Danıştay Kararı 2. Daire 2021/2376 E. 2022/315 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/2376 E.  ,  2022/315 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2376
Karar No : 2022/315

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü emrinde emniyet amiri olarak görev yapan davacının, emniyet teşkilatına girmeden önce yapmış olduğu askerlik hizmet süresinin rütbe terfiinde değerlendirilmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal, sosyal ve terfi haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, davanın reddine hükmedilmiş olup, anılan karar Danıştay Beşinci Dairesinin 02/11/2016 günlü, E:2016/24960, K:2016/5365 sayılı kararıyla bozulmuş, davalı idarenin kararın düzeltilmesi istemi ise, Danıştay Beşinci Dairesinin 11/12/2017 günlü, E:2017/8698, K:2017/23974 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Bozma kararına uyulmak suretiyle verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; emniyet amiri olarak görev yapan davacının, mesleğe girmeden önce yaptığı askerlik hizmet süresinin ilk kez atandığı polis memuru rütbesinde fiili hizmet süresinde değerlendirildiği, 5337 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 30/06/1999 tarihinde ilk polis amiri rütbesi olan komiser yardımcılığına atandığı, emniyet amiri olarak görev yapmakta iken askerlik hizmet süresinin rütbe terfiinde değerlendirilmesi için idareye yaptığı başvurunun davaya konu işlemle reddedildiği, olayda; 5337 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 03/05/2005 tarihinden önce 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 55. maddesinin 14. fıkrasında, askerlik hizmeti süresinin rütbe terfiinde değerlendirileceği öngörüldüğü halde, 30/06/1999 tarihinde komiser yardımcısı rütbesine terfi eden davacının askerlik hizmeti süresinin rütbe terfiinde değerlendirilmediğinin görüldüğü, bu durumda, davacının askerlik hizmet süresi ile ilgili olarak 3201 sayılı Kanunun 55/14. maddesinin 5337 sayılı Kanun ile değişmeden önceki halinin öngördüğü değerlendirmeyi yapmayan, bir başka deyişle Kanun gereğini yerine getirmeyen davalı idarenin, mevzuat değişikliğini öne sürerek davacı aleyhine işlem tesis etmesinde hukuka ve hakkaniyet ilkesine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal, sosyal ve terfi haklarının iadesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; 08/07/1994 tarihli onay ile polis memuru olarak atanan ve 30/06/1999 tarihinde komiser yardımcısı rütbesine terfi ettirilen davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 6638 sayılı Kanunla değişik 55. maddesinin 15. fıkrası hükmü uyarınca, emniyet teşkilatına girmeden önce yapmış olduğu askerlik hizmet süresinin, atandığı ilk rütbe olan polis memuru rütbesinde değerlendirilmiş olması nedeniyle, bulunduğu rütbede fiili çalışma süresi içerisinde yeniden değerlendirilmesinin mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü emrinde emniyet amiri olarak görev yapan davacının, emniyet teşkilatına girmeden önce yapmış olduğu askerlik hizmet süresinin rütbe terfiinde değerlendirilmesi için yaptığı başvurunun, Emniyet Genel Müdürlüğünün 05/03/2015 günlü, 63231 sayılı yazılarıyla reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal, sosyal ve terfi haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKSAL SÜREÇ :
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 06/04/2001 tarih ve 4638 sayılı Kanun ile değişik 55. maddesinin 13. fıkrasında; polis amirlerinin bir üst rütbeye terfiinde, bu rütbedeki fiili çalışma süresinin esas alınacağı belirtildikten sonra, aynı maddenin 14. fıkrasında, polis amiri olduktan sonra yapılan askerlik hizmetinin rütbe terfiinde değerlendirileceği kurala bağlanmıştır. Bu kurala göre, polis memuru iken ya da mesleğe girmeden önce yapılan askerlikte geçen sürenin fiili çalışma süresinde değerlendirilmesi mümkün olmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin 11/06/2003 tarih ve E:2001/346, K:2003/63 sayılı kararıyla, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 4638 sayılı Kanun’la değişik 55. maddesinin 14. fıkrasında yer alan düzenlemenin “Polis amiri olduktan sonra yapılan” bölümünün; askerlik hizmetinin yerine getirilmesinde kişilerin kamu görevlisi olup, olmamasının ya da yürüttüğü kamu görevinin niteliğinin farklı bir konum yarattığının kabul edilemeyeceği, kamu görevlisi iken askerlik yapanlardan, bir rütbeyi aldıktan sonra veya önce askerlik yapanların aynı hukuksal durumda bulundukları için bunlara farklı kuralların uygulanması sonucunu doğuran düzenlemenin Anayasa’nın 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra, 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesinin 14. fıkrasında yer alan düzenleme, ” … askerlik hizmeti, … süreleri rütbe terfiinde değerlendirilir.” şeklinde varlığını korumuştur. Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra madde metninde, kamu görevine girmeden önce yapılan askerlik hizmetinde geçen sürelerin rütbe terfilerinde değerlendirilmesine engel hükmün kalmadığı açıktır. Nitekim, polis amiri rütbelerinden birinde olup, kamu görevlisi olmadan önce veya polis amiri olmadan önce askerliğini yapanların askerlik hizmeti süresinin rütbe terfisinde değerlendirilmesi gerekeceği yolundaki yargı kararları istikrar kazanmıştır.
Aktarılan gelişmelerin ardından, 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesinin 14. fıkrası, 03/05/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5337 sayılı Kanun’la, “Mevzuat hükümlerine göre kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi yapılan her türlü uzmanlık, master, doktora ve avukatlık stajı rütbe kıdeminde değerlendirilmez. Ancak, bu Kanun’un 13. maddesinde sayılan rütbeler içerisinde yapılan askerlik hizmeti, yurt dışı misyon koruma, yurt dışı kurs ve diğer görevler sebebi ile geçirilen süreler ile tedavi ve istirahat süreleri, hangi rütbede ifa edilmiş veya geçirilmiş ise o rütbedeki fiili çalışma süresi içerisinde değerlendirilir. Emniyet teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmeti atanılan ilk rütbede ve adaylığın onanmasından sonra fiili çalışma süresinden sayılır. Bu sürelerin sayılması sonucu emsallerine göre kıdemli sayılanlar rütbe terfilerinde her ne sebeple olursa olsun rütbe olarak emsallerini geçemez.” şeklinde değiştirilmiştir.
Ve son olarak 04/04/2015 tarih ve 29316 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesinin 14. fıkrası, “Mevzuat hükümlerine göre kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi yapılan her türlü uzmanlık, yüksek lisans, doktora ve avukatlık stajı rütbe kıdeminde değerlendirilmez. Ancak, bu Kanunun 13. maddesinde sayılan rütbeler içerisinde yapılan yurt dışı misyon koruma, yurt dışı kurs ve diğer görevler sebebiyle geçirilen süreler ile tedavi ve istirahat süreleri, hangi rütbede ifa edilmiş veya geçirilmiş ise o rütbedeki fiili çalışma süresi içinde değerlendirilir. Ancak bu şekilde geçirilen sürelerin toplamda üç yılı aşan kısmı rütbe terfilerinde değerlendirilmez. Emniyet teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmeti, atanılan ilk rütbede ve adaylığın onanmasından sonra fiili çalışma süresinden sayılır.” şeklinde son halini almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 5337 sayılı Kanun ile değişik 55. maddesinin 14. fıkrası hükmüne, “Emniyet teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmetinin atanılan ilk rütbede ve adaylığın onanmasından sonra fiili çalışma süresi içerisinde değerlendirileceği” şeklinde düzenleme getirildiği ve 6638 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile yapılan değişiklikte de bu düzenlemenin varlığını koruduğu, yine 3201 sayılı Kanun’un “Rütbeler, Meslek Dereceleri ve Görev Unvanları” başlıklı 13. maddesinde, emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının rütbeleri, meslek dereceleri ve görev unvanlarının; “sınıf üstü emniyet müdürü, birinci sınıf emniyet müdürü, ikinci sınıf emniyet müdürü, üçüncü sınıf emniyet müdürü, dördüncü sınıf emniyet müdürü, emniyet amiri, başkomiser, komiser, komiser yardımcısı, kıdemli başpolis memuru, başpolis memuru, polis memuru” olarak sayıldığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuki süreç kapsamında, emniyet teşkilatına girmeden önce yapılan askerlik hizmetinin, emniyet teşkilatına polis memuru olarak başlanmış ve bu rütbenin fiili hizmet süresinden sayılmış olması durumunda, sonradan bulunulan rütbenin kıdeminden sayılma olanağı kalmadığı sonucuna ulaşılmış olup, somut uyuşmazlıkta da, davacının emniyet teşkilatına girmeden önce yerine getirmiş olduğu askerlik hizmet süresinin, atandığı ilk rütbe olan polis memuru rütbesinde değerlendirilmiş olduğu dikkate alındığında, davacının emniyet teşkilatına girmeden önce yapmış olduğu askerlik hizmet süresinin rütbe terfiinde değerlendirilmesi talebinin reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal, sosyal ve terfi haklarının iadesi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/11/2021 günlü, E:2021/48, K:2021/50 sayılı kararı da bu yöndedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize tabi ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.