Danıştay Kararı 2. Daire 2021/17546 E. 2022/6638 K. 20.12.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/17546 E.  ,  2022/6638 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/17546
Karar No : 2022/6638

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Adana Valiliği emrinde hukuk müşaviri olarak görev yapan davacının, kaymakam olarak görev yaptığı dönemde 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 125/E-g maddesinde yer alan “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziyesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında “Antalya İli, … İlçesi Kaymakamı …’ın yakın çalışma arkadaşı olarak getirdiği polis memurları … ve … ile maiyetindeki diğer kişileri ilgilendiren cinsel ve devamı maddi ilişkilerinin olduğu, adı geçen kaymakamın maiyetindeki kişi ve iş sahiplerine cinsel tacizde bulunduğu ve bu suretle memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici fiil ve eylemler içerisinde olduğu” iddialarının araştırılması amacıyla yapılan soruşturma sonucunda 08/08/2019 günlü disiplin raporunun düzenlendiği ve soruşturma konusunun sübuta ermesi üzerine soruşturmacı tarafından, davacının 657 sayılı Yasanın 125/E-g bendinde düzenlenen “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” eyleminin karşılığı olan devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziyesinin teklif edildiği ve akabinde İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığının … günlü, … sayılı yazısının davacıya gönderildiği; belirtilen yazıda, düzenlenecek savunmanın on gün içerisinde gönderilmesinin, 657 sayılı Yasanın 129. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hakların kullanılıp kullanılmayacağı ile sendika üyesi olup olmadığı hususlarının açıklanmasının istenildiği, ayrıca belirtilen süre içerisinde gönderilmemesi durumunda savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağının belirtildiği, yazının 31/12/2019 günü itibarıyla davacıya tebliğ edildiği, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunda vekilleri vasıtasıyla davacının sözlü savunmasının da alındığı, soruşturma dosyasındaki bilgi ile belgelerin, davacının yazılı ve sözlü savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda dava konusu İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunu’nun 04/02/2020 günlü, 07 sayılı kararı ile dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı; yürütülen disiplin soruşturması kapsamında toplanan tüm delillerin birlikte incelenmesinden davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 125/E-g maddesinde yer alan “memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiilini işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla tecziyesi yönünde alınan dava konusu Yüksek Disiplin Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığını ileri sürdüğü parasal ve özlük haklarının ödenmesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; savunma hakkının kısıtlandığı, hukuka aykırı delillere dayanıldığı, özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlal edildiği, eylem ile yaptırım arasında adil bir dengenin bulunmadığı, dolayısıyla ölçülülük ilkesinin de ihlal edildiği, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından kendisine isnat edilen fiilden daha ağır fiiller işlemiş olanlara Devlet memurluğundan çıkarma cezasından daha hafif cezalar verildiği, bu durumun eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, dava konusu işlem tesis edillirken zaman aşımına ilişkin kurallara da riayet edilmediği, dolayısıyla işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının duruşma istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliğine saygı gösterilmesini isteme hakkı, kural olarak kamusal alana uzanmamaktadır. Mahremiyet hakkı öncelikle mekansal bir alana tekabül etmektedir. Bu alan bireyin konutu ve müştemilatıdır. Bu mekan dışında bireyi etkileyen önlemlerin özel hayatın gizliliği hakkı kapsamında değerlendirilmesinde bazı ölçütlere de bakılması gerekir. Her bir vaka özelinde durumun değerlendirilmesi gerekir.
Soruşturma raporu incelendiğinde; davacının maiyetinde görev yapan polis memuru … ile öğretmen olarak görev yapan … ve … ile yaşadığı ilişkinin kendi konutu dışında sürdüğü, ilişkinin bizzat tarafı olanlar dışında kişilerin de yaşananlardan haberdar olduğu, böylece anılan ikili ilişkilerin özel yaşam alanını aşarak alenileştiği ve göreve yansımalarının bulunduğu, ilçe genel idaresinin başı olarak görev yapan davacının görevinin önemi ve özelliği de dikkate alındığında, eylemlerinin kurum disiplinini ve itibarını zedeleyecek ve göreve devam etmesini engelleyecek nitelikte olduğu görüldüğünden, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla tesis edilen işlemde takdir yetkisinin objektif ölçütlerle kamu yararı ve birey yararı arasındaki denge gözetilerek kullanıldığı sonucuna varılmıştır.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yukarıda yapılan açıklamanın da eklenmesi suretiyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 20/12/2022 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Bölge idare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
… Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın aynen onanması gerektiği oyu ile kararın açıklama eklenmek suretiyle onanması yönündeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.