Danıştay Kararı 2. Daire 2021/2675 E. 2023/1014 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/2675 E.  ,  2023/1014 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2675
Karar No : 2023/1014

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Davacı, … Vali Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde hakkında düzenlenen 24/06/1998 tarihli mülkiye başmüfettişi raporu nedeniyle idarenin hizmet kusuru işlediğinden bahisle 30.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, tazminat istemine dayanak teşkil eden raporun tek başına kesin ve yürütülmesi gerekli, icrai işlem niteliğinde olmadığı, dolayısıyla ihtilafta idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem bulunmadığından, bu rapordan kaynaklı tazminat isteminin de esasının incelenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş; karar Danıştay Beşinci Dairesinin 26/04/2017 günlü, E:2016/57053, K:2017/11708 sayılı kararıyla, davacı hakkında düzenlenen inceleme ve soruşturma raporundaki ifadelerin davacı hakkında işlem tesisine sebebiyet verdiği dikkate alındığında, işin esasının incelenerek, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen karar göz önünde bulundurularak, inceleme ve soruşturma raporundaki davacı hakkında kullanılan ifadeler ve değerlendirmeler irdelenmek suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti :Danıştay Beşinci Dairesinin anılan bozma kararına uyularak yapılan inceleme ve yargılama sonucunda … İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; davacının …Vali Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde, mülkiye başmüfettişi tarafından hakkında yapılan soruşturma neticesinde 24/06/1998 tarihli inceleme ve soruşturma raporu düzenlendiği, ardından 23/07/1998 tarihli müşterek kararname ile … Vali Yardımcısı olarak atamasının yapıldığı, anılan işleme karşı açılan davanın Danıştay Beşinci Dairesinin 24/10/2001 günlü, E:1998/2285, K:2001/3780 sayılı kararıyla reddedildiği, ret kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/10/2004 günlü, E:2002/741 K:2004/830 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, iç hukuk yollarının tüketilmesine binaen, davacının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6, 7 ve 8. maddelerinin ihlal edildiği iddiasıyla yaptığı başvuru üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 02/02/2016 tarihli, 18650/05 başvuru numaralı kararıyla, başvurunun Sözleşme’nin 6. ve 8. maddeleri yönünden kabul edilebilir görülerek davacı lehine 9000 Euro manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, bunun üzerine mülkiye başmüfettişince düzenlenen rapor nedeniyle idarenin hizmet kusuru işlediğinden bahisle 30.000,00-TL maddi ve 30.000,00-TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı; davanın 30.000,00-TL maddi tazminat istemi yönünden incelenmesinde, uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından mülkiye başmüfettişi tarafından düzenlenen rapor neticesinde … Vali Yardımcılığından … Vali Yardımcılığına atandığı, bu sebeple oturmakta olduğu lojmanı boşaltmak ve kirada oturmak zorunda kaldığı, ardından hukuk müşavirliğine atandığı dönemde de lojman talep etmesine rağmen kendisine lojman tahsis edilmediği, bu nedenle maddi zarara uğradığı ileri sürülmekte ise de; davacının Ankara Vali Yardımcılığından … Vali Yardımcılığına atama işlemine karşı açmış olduğu davanın reddedildiği, hukuka aykırı bulunmayan atama işleminin doğal sonucu olan lojman tahsisinin sonlandırılmasında ve ileri tarihte hukuk müşavirliğine atandığı dönemde kendisine lojman tahsis edilme zorunluluğunun bulunmaması karşısında davacının 30.000,00-TL maddi tazminat isteminin yerinde olmadığı sonucuna ulaşıldığı; davanın 30.000,00-TL manevi tazminat istemi yönünden incelenmesinde ise, uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından mülkiye başmüfettişince düzenlenen 24/06/1998 tarihli raporun ideolojik saiklerle düzenlendiği, üst göreve geleceği yaşta örtülü bir şekilde önünün kesildiği, kendisi ile eş değer konumda olan kişilerin görüşlerinin alındığı, belli bir dini görüşünün olmasının hakkı olduğu, kanıtlanmış irticai faaliyetinin olmadığı ileri sürülerek söz konusu rapordan kaynaklı idarenin hizmet kusuru işlediğinden bahisle 30.000,00-TL manevi tazminat talep edilmekte ise de; manevi tazminatın kişilerin malvarlığında meydana gelen bir eksilmeyi veya kazanılması kesin olan bir gelirden mahrum kalmayı karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp manevi tatmin aracı olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 02/02/2016 tarihli Sodan/TÜRKİYE kararı ile Sözleşme’nin 6. ve 8. maddelerinin ihlal edildiği belirtilerek 9.000 Euro manevi tazminat ödenmesine karar verildiği görüldüğünden manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı kuralı gereğince davacının 30.000,00-TL manevi tazminat talebinin de reddi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; subjektif, delilsiz, belgesiz bir müfettiş raporu ile yıpratıldığı, böylece üst görevlere terfi etmesinin engellendiği, maddi ve manevi sıkıntılar çektiği, rapor esas alınarak hizmet kusuru işlendiği, AHİM kararı ile raporun bir yaptırım, özel hayata müdahale olduğunun karara bağlandığı, AHİM tarafından hükmedilen 9.000 Euro tazminatın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin insanlara sağlamış olduğu hak ihlalinden kaynaklandığı, Mahkemece bu miktarın manevi tazminat olarak değerlendirilmesinin ve temyiz yargılama giderlerinin tarafına yüklenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.