Danıştay Kararı 2. Daire 2021/17264 E. 2022/6893 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/17264 E.  ,  2022/6893 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/17264
Karar No : 2022/6893

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Şanlıurfa ili, Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapmakta olan davacı, Nizip İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı dönemde mesai arkadaşı tarafından kendisine verilen silahı iade etmemesi nedeniyle hakkında emniyeti suistimal iddiası ile yürütülen disiplin soruşturması neticesinde meslekten çıkarılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunca tesis edilen … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının, polis memuru olduğu ve disiplin soruşturmasında vermiş olduğu ifadesinde kar amacı gütmeden arkadaşlarına yardımcı olmak amacıyla silah satışlarında aracılık yaptığını kabul ettiği, polis memuru arkadaşından vekalet almak suretiyle daha önce de satışa aracılık ettiği, hatta silah alıp satmak amacıyla internet üzerinden kendine ait (.com) uzantılı siteyi aktive ettiği, mesai arkadaşlarının davacı hakkında farklı tarihlerde Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğu ve … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile de sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırıldığı, suç tarihinin Şubat 2014 – 28/05/2014 tarihleri arasında olduğu ve dava konusu işlemin de iki yıllık ceza verme zamanaşımı süresi içerisinde yeralan 05/04/2016 tarihinde tesis edildiği ve davacının birlikte çalıştığı mesai arkadaşına hayatın olağan akışına uygun olarak güvenmek suretiyle herhangi bir belge tanzim etmeksizin teslim ettiği birlikte değerlendirildiğinde, davacının emniyeti suistimal suçunu işlediği gerekçesi ile “meslekten çıkarma” cezası ile tecziye edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; her ne kadar yapılan ceza yargılaması sonunda davacıya isnat edilen emniyeti suistimal fiili uzlaşmaya tabi olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozulmuş ise de; davacının bu eylemlerin (tipiklik bakımından isnad edilen suçları oluşturup oluşturmadığı hususuna ilişkin ceza yargılamasından bağımsız olarak) disiplin hukuku ilkelerine göre değerlendirilmesi sonucunda emniyeti suistimal fiilini oluşturduğu, davacının emniyeti suistimal fiilinin de 657 sayılı Yasa’nın 125/E-(g) maddesi kapsamında “Devlet memurluğundan çıkarma” cezasını gerektirdiği sonucuna ulaşıldığından, bu fiili gerek disiplin soruşturması kapsamında gerekse ceza yargılaması esnasında alınan ifadelerden sübuta erdiği anlaşılan davacının eylemine uyan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 7068 sayılı Kanun’un yollamada bulunduğu 657 sayılı Yasa’nın 125/1-E-(g) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılması gerekmekte iken, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan ve hakkında disiplin soruşturması yürütülen davacı yönünden lehe hüküm ve sonuç doğuracağı anlaşılan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/6. maddesi gereğince “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık, davanın reddine yönelik idare mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak, davacının istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; kendi beyanına göre adına ruhsatlı olan silahının başkasına satışı için şahsına veren kişi durumunda olan … hakkında, iddialarının gerçekliğinin tespiti için soruşturma açılması ve soruşturma neticesinde alınacak karar üzerine şahsı hakkında disiplin soruşturmasının yapılması gerekirken, eksik ve hatalı inceleme sonucu yürütülen soruşturma ve alınan kararın hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiği, hakkında yürütülen disiplin soruşturması dosyasında ifade veren tanıkların beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, ifade veren tanıkların … isimli polis memurundan duymuş oldukları söylemleri tekrar ettikleri, soyut bir iddiadan öteye geçemeyen, gerçeklik boyutu ortaya çıkarılmayan bir takım şahsi sebeplerden dolayı iftira mahiyeti taşıyan beyanlardan dolayı hakkında meslekten çıkarma cezası verilmesinin hukuka, hakkaniyete aykırı olduğu, suç tarihinin 2014 yılının Şubat ayı olduğu, Yüksek Disiplin Kurulu kararının ise 04/05/2016 tarihinde verildiği, ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı, hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı İdareler tarafından; davacının temyiz talebinde ileri sürdüğü hususların hukuken geçerlilik arz etmediği, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sıralanan bozmayı gerektiren hususların hiçbirisini içermediğinden talebin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bilgi ve belgeler de incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; Şanlıurfa ili Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, Nizip İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı dönemde mesai arkadaşı tarafından kendisine verilen silahı iade etmemesi nedeni ile hakkında emniyeti suistimal iddiası ile yürütülen disiplin soruşturması neticesinde meslekten çıkarılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunca tesis edilen … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Uyuşmazlığa konu disiplin cezasının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/6. maddesinde; “Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, irtikap, rüşvet, zimmet, ihtilas, ırza geçme, ırza tasaddi, sahtecilik, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, kalpazanlık, kasden adam öldürme, veya bu suçları işlemeye teşebbüs etmek, emniyeti suiistimal, yalan yere tanıklık, yalan yere yemin, suç tasnii, iftira” fiilleri meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararı ile Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 83. maddesinin birinci cümlesinin, “yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa’nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu” gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 08/03/2018 günlü, 30354 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7068 sayılı “Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun”un 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan, 7068 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları, bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur.” hükmüne yer verildiğinden, dava konusu uyuşmazlığın bu Kanun uyarınca incelenip çözümlenmesi gerekmektedir.
7068 sayılı Kanun’un 8. maddesinde, disiplin cezası verilmesini gerektirecek fiiller sayma suretiyle belirtilmiş, ancak bu fiiller arasında davacının cezalandırılmasına dayanak olan “emniyeti suiistimal” fiiline yer verilmemiş; bir başka ifadeyle, emniyet teşkilatı personelinin disiplin suç ve cezalarını düzenleyen yeni Kanun uyarınca davacıya isnat edilen eylem disiplin cezasını gerektiren bir eylem olmaktan çıkarılmıştır.
Ceza Hukuku kökenli bir ilke olan lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiil sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunuyorsa veya sonradan yürürlüğe giren düzenleme suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehinde ise, sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
Kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi, tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. Bu anlamda, idari işlem niteliğindeki disiplin yaptırımının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, ilke olarak suç ve cezada lehe olan normun uygulanması kuralının disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise, disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır.
Ancak, lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının, davacının eylemine uyan başka bir disiplin cezasının uygulanmasına engel olmayacağı da açıktır.
Bu bağlamda, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına temel olan ve Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/6. maddesinde yer alan “emniyeti suistimal” fiili, mevcut hukuki durum itibarıyla 7068 sayılı Kanun ile herhangi bir cezai yaptırıma bağlanmayarak disiplin suçu olmaktan çıkarıldığından, davacı hakkında tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık; davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun gerekçe değiştirilmek suretiyle reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/05/2019 günlü, E:2018/1314, K:2019/2098 sayılı; 16/03/2020 günlü, E:2019/2706, K:2020/765 sayılı ve 28/01/2021 günlü, E:2020/3248, K:2021/145 sayılı kararları da bu yöndedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2/a fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca, 27/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı temyize konu karar, hukuk ve usule uygun bulunduğundan, davacının temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz