Danıştay Kararı 2. Daire 2021/2262 E. 2023/2161 K. 25.04.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/2262 E.  ,  2023/2161 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2262
Karar No : 2023/2161

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, Bursa Emniyet Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünde görev yaptığı döneme ilişkin olarak hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucu “İzinli olsun veya olmasın resmi giysiyle umuma açık yerlerde içki içmek veya resmi giysiyle gizlenemeyecek derecede sarhoş olarak görünmek” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/19. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olup, anılan iptal kararı, Danıştay Beşinci Dairesinin 18/05/2017 günlü, E:2016/20012, K:2017/13117 sayılı kararıyla bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin bozma kararına uyulmak suretiyle verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/19. maddesinde; “İzinli olsun veya olmasın resmi giysiyle umuma açık yerlerde içki içmek veya resmi giysiyle gizlenemeyecek derecede sarhoş olarak görünmek” meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında sayıldığı, bu düzenleme şekliyle kanun koyucunun, “resmi giysiyle gizlenemeyecek derecede sarhoş olarak görünmek” fiilinin karşılığının meslekten çıkarma cezası olduğunu hükme bağladığı, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, davacının olay günü resmi kıyafetli şekilde eşinin görev yaptığı Güvenlik Şube Müdürlüğü Acemler Hizmet Binası Kamu Güvenliği Büro Amirliğine geldiğinde “gizlenemeyecek derecede sarhoş görünüp görünmediğinin” tespit edilmesinin gerektiği, olayda; polis memuru olarak görev yapan davacının, adli ve idari soruşturma sırasında alınan ifadelerinde ve savunmasında, olay günü olan 04/12/2009 tarihinde öğlen saatlerinde ve bir gün öncesinde gece alkol aldığını ikrar ettiği, Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesinden aldırılan … günlü, … sayılı alkol raporu ile davacının olaydan çok sonra saat 16:13 itibarıyle dahi 1,22 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, öte yandan, soruşturma kapsamında onbir tanığın ifadesine başvurulduğu, onbir tanığın tamamının davacıyla yakın teması bulunmamakla birlikte; ifadesine başvurulan ve davacıyla yakın mesafede konuşması bulanan beş tanığın, “…davacının alkollü olduğunu…” beyan ettiği, diğer tanıkların ise ya davacının alkollü olup olmadığını bilmediklerini ya da bu konuda herhangi bir şey beyan etmediğinin görüldüğü, diğer taraftan, Güvenlik Şube Müdürlüğünde görev yapan ve olaya tanık olan kişilerce davacının olay anında “aşırı derecede alkollü görünümlü olduğuna” ilişkin tutanak tutulduğu, ayrıca, davacının, olay tarihinden önce “meslekten olacağım ama seni de işgöremez yapacağım, seni sakat bırakacağım, yanına kalmayacak merak etme” şeklinde, olay tarihinde saat 13:20’de “Arada çocuğu öldürtme, neredesin konuşalım” şeklinde mesaj yolladığı, akabinde saat 14:00 sularında Güvenlik Şube Müdürlüğüne geldiğinde nereye gittiğinin sorulması üzerine “…eşimi öldürmeye gidiyorum…” şeklinde cevap verdiği ve üzerinden alınarak elkonulan silahında haznesindeki mermi ile birlikte onbir merminin bulunduğunun görüldüğü, bu haliyle, davacının, olay sırasındaki agresif tutum ve davranışları, alkollü olduğuna ilişkin birbiriyle uyumlu ve birbirini destekler nitelikteki tanık beyanları, olay anında aşırı derecede alkollü göründüğüne ilişkin tutanak tutulması, davacının ikrarı, olaydan çok sonra alınan alkol raporu ile dahi 1.22 promil alkollü olması ve olayın oluş şekli bir arada değerlendirildiğinde; davacıya isnad edilen fiilin mevzuattaki tanımına uyduğu anlaşılmakla tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/19. maddesinde yer alan “gizlenemeyecek derecede sarhoş olmak” halinin mahkeme tarafından doğru bir şekilde yorumlanmadığı, davacının sarhoş olduğuna ilişkin herhangi bir belirti fark etmeyen tanıkların (altı kişi) ifadelerine itibar edilmesi gerektiği, davacının sarhoş olduğunu iddia eden beş tanığın ise yalnızca davacının alkollü olduğuna ilişkin gözlemlerinin bulunduğu, davacının gizlenemeyecek derecede sarhoş olduğuna dair herhangi bir ifadenin bulunmadığı, davacının olay yerine 250 kg ağırlığındaki motosikleti ile yaklaşık 50 km giderek ulaştığı, gizlenemeyecek derecede sarhoş olma hali için belirli bir yoğunluk aranmasına rağmen davacının olay günü söz konusu mesafeyi trafik kazası olmaksızın kat etmesinin madde metninde aranan sarhoşluk halinin bulunmadığını gösterdiği, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Araştırma Merkezi tarafından derlenen alkol miktarı ve kişide oluşan etkilerine ilişkin tabloda 1,2 promil düzeyinde alkol alınması ile ruh halinde gidip gelmeler şeklinde bir etkinin bulunduğu yer alsa da belirgin seviyede sarhoşluk halinin oluşmayacağı, olay günü eşi ile arasındaki sorunları çözmek için geldiği, eşine yönelik hakaret ve tehditte bulunduğuna yönelik iddiaların gerçeğe aykırı olduğu, davacının sarhoş olarak göründüğü iddia edilen Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünün umuma açık yer niteliğini taşımadığı, davacının izinli olduğu gün emniyet müdürlüğüne çağrılması üzerine amirlerine duyduğu saygı gereği resmi kıyafetini giyerek emniyet müdürlüğüne gittiği, gizlenemeyecek derecede sarhoş olma halinin somut olayda gerçekleşmediği, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.