILIK İDDİASININ İNCELENMESİ:
Davacı tarafından; 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanun’la değişik 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan “sözlü sınavda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de terfi edecek personelin seçilmesi için kullanılacak yöntemlerden birinin sözlü sınav olarak belirlenmesinde ve bu sınavın ilke, yöntem ve usullerinin belirlenmesinin idareye bırakılmasında Anayasa’da yer alan kamu yararı ve hukuk güvenliği ilkelerine aykırılık bulunmadığından, Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.

II – DAVA KONUSU DÜZENLEMENİN İNCELENMESİ:
Her ne kadar davacı tarafından, dava dilekçesinde “29. maddesinin” şeklinde bir ifadeye yer verilmek suretiyle iptal isteminde bulunulmuş ise de davacının dava dilekçesinde belirttiği iddialar ve bu doğrultuda davacının menfaati dikkate alındığında, anılan ifadenin -29. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemi olarak ele alınması ve incelemenin bu çerçevede yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in;
29. maddesinin 1. fıkrasının incelenmesi :
10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in “Sınav listelerinin düzenlenmesi” başlıklı 29. maddesinin 1. fıkrasında; “Başarı puanı, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirlenir. Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasının elli ve üstü olması şarttır.” kuralı yer almakta olup, anılan düzenlemenin, 05/05/2016 günlü, 29703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 11/04/2016 günlü, 2016/8770 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 2. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı görüldüğünden, bu isteme yönelik olarak davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacının iptalini talep ettiği düzenleme yürürlükte olmadığından, düzenlemenin iptaline ilişkin istem hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

III – DAVACININ RÜTBE TERFİ SÖZLÜ SINAVINDA BAŞARISIZ SAYILMASINA İLİŞKİN İŞLEMİN İNCELENMESİ :
Dava konusu sözlü sınav işleminin dayanağı olan 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 günlü, E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla Yönetmelik’in 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar,” ibaresinin “…3201 sayılı Kanun’da emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak “yazılı sınavda başarılı olma” şartının aranması karşısında, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin uyuşmazlık konusu düzenlemede yukarıda alıntısı yapılan Kanun hükmüne uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Yönetmelik’in 28. maddesinin 3. fıkrasının ise “…dava konusu Yönetmelik’in dayanağı olan Kanun hükmünde açıkça “sözlü sınav” şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmelik’in 28. maddesinin başlığında da “sözlü sınav” ibaresine yer verildiği halde madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verilmiş olup, sözlü sınavının amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle iptaline karar verildiği, anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/11/2020 günlü, E:2019/179, K:2020/2522 sayılı kararıyla onandığı ve iptal kararının kesinleştiği görülmektedir.
Bu durumda, davacının rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin dayanağı olan Yönetmelik hükümlerinin Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 günlü, E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararı ile hukuka aykırılığı tespit edilerek iptal edilmiş olması karşısında, söz konusu hukuka aykırı düzenlemelere dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

IV – DAVACININ RÜTBE TERFİ SÖZLÜ SINAVINDA BAŞARISIZ SAYILMASINA İLİŞKİN İŞLEM NEDENİYLE YOKSUN KALDIĞI MAAŞ FARKLARININ YASAL FAİZİYLE ÖDENMESİ KARAR VERİLMESİ İSTEMİNİN İNCELENMESİ :
Davacının sözlü sınavda başarısız sayılması işleminin hukuka aykırı olduğuna ilişkin yukarıda yer verilen gerekçemizin davacının sözlü sınavda başarılı olduğu sonucunu doğurmayıp yeniden yapılacak sözlü sınavda değerlendirilmesine yönelik olması nedeniyle bu aşamada davacının yoksun kaldığı maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır

V- YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlarda bulunacak hususlar” başlıklı 24. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde; kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmış; aynı Kanun’un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde; vekâlet ücretine yargılama giderleri arasında yer verilmiş ve 326. maddesinde; Kanun’da yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı belirtildikten sonra, 331. maddesinde; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesine yer verilmiş; böylece, kural olarak, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi esası benimsenmiştir.
Davaya konu düzenleyici işlem hakkında davanın konusuz kaldığına karar verilmiş ise de bu husus, düzenleyici işlemde dava tarihinden sonra değişiklik yapan idarenin doğrudan haksız çıkan taraf olduğu ve yargılama giderlerinden sorumlu olacağı sonucunu doğurmayacaktır. Zira, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla” ibaresine yönelik olarak açılan başka bir davada Danıştay Beşinci Dairesince verilen 16/11/2020 günlü, E:2016/23196, K:2020/5173 sayılı “davanın reddi” yolundaki karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/06/2022 günlü, E:2021/2270, K:2022/2177 sayılı kararıyla onanmıştır.
Sonuç olarak, başka bir davada verilen ve kesinleşen yargı kararıyla hukuka uygun olduğu kabul edilen Yönetmelik hükmü yönünden davalı idarenin, davada haksız çıkan taraf olarak kabul edilemeyeceği ve bu sebeple yargılama giderlerinin yarısının davacı üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 29. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemine ilişkin olarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA oyçokluğuyla ,
2. Davacının bir üst rütbeye terfi için katıldığı sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin İPTALİNE oybirliğiyle,
3. Davacının rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemden kaynaklanan yoksun kaldığı maaş farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkin olarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA oybirliğiyle,
4. Dava kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen iptal ile sonuçlandığından aşağıda dökümü yer alan … -TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan …TL’nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere 17/01/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
İdari Yargı denetiminin amacının “hukuka uygunluk” olduğu ve bu denetimin de dava konusu işlemin kurulduğu tarih itibarıyla gerçekleştirilmesi gerektiği İdare hukukunun ve idari yargının bilinen en temel ilkeleridir. Bu nedenle, 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 29. maddesinin 1. fıkrasının hukuka uygunluğunun denetlenerek bir karar verilmesi gerekmekte iken, dava konusu edilen düzenlemenin daha sonra yürürlüğe giren Yönetmelik maddesiyle kaldırılması nedeniyle anılan düzenleme bakımından davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen kararın bu kısmına katılmıyorum.