Danıştay Kararı 2. Daire 2021/230 E. 2023/1147 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/230 E.  ,  2023/1147 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/230
Karar No : 2023/1147

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : .. Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : ….
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Van ili, Erciş ilçesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde yer alan babası …’e ait konut bahçesinde bulunan ve kendisinin işlettiği “…” adlı işyerinin, işyeri açma ve çalışma ruhsatının bulunmadığı gerekçesiyle mühürlenmesi üzerine, mührün açılması ve alınan yapı kayıt belgesine istinaden tarafına ruhsat verilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme esas alındığı belirtilen …Müdürlüğünün … tarih ve E… sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, feragat nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164. maddesinin 1. fıkrasında, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği belirtilmiş olup, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin, dava dosyasına süresinde savunma dilekçesi sunmadığı görüldüğünden, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü lehine, hukuki yardımın karşılığı olan avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarenin, vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusu reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idare lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının mevzuata aykırı olduğu, nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında bulunduğu belirtilerek kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Avukatlık ücretine hak kazanmak için davaya süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmesinin zorunlu olmadığı, kesin hüküm verilinceye kadar hukuki yardımda bulunulmasının mümkün olduğu dikkate alınarak, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile kararın vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara ve bir örneğinin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın, kararı veren … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :

1136 sayılı Avukatlık Kanunu`nun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı; 171. maddesinin birinci fıkrasında, avukatın üzerine aldığı işi sonuna kadar takip edeceği hükümlerine yer verilmiştir.
Temyiz istemine konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi`nin 2. maddesinin 1. fıkrasında, bu Tarifede yazılı avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 3. maddesinin 1. fıkrasında, yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin göz önünde tutulacağı; 5. maddesinin 1. fıkrasında, hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukatın, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanacağı; 21. maddesinde, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarifenin esas alınacağı kuralları yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 323. maddesinde, avukatlık ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu; 326. maddesinde ise, avukatlık ücretinin de aralarında bulunduğu yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, dava sonunda hüküm verilene kadar hangi aşamada olursa olsun davayı takip edip hukuki yardımda bulunan avukatın, asgari ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından çok olmamak üzere, hukuki yardımda bulunurken sarf ettiği emeği ve çabası da göz önünde bulundurularak belirlenecek avukatlık ücretine hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, re`sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu idari yargıda, davalı idarece savunmanın süresinde verilmemiş olması, dosyanın tekemmül ederek karara bağlanması ve sadece süresinde verilecek savunma dilekçeleriyle talep edilebilecek hakların karşılanması açılarından önem arz etmekte olup; devam eden yargılama sırasında, vekil sıfatıyla davalı idareyi temsil eden, bu suretle de hukuki yardımda bulunan avukatın, davalı idare lehine sonuçlanan davada avukatlık ücretinden mahrum edilmesinin hukuki bir dayanağı da bulunmamaktadır.
Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ve 141. maddesinin son fıkrasında, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, 1. fıkrasında, herkesin, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul süre içinde görülmesini isteme hakkına sahip olduğu hususu düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda (İYUK), yargılamanın hızlandırılması ve en kısa sürede tamamlanması amacıyla konulan hükümler yer almaktadır. İYUK’un “Tebligat ve cevap verme” başlıklı 16. maddesinde, dava dilekçesi ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı, tarafların yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebileceği, bu sürenin, ancak haklı bir sebep bulunması halinde, otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği, “Dosyaların İncelenmesi” başlıklı 20. maddesi, 5. fıkrasında ise, dosyaların tekemmül ettikten sonra, tekemmül sırasına göre incelenerek karara bağlanacağı hükmüne yer verilmiştir. Dava ve cevap hakkının kullanımına yönelik olarak sürelerin belirlenmesinde amaç, uyuşmazlıkların biran evvel yargı mercileri önüne getirilerek karara bağlanmasının teminini sağlamaya matuf bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi de, 16/01/2014 günlü E.2013/92 K.2014/6 sayılı kararında Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen makul sürede yargılama ilkesi uyarınca, devletin yargılamaların gereksiz yere uzamasını engelleyecek etkin çareler oluşturmak zorunda olduğunu, ancak bu amaçla alınacak kanuni tedbirlerin ve öngörülen çarelerin, yargılama sonucunda işin esasına yönelik adil ve hakkaniyete uygun bir karar verilmesine engel oluşturmaması gerektiğini, bu ilkelere uygun olmak kaydıyla, yargılama yöntemini belirlemenin kanun koyucunun takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Van ili, Erciş ilçesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde yer alan “…” adlı işyerinin, işyeri açma ve çalışma ruhsatının bulunmadığı gerekçesiyle mühürlenmesi üzerine, mührün açılması ve alınan yapı kayıt belgesine istinaden ruhsat verilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … Belediye Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme esas alındığı belirtilen … Bölge Müdürlüğünün … tarih ve E…. sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; dava dilekçesinin 02/10/2018 tarihinde davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne tebliğ edildiği, anılan idare vekilinin 29/11/2018 tarihli dilekçe ile savunmalarını sunduğu, davacının feragat etmesi nedeniyle Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; her ne kadar davalı tarafça savunmanın (30) günlük süre içerisinde verilmediği görülmekteyse de, makul sürede yargılama ilkesinin gereği olarak belirlenmiş olan sürelerin, davaların kesin hüküm elde edilinceye kadar vekil aracılığıyla takibini kısıtlayıcı şekilde yorumlanamayacağı ve taraf vekillerinin hangi aşamada olursa olsun dava takibi ile görevlendirilmesi halinde avukatlık asgari ücret tarifesinde öngörülen ücrete hak kazanacağına ilişkin açık düzenlemeler karşısında, davayı vekili vasıtasıyla takip eden davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.