Danıştay Kararı 2. Daire 2021/3661 E. 2023/1796 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/3661 E.  ,  2023/1796 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3661
Karar No : 2023/1796

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; polis memuru olan davacının, Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı dönemde, “hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/B-1 maddesi uyarınca 16 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına, ancak öğrenim durumu itibariyle ilerleyebileceği kadronun son kademesinde bulunduğundan bu cezanın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/5. maddesi gereğince brüt aylığının 1/2 oranında kesilerek uygulanmasına ilişkin ilişkin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin 12/09/2018 günlü, E:2016/28258, K:2018/15480 sayılı bozma kararına uyularak verilen Kahramanmaraş İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; dava konusu işleme dayanak olarak, yalnızca Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan kriminal raporun gösterildiği, Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 15/04/2014 günlü raporunda, söz konusu imzanın davacıya ait olmadığına ilişkin dayanakların gösterilmediği, denetime elverişli bulguların ortaya konulamadığı; öte yandan, davacının 01/12/2013 günlü “Olay Yakalama, Muhafaza Altına Alma ve Tartı Tutanağı”ndaki imzasından dolayı “resmi belgede sahtecilik” suçundan yargılandığı … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla müsnet suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat ettiği hususları dikkate alındığında, davacının üzerine atılı fiili, kanaat ve şüphenin ötesinde hukuken kabul edilebilir somut delillerle ortaya konulamadığı gibi idarece maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için etkin bir soruşturma yapılması gerekmekte iken, aksine eksik inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle maddi gerçeğin ortaya çıkarılamadığı sonucuna varıldığı; bu durumda, davacının söz konusu olayda ve yakalama tutanağı tanziminde görev yaptığı şeklindeki lehine ifadelerin dikkate alınmadığı, operasyona ilişkin kamera kaydının incelenmek suretiyle davacının olay yerinde bulunup bulunmadığına dair tespitlere yer verilmediği dikkate alındığında, kesinlik arz etmeyen ve davacının olay günü orada görev alıp almadığını ispatlar niteliğe haiz olmayan bir raporun tek başına gözönüne alınmak suretiyle, davacının yalan beyanda bulunduğundan bahisle ceza verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Esrar kaçakçılığı şüphesiyle 01/12/2013’de yakalanan … isimli şahsın, 13/12/2013 günlü ek ifadesinde; kendisinin aslında Kahramanmaraş ilinde değil Şanlıurfa ilinde yakalandığı, yakalayan polislere kendisinin kurye olduğunu, esrarın asıl sahiplerinin isimlerini ve telefonlarını söylediği halde polislerin kaçan şüphelileri takip etmedikleri, esrar yüklü aracın bir polis memurunca kullanıldığı ve kendisinin Kahramanmaraş’a getirildiği, burada kendilerini 3-4 polis ekibinin karşıladığı ve Kahramanmaraş’ta yakalanmış gibi işlem yapılarak tutanak tutulduğu şeklindeki ifadeleri üzerine davalı idarece başlatılan soruşturmada, söz konusu olayda tanzim edilen “Olay Yakalama, Muhafaza Altına Alma ve Tartı Tutanağı”nda imzası bulunan, tanzim edildiği tarihte KOM Şube Müdürlüğünde görev yapan tüm personelin imza sirküleri, başkaca evraklardaki imza örnekleri ve ayakta ve oturarak, sağ ve sol el kullanılarak atılan imza örnekleri alınarak karşılaştırma yapılması için Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğüne gönderildiği, yapılan inceleme sonucu tutanaktaki imzaların adı geçen polis memurlarının el ürünü olmadığı ancak; kim tarafından atıldığının da tespit edilemediğinin bildirilmesi üzerine 01/12/2013 günlü “Olay Yakalama, Muhafaza Altına Alma ve Tartı Tutanağı”ndaki imzaların kendisine ait olmadığı halde, ifadelerinde kendisinin olduğunu beyan ederek yalan beyanda bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davacının Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/B-1 maddesi uyarınca, “hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak fiilini işlediğinden bahisle, 16 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
(Mülga) Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 7/B-1 maddesinde; “Hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak” eylemi 16 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren fiil ve hâller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının savunmasında ve ifadesinde 01/12/2013 günlü “Olay Yakalama, Muhafaza Altına Alma ve Tartı Tutanağı”ndaki imzaların kendisine ait olduğunu beyan ettiği; ancak, dava konusu işleme dayanak olan Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan 15/04/2014 günlü uzmanlık raporunda ise, davacının karşılaştırmaya esas yazı ve imzalarını içeren, huzurda alınmış üzerlerinde Adana Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü Belge İnceleme Şubesine ait uzmanlık numaralı belgelerdeki imzalar ile söz konusu tutanaktaki imzalarının, doküman inceleme cihazı ve optik aletler yardımıyla, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılan karşılaştırılması sonucunda, davacının elinden çıkmadığı kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün söz konusu uzmanlık raporunun incelenmesi neticesinde; raporun inceleme yetkisine sahip, uzman bir kurum tarafından düzenlendiği, hüküm kurmaya elverişli bilimsel veri ve esaslara dayandığı, kesin kanaat bildirdiği, usule ve hukuka uygun olduğu, aksi kanıtlanıncaya kadar muteber kabul edilerek kesin ve somut delil olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, söz konusu tutanakta imzanın kendisine ait olduğuna ilişkin davacının beyanının gerçeği yansıtmadığının bahsi geçen uzmanlık raporu ile ortaya konulduğu dolayısıyla davacının fiilinin sübuta erdiği anlaşıldığından, eylemine uyan dava konusu işlemde hukuka uygunluk, temyize konu dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.
Öte yandan, her ne kadar davacı tarafından, söz konusu tutanakla ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile yargılanarak sahtecilik suçundan dolayı beraat ettiği ve bu nedenle disiplin cezasının da hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de; anılan mahkeme kararında mezkur tutanağın içerik itibariyle gerçeğe uygun olup olmadığı ve sahte olup olmadığı hususunun değerlendirildiği, disiplin cezası işleminde ise bundan ayrı ve bağımsız olarak kriminal laboratuvar analiz raporu ile tutanaktaki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmiş olmasına rağmen, davacının imzanın kendisine ait olduğunu beyan ettiğinden bahisle dava konusu disiplin cezasının tesis edildiği anlaşılmış olup, şu hâlde ceza mahkemesinin anılan kararına konu fiil ile dava konusu disiplin cezasına konu fiilin aynı nitelikte olmadığı ve bu nedenle davacının bu iddiasının da yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.