Danıştay Kararı 2. Daire 2021/3421 E. 2022/493 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/3421 E.  ,  2022/493 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3421
Karar No : 2022/493

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : … Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü kadrosunda komiser yardımcısı rütbesinde görev yapan davacı, 2014 yılı terfi döneminde komiser rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; davacının terfi ettirilmemesine ilişkin işlemin iptaline, yoksun kaldığı parasal haklarının davacıya ödenmesine hükmedilmiş, anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 21/02/2019 günlü, E:2016/19597, K:2019/1489 sayılı kararıyla, Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının gerekçe eklenerek onanmasına, kabule ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiş; taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 28/11/2019 günlü, E:2019/5602, K:2019/6296 sayılı kararıyla istemlerin reddine karar verilmiştir .
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararla; davacının, terfi ettirilmemesine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunun saptanmış olmasının, doğrudan terfi ettirilmesi sonucunu doğurmadığı, tespit edilen hususlara göre davacının durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik olduğu ve terfi edip etmeyeceğinin bu değerlendirme sonucunda belirleneceği dikkate alındığında, bu aşamada davacının yoksun kaldığı maddi haklarının ödenmesi ve özlük haklarının iadesinden söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine hükmedilmesi istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idari işlemlerin ve kanunların geriye yürümezliği ilkelerinin ihlal edildiği, 2014 yılında tesis edilen işlemin Mahkeme kararı ile iptal edildiği, 672 sayılı KHK ve buna bağlı OHAL Komisyonu işleminin de dava edilmesi nedeniyle 672 sayılı KHK’nin yürürlüğe girdiği 01/09/2016 tarihine kadar olan maddi haklarının kendisine verilmesi gerektiği, aksi durumun kazanılmış haklar ilkesinin ihlali sonucunu doğuracağı, ayrıca davaya konu işlemin iptal edilmesi nedeniyle kendisi aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin, Mahkeme kararının parasal hakların ödenmesi istenmesi yönünden kısmen reddi ile onanmasına; vekalet ücreti ile yargılama giderleri yönünden ise kısmen kabülü ile düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten gereği görüşüldü

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacının, Mahkeme kararının esasına yönelik temyiz istemi yönünden;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının, Mahkeme kararının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ”Kararlarda bulunacak hususlar” başlığını taşıyan 24. maddesinin (f) bendinde; kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, 31. maddesinin göndermede bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde de; davaya göre Kanun uyarınca takdir olunacak vekalet ücretlerinin yargılama giderlerinden olduğu, 326. maddesinin birinci fıkrasında; kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 330. maddesinde; davayı kaybeden taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedileceği, 331. maddesinin 1. fıkrasında ise; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceği kuralına yer verilmiştir.
Bilindiği üzere, yargılama sonucu bir tarafa yargılama giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o tarafın, dava açmak ya da dava açılmasına sebebiyet vermek suretiyle karşı tarafın yargılama masrafı yapmasına neden olmasıdır.
Somut olayda, davacının “komiser rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem” hakkında verilen iptal kararı “yeniden değerlendirme yapılması gerektiği” gerekçesiyle onanmış olup, nihayetinde “iptal kararı” bu şekilde kesinleşmiştir. Bu işleme bağlı olan parasal hak talebi ile ilgili olarak verilen nihai kararda ise, “işlem hakkında yeniden yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verileceği belirtilerek, bu aşamada davacının parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulmuş olup, bu “ret hükmü” davacının parasal hak ve özlük hak istemlerinin hukuka uygunluğunu saptayan ya da davacının haksız olduğunu ortaya koyan nitelikte bir hüküm olmayıp, yalnızca konuyla ilgili henüz karar verilemeyeceğini tespit etmektedir. Başka bir ifade ile davanın esası hakkında bir karar verilmiş değildir.
Bu itibarla, parasal hak talebinin bağlı olduğu işlem hakkında iptal kararı verildiği ve temyizen incelenen kararda, dava konusu parasal hak talebi hakkında “hukuka aykırılık” yolunda bir tespit yapılmadığı dikkate alındığında, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılan kısmı ile, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, İdare Mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında yer alan “… aşağıda dökümü yapılan ve davacı tarafından yatırılan 236,80-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren 118,40-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idarece yapılan 69,90-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren 34,95-TL’sinin ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan kısmın davalı idare üzerinde bırakılmasına, … 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca adli yardım talebi kabul edildiğinden alınmayan 92,40 TL KD harcının davacıdan tahsili için kararın kesinleşmesinden sonra ilgili merciye müzekkere yazılmasına, …..” ibaresinin “…aşağıda dökümü yapılan 236,80-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idarece karar düzeltme aşamasında yapılan ve posta giderinden ibaret 69,90-TL tutarındaki yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına…” şeklinde düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN REDDİ ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın parasal hakların reddine ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliğiyle,
2. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN KABULÜ ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
3. Temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin yarısının davacıdan, kalan yarısının ise davalı idareden alınmasına; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili merciine müzekkere yazılmasına yazılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2022 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinde; “1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararı sonucunda parasal hak ve özlük hak istemlerinin haksızlığı yolunda bir tespit yapılmayan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil etmektedir.
Bu sebeple, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyoruz.