Danıştay Kararı 2. Daire 2021/9154 E. 2023/2003 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/9154 E.  ,  2023/2003 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/9154
Karar No : 2023/2003

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : … Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, … Emniyet Müdürlüğünde kantin muhasip üyesi olarak görev yaptığı dönemde, kantini zarara uğrattığı iddiası ile başlatılan soruşturma sonucu, “Yetkisini ve nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacı ile veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, aynı Tüzük’ün 15. maddesinin tatbiki ile, bir alt ceza olan “24 ay uzun süreli durdurma cezası” ile tecziyesine ilişkin … günlü, … sayılı İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince verilen temyize konu karar ile; uyuşmazlık konusu olayda, davacının, defter kayıtlarını olduğundan az veya çok gösterme, gerçeğe aykırı bilanço düzenleme ve bunu yönetim kurulu üyelerine imzalatarak onaylatma, kantin öz varlıklarının yitirilmesine sebebiyet verme hususlarında kusurlu davrandığının anlaşıldığı, ancak, davacının anılan kusurlu davranışı ile yetkisini ve nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacı ile veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak fiilini işlediğine dair somut bir bilginin veya belgenin bulunmadığı, bu doğrultuda, davacının eyleminin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek tesis edilen işlemin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacının; 8 yıl boyunca kantin sorumlusu olarak görev yaptığı, bu süre zarfında sıralı amirlerine hesapları sorunsuz yürüttüğüne dair güven verdiği; mevzuata aykırı olduğunu bildiği halde hatalı işlemler yaptığı, iyi niyetli olduğunu belirtmişse de hiçbir sıralı amirini bu durumdan haberdar etmediği ve yanlış olduğunu bildiği halde, amirlerinin ve mesai arkadaşlarının, hukuki bakımdan sorumlu tutulabileceklerini düşünmeden, içeriği yanlış defter ve bilançoları imzalamalarına sebebiyet verdiği; soruşturma ile görevli müfettişe verdiği ifadede hesaplardaki açığın nasıl oluştuğunu bilmediğini belirttiği, ancak, resmi belge ve defter kayıtlarına göre sürekli kar eden ve zarar etmesini gerektiren bir neden bulunmayan kantinin, miktarı ne olursa olsun nasıl zarar edip öz varlığını yitirdiğine mantıklı bir izahat getiremediği, tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu, bilinçli olarak kantin defter kayıtlarını yanlış tuttuğunu ikrar ettiği; böylelikle, kantinin öz sermayesini, yetkisini ve nüfuzunu kötüye kullanarak yok ettiğinin sabit olduğu; karşılıksız çek vermek ve başka üye adına defter imzalamak suretiyle kurumu ve arkadaşlarını zor durumda bırakmasının da ayrıca sorumluluğunu artırdığı, söz konusu davranışlarıyla kendisine isnat edilen fiili işlediğinin sübuta erdiği, buna göre, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacı tarafından cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onikinci Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 22/12/2014 günlü, K:2014/17 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesine; Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca Danıştay Beşinci Dairesine; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ise, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2023 tarihinde, oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dosyanın incelenmesinden; polis memuru olarak görev yapan davacının, işlediği fiilin sübuta erdiği, “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak'” eylemi nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.