Danıştay Kararı 2. Daire 2021/3973 E. 2023/707 K. 23.02.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/3973 E.  ,  2023/707 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3973
Karar No : 2023/707

KARŞILIKLI TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNANLAR:
1- (DAVACILAR) : 1…
2- …
VEKİLLERİ : Av…
2- (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı / …
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davalı idare tarafından aleyhi hükmedilen vekalet ücreti yönünden, davacı tarafından ise esas yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; davacılar tarafından, … ili, … ilçesi, …. Caddesi, No:… adresinde bulunan tek katlı işyerlerinin ulusal bir markete kiraya verileceğinden bahisle işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi yönünde yapılan başvurunun reddine ilişkin … günlü, …-…….-… sayılı işlem ile bu işlemin dayanağını oluşturan … Belediye Meclisinin … günlü, … sayılı ve … günlü, … sayılı kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; dava devam ederken … Belediye Meclisinin … günlü, … sayılı kararıyla, dava konusu meclis kararlarının uygulanmalarına son verilerek, yürürlükten tamamen kaldırılmalarına karar verildiğinden, anılan meclis kararları yönünden davanın konusunun kalmadığı, dava konusu ruhsat başvurusunun reddi işlemi yönünden ise; davacıların işyeri açma ve çalışma ruhsatı talep ettikleri yerin işletme sahibi olmadıkları, işletme sahibi olmak isteyen kişiye kiraya verecek işyeri sahibi sıfatıyla ruhsat talebinde bulundukları, ruhsat istenilen yerde kimin faaliyette bulunacağının ve kimin adına işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenleneceğinin belli olmadığı, ruhsat istenilen yere 3194 sayılı Kanun’un 33. maddesi uyarınca verilen geçici süreli yapı ruhsatının süresinin de sona erdiği anlaşıldığından, davacılara işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın davacılara işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmemesine ilişkin işlem yönünden reddine, Merzifon Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile Merzifon Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı yönünden ise konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
1-Davacıların iddiaları : Davacı tarafından, 06/08/2002 günlü, 469 sayılı belediye encümeni kararı ile söz konusu yapı için 10 yıllık geçici yapı izni verildiği, işyeri için verilen 10 yıllık muvakkat yapı ruhsatı için tapuya şerh düşüldüğü, ruhsat verilmeme işlemine dayanak olan 05/01/2010 günlü belediye meclisi kararının 14. maddesine muhalefetle başka market ve işyerlerine eşitlik ilkesine aykırı şekilde işyeri açma ve çalışma ruhsatı verildiği, hukuka aykırı mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2-Davalı idarenin iddiaları : Davalı idare tarafından; Mahkemece kısmen ret, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi karşısında idare aleyhine hüküm kurulmadığından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin ve yine mahkemece, savunma ve idare tarafından gönderilen bilgi ve belgeler esas alınarak hüküm kurulmasına rağmen savunmanın süresinde verilmediğinden bahisle idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN CEVABI : Davacı tarafından, cevap verilmemiş olup davalı idare ise temyiz isteminin reddi gerektiğini ileri sürmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararı uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından ise, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. TARAFLARIN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
1136 sayılı Avukatlık Kanunu`nun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı; 171. maddesinin birinci fıkrasında, avukatın üzerine aldığı işi sonuna kadar takip edeceği hükümlerine yer verilmiştir.
Temyiz istemine konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi`nin 2. maddesinin 1. fıkrasında, bu Tarifede yazılı avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 3. maddesinin 1. fıkrasında, yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin göz önünde tutulacağı; 5. maddesinin 1. fıkrasında, hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukatın, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanacağı; 20. maddesinde, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarifenin esas alınacağı kuralları yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 323. maddesinde, avukatlık ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu; 326. maddesinde ise, avukatlık ücretinin de aralarında bulunduğu yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, dava sonunda hüküm verilene kadar hangi aşamada olursa olsun davayı takip edip hukuki yardımda bulunan avukatın, asgari ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından çok olmamak üzere, bu hukuki yardımda bulunurken sarf ettiği emeği ve çabası da göz önünde bulundurularak belirlenecek avukatlık ücretine hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, re`sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu idari yargıda, davalı idarece savunmanın süresinde verilmemiş olması, dosyanın tekemmül ederek karara bağlanması ve sadece süresinde verilecek savunma dilekçeleriyle talep edilebilecek hakların karşılanması açılarından önem arz etmekte olup; devam eden yargılama sırasında, vekil sıfatıyla davalı idareyi temsil eden, bu suretle de hukuki yardımda bulunan avukatın, davalı idare lehine sonuçlanan davada avukatlık ücretinden mahrum edilmesinin hukuki bir dayanağı da bulunmamaktadır.
Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ve 141. maddesinin son fıkrasında, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, 1. fıkrasında, herkesin, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul süre içinde görülmesini isteme hakkına sahip olduğu hususu düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda (İYUK), yargılamanın hızlandırılması ve en kısa sürede tamamlanması amacıyla konulan hükümler yer almaktadır. İYUK’un “Tebligat ve cevap verme” başlıklı 16. maddesinde, dava dilekçesi ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı, tarafların yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebileceği, bu sürenin, ancak haklı bir sebep bulunması halinde, otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği, “Dosyaların İncelenmesi” başlıklı 20. maddesi, 5. fıkrasında ise, dosyaların tekemmül ettikten sonra, tekemmül sırasına göre incelenerek karara bağlanacağı hükmüne yer verilmiştir. Dava ve cevap hakkının kullanımına yönelik olarak sürelerin belirlenmesinde amaç, uyuşmazlıkların biran evvel yargı mercileri önüne getirilerek karara bağlanmasının teminini sağlamaya matuf bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi de, 16.01.2014 günlü E.2013/92 K.2014/6 sayılı kararında Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen makul sürede yargılama ilkesi uyarınca, devletin yargılamaların gereksiz yere uzamasını engelleyecek etkin çareler oluşturmak zorunda olduğunu, ancak bu amaçla alınacak kanuni tedbirlerin ve öngörülen çarelerin, yargılama sonucunda işin esasına yönelik adil ve hakkaniyete uygun bir karar verilmesine engel oluşturmaması gerektiğini, bu ilkelere uygun olmak kaydıyla, yargılama yöntemini belirlemenin kanun koyucunun takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi yönünde yapılan başvurunun reddine ilişkin … günlü ve … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağını oluşturan Merzifon Belediye Meclisinin … günlü, … sayılı ve … günlü, … sayılı kararlarının iptali istemiyle açılan davada; Mahkemenin … günlü, E:… sayılı ara kararıyla davalı idareden; savunması ile dava konusu işlem ve işlemin dayanağı bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verildiği ve bu kararın idareye 07/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği; idarenin … tarih… Muh. sayılı savunma dilekçesiyle ara karar ile istenilen bilgileri vekili vasıtasıyla sunduğu ve Mahkemece bu bilgi ve belgeler dikkate alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; her ne kadar davalı tarafça savunmanın (30) günlük süre içerisinde verilmediği görülmekteyse de, makul sürede yargılama ilkesinin gereği olarak belirlenmiş olan sürelerin, davaların kesin hüküm elde edilinceye kadar vekil aracılığıyla takibini kısıtlayıcı şekilde yorumlanamayacağı ve taraf vekillerinin hangi aşamada olursa olsun dava takibi ile görevlendirilmesi halinde avukatlık asgari ücret tarifesinde öngörülen ücrete hak kazanacağına ilişkin açık düzenlemeler karşısında, davayı vekili vasıtasıyla takip eden idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.