Danıştay Kararı 2. Daire 2021/6764 E. 2023/1402 K. 22.03.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/6764 E.  ,  2023/1402 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6764
Karar No : 2023/1402

KARŞILIKLI TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNANLAR :
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, davacı tarafından esastan, davalı idare tarafından ise vekalet ücreti yönünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Çankırı İl Emniyet Müdürlüğünde 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacı, Aydın ili, Didim İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı dönemde mal bildiriminde bulunmadığı gerekçesiyle yapılan soruşturma sonucunda 4 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu itibarıyla yükseleceği kadronun son kademesinde bulunduğundan maaşından 1/4 oranında kesinti yapılmasına ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali ile yapılan kesintilerin yasal faizi ile birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; uyuşmazlıkta, Didim Tapu Sicil Müdürlüğünün … günlü, … sayılı yazısından; davacının eşinin, Didim ilçesi … beldesinde yer alan … ada … parselde kayıtlı 3-4-7-8 ve 10 nolu bağımsız bölümleri kat irtifakı suretiyle satın aldığı, 19/12/2008 tarihinde ise aynı taşınmazları sattığının görüldüğü, ancak davacının eşi vasıtasıyla edindiği taşınmaz malın alımı ve satımıyla ilgili olarak mal bildiriminde bulunmadığı anlaşıldığından; davacının sübut bulan mal varlığında meydana gelen değişikliği bir ay içinde bildirmemek fiili nedeniyle verilen dava konusu disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacının İddiaları: Davacı tarafından, soruşturma kapsamında yeterli araştırma yapılmadığı, taşınmazlarını ipoteğin bir ay içinde kaldırılması şartıyla satın alındığı, ancak ipoteğin kaldırılmadığı, bunun üzerine taşınmazların iade edildiği, bu haliyle malvarlığında herhangi bir değişiklik olmadığı, Mahkemece delillerin toplanmadığı, tapu kayıtlarının celbedilmediği, tanıklarının dinlenmediği, bu haliyle eksik inceleme yapıldığı ileri sürülmektedir.
Davalı idarenin İddiaları: Davalı idare tarafından, lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle Mahkeme kararının bu kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN CEVABI :
Davalı idarenin Cevabı : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Davacının Cevabı : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının, davacının temyiz istemi yönünden onanmasına, davalı idarenin temyiz istemi yönünden ise düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince Danıştay Onikinci Dairesi tarafından Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesine, anılan Daire tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin, Danıştay Beşinci Dairesine, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ise Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
I- Davacının temyiz istemine ilişkin yapılan incelemede;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

II- Davalı idarenin, Mahkeme kararının vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa, Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Maddenin gerekçesinde ise, madde ile temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı; uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman, hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, davanın reddi yolunda hüküm kurulduğu, ancak davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği; oysa davalı idarenin, davayı hukuk müşaviri aracılığıyla takip ettiği ve süresinde savunma verildiği anlaşıldığından, davalı idare lehine Avukatlık Asgari Ücret tarifesinde öngörülen avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasına “kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 600,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine” ibaresi eklenmek suretiyle kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİ ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA oybirliğiyle,
2. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜ ile anılan kararın, vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinde; “1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, davanın reddi yolunda hüküm kurulmasına karşın, hukuk müşaviri ile temsil edilen davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil etmektedir.
Bu sebeple, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyoruz.