Danıştay Kararı 2. Daire 2021/2366 E. 2023/2937 K. 25.05.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/2366 E.  ,  2023/2937 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2366
Karar No : 2023/2937

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; davacının, … İl Emniyet Müdürlüğü emrinde İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, “kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/12. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezasıyla tecziyesi gerekmek ise de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi gereğince disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğradığından “dosyanın ilgili bölümlerinin işlemden kaldırılmasına” dair İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının, … isimli şahsın iletişiminin dinlenilmesine yönelik kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında verilen kararda, davacıya isnat edilen eylemlerin doğru olup olmadığı yönünden bir değerlendirme ve nitelendirme yapılmadığı, ilgili mevzuata göre inceleme yapılarak eylemin üzerinden iki yıl geçtiğinin görülmesi neticesinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu itibarla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; idarenin disiplin cezası verme mekanizmasını harekete geçirmek suretiyle davacıya isnat edilen fiillerin kesinlik derecesinin ortaya çıkarılması ve bu şekilde disiplin yönünden kusurlu olup olmadığının ve gerçekten o disiplin suçunun işlenip işlenmediğini, kim tarafından ne zaman ve ne şekilde işlendiğini, zamanaşımına uğrayıp uğramadığını kontrol ve analiz etmek mecburiyetinde olduğu dikkate alındığında, davacının üzerine atılı fiiller nitelenerek yapılan değerlendirme sonucunda tesis edilen dava konusu disiplin kurulu kararında hukuka aykırılık görülmediği; öte yandan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun Geçici 28. maddesi hükmünün uygulanabilirliğini sağlamak açısından ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı belirlenen fiillerde de, fiilin nitelendirmesinin yapılması zorunluluk arzettiği, Yüksek Disiplin Kurulunca davacının fiilinin nitelendirilerek zamanaşımı kapsamında bulunduğunun belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde bu nedenle de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, … İdare Mahkemesince verilen istinafa konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek davacının istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; hakkında yürütülen disiplin soruşturmasına konu eylemin zamanaşımına uğradığının tespit edilmesine karşın, fiilin sübuta erip ermediği konusunda nitelendirme yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, zira, mevzuat gereği herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın doğrudan dosyanın işlemden kaldırılması yönünde karar alınması gerektiği, emsal yargı kararlarının da bu doğrultuda olduğu, soruşturmanın usule aykırı şekilde yürütüldüğü ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi … İdare Mahkemesinin … günlü, E:… sayılı kararıyla kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince, temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; … Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülmekte olan … günlü, … sayılı soruşturma kapsamında, İstihbarat Daire Başkanlığınca yapılan çalışmalarda; Mersin Cumhuriyet Savcısı … ve Mersin Emniyet Müdürlüğünde görevli Polis Memuru …’ye ait telefon ve IMEI numaraları üzerinden yapılan dinleme işlemlerinin, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun Ek-7/1. maddesinde belirtilen amaca yönelik olmadığı, telefonu dinlenen şahıslar hakkında bilgi toplama amacıyla yapıldığı, sahte rapor düzenleyerek ve suç isnadında bulunularak, yargıyı yanıltmak suretiyle haberleşme hürriyeti ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettikleri iddialarıyla ilgili olarak düzenlenen soruşturma dosyasında; Polis Memuru …’nin kendisi adına kayıtlı IMEI ve GSM numarası üzerinden, “Yasadışı organize suç örgütlerine yönelik narkotik suçlar kapsamında sürdürülen çalışmalarda bölücü örgütlerle iltisaklı olan ve uyuşturucu ticareti yapan …, … ve … ile irtibatını devam ettirdiğinden ve önümüzdeki süreç içerisinde başka şahıslarla da ilişkiye geçebileceği değerlendirildiğinden durumu ve temasların kontrol altında tutulmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.” şeklinde yanıltıcı ibareler yazılarak iletişiminin 28/04/2010 – 01/04/2011 tarihleri arasında usulsüz olarak dinlenmesinde davacının sorumluluğunun bulunduğu ve söz konusu eylemi nedeniyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/12. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezasıyla tecziyesi teklif edilmiş ise de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesi gereğince disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğradığından “dosyanın ilgili bölümlerinin işlemden kaldırılması” yönündeki İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının tesis edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan (mülga) Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/12. maddesinde; “Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek” fiili, meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesinde; “Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi, kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler. Bu nedenle, disiplin cezası verilebilmesi için öncelikle isnat edilen kusurlu halin veya fiilin tespiti gerekmektedir. Kusurlu halin veya fiilin tespitinden kasıt ise, disiplin cezasına konu edilen fiil veya halin zamanı, yeri, şekli gibi tüm unsurlarının ortaya konulması, böylelikle fiilin kim tarafından, ne zaman, nerede ve ne şekilde işlendiğinin net ve açık bir şekilde belirlenmesidir.
Öte yandan, yukarıda metnine yer verilen hükümle düzenlenen ve ilgililer bakımından güvence niteliği taşıyan zamanaşımı süreleri, kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle uyulması zorunlu süreler olduğundan, disiplin cezasını gerektiren fiil tespit edilip, söz konusu fiilin işlenip işlenmediğinin ortaya konulması ve fiilin işlendiği tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiğinin tespit edilmesi durumunda zamanaşımı nedeniyle disiplin cezası verilmemesi gerekmektedir.
Nitekim, soruşturma dosyasının, isnat edilen fiilin hiç işlenmediği gerekçesiyle işlemden kaldırılması ile zamanaşımı sebebiyle işlemden kaldırılmasının ilgili kamu görevlisi yönünden hukuki etki ve sonuçlarının birbirinden farklı olacağı kuşkusuzdur. Zira, hukuk âleminde var olmayan ve hiç gerçekleşmemiş bir fiil hakkında ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığından bahsetmek mümkün değildir.
Olayda, zamanaşımı nedeniyle işlemden kaldırılmış dosya içeriği fiilin davacı tarafından işlenip işlenmediğinin, işlenmiş ise hangi tarihte işlendiğinin ve bu fiilin disiplin cezasını gerektirip gerektirmediğinin, başka bir ifadeyle öncelikle, eylemin sübûta erip ermediğinin incelenmesi, isnat edilen fiilin işlendiğinin anlaşılması durumunda, fiilin işlendiği tarih esas alınarak ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi, varılacak sonuca göre de dava konusu işlemin hukuka uygunluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla; davacının disiplin cezasını gerektiren fiillerinin sübûta erip ermediği irdelenmeden ve eylemlerin hangi tarihte işlendiği tespit edilmeden, davacının üzerine atılı fiiller nitelenerek ve zamanaşımına yönelik usuli değerlendirme yapılarak, dava konusu disiplin kurulu kararında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden gerçekleştirilen incelemelerde; davacının, davaya konu Polis Memuru …’nin iletişiminin dinlenmesi fiiline yönelik yargılandığı ceza davasında, … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, “… müştekinin kendi ad soyadı ve kendi iletişim aracı üzerinden dinlenmiş olması, irtibat olarak gösterilen şahıslara ilişkin arşiv kaydının mevcut olduğunun bildirilmesi, önleme dinlemesi tedbiri kararı alınmasına esas teşkil eden “Teknik Takip ve İzleme Talep Formu”nda yazılı gerekçelerin mevcut olup olmadığı, dinleme yapılmasını gerektirecek emarelerin varlığına veyahut yokluğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilememiş olması, dinlemenin yasada öngörülen süre şartını ihlal etmeyecek şekilde gerçekleştirilmiş olması, yapılan dinleme işleminin istihbari amaçla önleme dinleme olması sebebiyle yoğun suç şüphesine ihtiyaç duyulmaması, önleme dinlemesinde amaç suç işlenmesinin ve kamu düzeninin bozulmasının önlenmesi amacıyla başvurulan bir yol olması ve önleme amacıyla yapılan iletişimin tespiti ve denetlenmesi sonucunda ulaşılabilen bulgular da, yasanın ön gördüğü amaçlar dışında ve bu arada bir ceza soruşturması veya kovuşturmasında delil olarak kullanılamayacak olması, yasada herhangi bir suç şüphesi derecesi de öngörülmediğinden yapılan iletişimin tespiti ve denetlenmesi işleminin usulüne aykırı olduğu yönünde her türlü şüpheden uzak kesin bir kanaate varılamamıştır. …” gerekçesiyle, “haberleşmenin gizliliğini ihlal” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından, üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesinden beraatine karar verildiği; anılan kararın bu kısmına yönelik yapılan istinaf başvurularının da, … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla esastan reddedildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, temyize konu bölge idare mahkemesinin karar tarihi itibarıyla davacı hakkında verilen bir beraat kararının bulunmadığı, ancak temyiz aşamasında davacının dava konusu işleme yönelik fiilleri nedeniyle adli yargı yerince yapılan yargılamada beraatine hükmedildiği anlaşılmakla, ortaya çıkan bu yeni hukuki durum karşısında, ceza mahkemesi kararının sonucu ve gerekçeleri ile bu karara ilişkin kanun yolu aşamalarının da yeniden verilecek kararda dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmesi gerekeceği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…., K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.